"big data" etiketli yazılar:

24 Şubat 2019 Pazar

Veri – Soru – Pazarlama

Artık büyük veri değil büyük soru önemli” cümlesi üzerine Büyük Soru’nun ne olduğu konusunda [1] ve [2] yazı yayınladım.

Sosyal mecralarda [2]inci yazıya yapılan yorumlar üzerine, birkaç cümle daha söyleme hakkını kendimde buldum.

😉

Teknoloji kökenli birkaç arkadaş, “pazarlamacıların teknoloji konularında konuşmaması gerektiğini” savundu. Elimden geldiğince yanıldıklarını anlatmaya çalıştım.

Neyi hatırladım biliyor musunuz? 2010 – 2011’de

birçok yazıyla uyarmaya çalıştım.

Web 2.0, bireyin kurumlardan güçlü olduğu son dönem. Beni pazarlama anlatarak sosyal mecraları kirletmekle suçlayan teknoloji kökenliler, bu dönemi sona erdirmek için var gücüyle çalışıyorlar. Sonunda kurumların işine yarayacak” diye her konuşmamda söyledim. ” “Üç satır kodlama bilmezsin, bu konularda ahkam kesme” diyen IT kökenliler sosyal mecralarda yazmadıklarını bırakmadılar.

Daha Cambridge Analytica‘nın adı duyulmamıştı.

  • Eski bir Karadeniz fıkrasının son cümlesiylle yanıt vereyim. “Hani… N’oldu?

Pazarlamacıları dışlamak, gerçeklerin görülmesini erteleyebiliyor.

😛

Şunu anlatmak istiyorum. Düşünülenin aksine, pazarlamacılar veri ve teknoloji konusunda konuşmalı. Elbette anlamalı ve konuşmalı.

Şanslı şirketlerde teknolojiden anlayan Pazarlama Üst Yöneticileri veya pazarlamadan anlayan Teknoloji Üst Yöneticileri vardır. Akıllı şirketlerde ikisini ayırt etmek zorlaşırcümlesini unutmayın.

Pazarlamacıların veriyi ve büyük veriyi bilmesi gerektiğini defalarca yazdım. Bazıları aşağıda…

Demek istediğim şu: Pazarlama ile teknoloji, iç müşteri kavramıyla değil, ekip arkadaşı kavramıyla çalışmazsa her ikisi de gerçeklerden kopuk oluyor. Pazarlama “mümkün olmayanı” istiyor; Teknoloji “müşteriyi düşünmeyen çözüm” öneriyor.

İç müşteri kavramı siloları yükseltiyor. Sadece IT değil, müşteri odaklılık yolunda Operasyon ve Hukuk gibi departmanlarla da mücadele ediliyor.

🙁

Gelişmelerden, verilerden, modellemelerden, iletişim teknolojilerinden uzak pazarlamacılar varsa, suçun hepsi değil ama çoğu pazarlamacılarla birlikte çalışmayı tercih etmeyen teknoloji insanlarının.

.

05 Kasım 2018 Pazartesi

Kategori ve Filtreleme

31 Ekim tarihinde blogun okurlarından Sayın Hatice Mirza’dan şu mesaj geldi.

Merhaba Uğur Bey,

Sizi internet sitenizden tanıyorum ve yazılarınızı zevkle okuyorum. 

Örnek olarak kullanabileceğiniz bir mobil site deneyimimi anlatacağım. 

Fxxxxx Nxx bir kadın giyim markası ve amacım ceket almak. Giysi adı altında  pantolon, ceket, etek bluz ne varsa hepsini tek başlıklandırmışlar. Tıklayınca kategorilere ayırma seçeneği yok. Arayışım başarıya ulaşmayınca “asistan” olarak nitelendirdikleri canlı olmadığını sonra fark ettiğim desteğe tıkladım. Seçenekleri kendisi sunuyor. Ve en son ulaştığım nokta görselde. Son verdiği 5 seçenek harici seçim yapamıyorum. Hiç kullanıcı dostu değil. 235 ürüne birden bakıp aralarında ceket aramaktansa sayfayı kapattım ve size bu maili yazıyorum. Cc’ye onları da ekleyeyim belki sayfanızdan bilgi sahibi olup sitelerini düzenleme yoluna gidebilirler.

Bu alanda çalıştığınız ve uzmanlığınızı bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.

Saygılarımla,

Hatice hanım, bir ekran görüntüsünü de paylaşmış:

🙂

Geçtiğimiz hafta oldukça yoğun eğitimlerim vardı. Milyonlarca müşterisi olan bir kuruma “Veri ve Büyük Veri ile Pazarlama” konusunda eğitimler verdim, bir Dijital Pazarlama kursunda “Sosyal Medya Verilerinin Kullanımı” eğitimi verdim. Pazar günleri zaten Bilgi Üniversitesi’nde Mine Könüman ile Ürün Geliştirime ve Serhat Akkılıç ile Dijital Dönüşüm dersleri veriyoruz.

Bu nedenle konuyla ilgilenmem biraz zaman aldı.

🙁

Sözü geçen e-ticaret sitesine cep telefonumdan girdim ve “mavi ceket” diye aradım.

  • 1 mavi ceket
  • 1 mavi pantalon
  • 1 pembe ceket
  • başka bir renkte ceket
  • ekose bir ceket
  • mavi kaban

sıralandı. Ekran tasarımı o kadar kötüydü ki, her seferinde tek bir resim görünüyordu.

Daha sonra masa üstü bilgisayarla durumu kontrol ettim. Daha geniş ekran olduğu için ilk 6 teklifi eş zamanlı görüntülemesi dışında pek bir fark yoktu. Aradığınızın benzerleri bile anlamlı şekilde sıralanmıyordu.

Aklıma Amazon’un “zaman ve kullanılan cihaz” ilişkisini araştırdığı ve ekran görüntülerini müşteri deneyimine uygun tasarladığını anlattığı çalışma geldi.

Henüz bu yazıyı yayına hazırlamamıştım. Fxxxxx Nxx’dan Hatice hanıma (cc’de bana) bir yanıt geldi.

Değerli Müşterimiz,
Tüm ürünlerimizde renk beden ve fiyat olarak filtreleme yapılabilmektedir.

Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür eder iyi günler dileriz,
Saygılarımızla,

Yukarıdaki “şakaysa komik değil, ciddiyse çok komik” denilebilecek olay ve iletişim için Fxxxxx Nxx internet sitesini yapanlara söylenecek çok şey var ama 2 tane öneri ile yetineceğim:

1 – Kategori ağacı oluşturun. E-ticareti özümsemiş sitelerde her bir ürün için  kategori, renk, boy, genişlik, kumaş cinsi, kol veya bacak uzunluğu, yapıldığı malzeme, vb… içeren arama kolaylıkları varken sizin kısır yönteminiz, müşteriyi uzaklaştırmaktan başka işe yaramaz.

2 – İletişim dilinizi değiştirin. Müşteri geri bildirimlerini hiç umursamayan tavrınız da müşteriyi sizden uzaklaştırır. Celil Öker‘a ait olduğunu sandığım şu cümle işi anlatıyor: “Sevgiline mektup yazıp da “anlamadı salak, oysa ne güzel yazmıştım” diyorsan, kendini kandırıyorsundur.” Sitede hasbelkader bir özellik varsa ve biz müşteriler bunu bulamıyorsak, senin yanlışındır. (Ya da öyle bir kolaylık yok ama sen bilmiyorsun ki bu daha kötü.)

Bizi e-ticaretten uzaklaştıran bu gibi oluşumlara başarılar dile(ye)miyorum.

🙁

19 Haziran 2017 Pazartesi

Dijital Pazarlama Sohbeti

15 Mayıs Pazartesi akşamı, JCI İstanbul’un ev sahipliğiyle Levent’te e-ofis Pol Center’da bir sohbet toplantısına katıldım.

Dijital Pazarlama elbette birbuçuk saatte konuşulabilecek bir konu değil. “Biz biraz tozunu aldık” bile diyemeyiz. En fazla, “hepimiz farklı bir açısından bahsettik” diyebilirim.

🙂

Etkinlik sırasında aldığım notlardan birkaçını paylaşmak istiyorum.

Etkinliğe katılanlara “Dijital pazarlama deyince aklınıza ne geliyorsa, yazın” diye söylendi. Sonuç şöyle:

Çoğunluğun kafasında “dijital pazarlama = SEO” olduğunu görülüyor. Konuşmacılardan Haydar Özkömürcü‘nün “growth hacker” olması nedeniyle oluşan sapmayı geçersek, diğer önemli kavramlar “ölçümleme“, “sosyal medya” ve “strateji” olarak saptanmış.

Strateji’yi geçiyorum. Dijital olsun veya olmasın, strateji olmadan pazarlama olmaz zaten.

  • Sohbetin bir anında ben “Dijital pazarlama = SEO zannedenlerin dijital pazarlamadan pek anlamadığını düşünüyorum” deyince, SEO’nun daha da büyüdüğünü söylemek isterim. 😛

Kelimeleri incelediğimde, “pazarlama” ile “reklam” arasındaki farkın pek anlaşılmadığını düşündüm.

  • Bence, bu sohbeti 2 sene önce yapsaydık “mobil uygulama” da bu listede yer alırdı. O dönemde “size bir mobil app yapalım” modası vardı.

Duyduğum kadarıyla “dijital reklam bütçelerinin %50’den fazlası Google ve Youtube’a harcanıyor“muş. SEO’nun kalın ve büyük çıkmasının nedeni bu olsa gerek.

😉

Bana göre dijital pazarlama denildiğinde geleneksel pazarlamayla kıyaslandığında en önemli kavramlar neler:

  • Kişiselleştirme (kelime bulutundaki “Customisation” da eklenebilir)
  • Etkileşim (kelime bulutundaki “Interaktif” da eklenebilir).
  • bunların yapılabilmesi için de “Veri”, “Büyük veri” ve giderek “Yapay zeka” (Bugünün pazarlama dünyasında ağ – içerik – veri bütünleşmiş durumda. Amazon Go‘yu izlerken bu üçlü bütünleşmeyi görmemek imkansız)

🙂

Sohbet sırasında şöyle bir öykü anlatıldı. (Aklımda kaldığınca…)

Pankreas kanserinin erken teşhisi yapılamıyor.

16 yaşında bir genç, sevdiği bir yakını pankreas kanserinden ölünce araştırma yapıyor. Sadece interneti tarayarak ve yüzlerce makale okuyarak pankreas kanserini erken teşhis edecek ipuçlarını buluyor.

Birçok üniversiteye bu konuyu yazıyor. Çoğu dikkate alınmıyor. Sonra bir okul ciddiye alıyor.

Artık pankreas kanserinin erken teşhisi mümkün

Anlatılmak istenen şuydu: “Web’de her şey var. Ama aramayı bilmek gerek”

  • Daha ayrıntılı yazmak için öyküde anlatılanı web’de aramış ama bulamamıştım. Okurlardan sayın Hasan Tahsin GÜRLEK bey, araştırmış ve yorumlarda linkini paylaşmış. İlgili yazı şurada. Hasan Tahsin Beye çok teşekkür ediyorum.

Aklımdan geçeni burada yazayım. Eğer 16 yaşında bir genç, bir hastalığın erken teşhisini web’de arayıp tarayarak buluyorsa, yapay zeka (AI – Artificial Intelligence) bunu birkaç saniyede bulur. Ne var ki, yapay zekaya neyi arayacağı söylenmeli ve doğru sorular sorulmalı.

Gelecekte dijital pazarlama insanı, bu iki özelliği taşıyacak: neyi arayacağını yapay zekaya söyleyecek ve doğru soruyu soracak. Ötesi saniyede binlerce yazıyı veya milyonlarca sosyal mecra postunu arayacak yapay zekanın işi.

😉

Sizi yine bazı yazılarıma davet ediyorum:

.