"bilgi toplumu" etiketli yazılar:

29 Temmuz 2018 Pazar

Yanlış Tahmin

Ben demiştim” demeyi sevdiğimi defalarca yazmıştım. Bu sefer yanılgımı yazmak istedim.

2018 Dünya Kupası konusunda özetle şunları yazmıştım:

Takım tutmam ve futbolla da pek ilgilenmem. Duygual söylemler ve dolduruşlara değil veri bilimine inanırım.

Bu doğrultuda, tahmin konusunda iddialı sitelerin linklerini vermiştim.

🙁

Gelin onlar ne demişler bakalım.

Machine learning predicts World Cup winner

Almanya – Brezilya final oynar ve Almanya kazanır” demiş. 100 bin tane simülasyon yapmış ve en büyük olasılık bu şemadaki çıkmış.

😛

2018 World Cup Predictions  ise gruptan çıkma, sonraki turları geçme… şeklinde detaylı tahminler yapmış ve Brezilya – İspanya arasında final oynanacağını iddia etmiş.

Her iki sitenin ayrıntılı bilgilerini ilgili bağlantılara tıklayarak görebilirsiniz.

🙂

Sonuçta ancak ilk 4’de yer alacağı sanılan Fransa şampiyon oldu. İlk 8’de olmasına “belki” gözüyle bakılan Hırvatistan finali oynadı.

Fena yanıldım. İğneyi kendime batırayım da, çuvaldız elimde kalsın.

😉

14 Haziran 2018 Perşembe

2018 Dünya Kupası

Beni yakından tanıyanlar, futbol konusunda bir yazı başlığı görünce şaşırmışlardır.”Hangi takımı tuttuğumu” soranlara, “Futbola ilgim, mikrobiyolojiye olan ilgimden daha az” diye yanıt veririm. Takım tutmam ve futbolla da pek ilgilenmem.

2018 dünya kupası ile ilgili görsel sonucu

Bu kupayla ne işim olduğunu soracak olursanız, sadece 2 eski yazımı hatırlatmak istedim.

Birincisi, 27 Şubat 2014’de SAP’nin (o zamanki) Inovasyon Takım Lideri Cenk Sezgin ile sohbetimi yazmıştım. Bu uzun yazının son paragraflarında SAP’nin kurucularından biri olan  Dietmar Hopp’un gençliğinde oynadığı 3.300 kişinin yaşadığı küçük bir köy kulübü olan TSG 1899 Hoffenheim’ı 2000 yılında Alman 5.liginden devralıp 8 senede Alman birinci ligi olan Bundesliga’da oynamasını sağlayan “bilgi yönetimi“nden söz edilmişti.

SAP-analytics-1302

İkinci yazı ise, 13 Temmuz 2014‘de yayınladığım “Finali Büyük Veri Kazanır mı?” yazısı. Alman milli takımının 7 – 1’lik Brezilya galibiyeti sonrasında yayınlanan “12’inci oyuncu büyük data’ydı” (Germany’s 12th Man at the World Cup: Big Data) yazısına değinmiştim.

Sizce finali duygusal söylemler ve motivasyon mu, veri bilimini spora uygulayabilenler mi kazanır.

😉

EKLEME: Sosyal Mecralarda görebildiğim tahmin linkleri:

.

13 Şubat 2018 Salı

Girişimci Genellemeleri

Bugünlerde “Hayatında hiç girişim yapmamış, risk almamış akademisyenlerin girişimcilik eğitimi vermesi” üzerine çok sayıda aşağılama okuyorum. Bir hafta içinde 4 – 5 farklı kişinin Tweet’lerinde veya Facebook iletilerinde gördüm.

Girişimcilik eğitimi vermiyorum ama, düşünce sistemi açısından birkaç cümle etmek istiyorum.

😉

Ben de…

Hayatında araştırma metodları, modelleme ve tüme varım hakkında
hiçbir bilgi edinmemiş olanların genellemelerine bayılıyorum.

Ayrıca,

Hayatında tek bir gün bile ücretli çalışmamış genç girişimcilerin
“neden kurumlarda çalışmamalı” konulu konuşmalarına bayılıyorum.

.

Risk konusunda, çoook eski bir toplantıdan bahsedeceğim.

Bülent Eczacıbaşı “girişimcilik” konusunda kendisine sorulan bir soruya şu yanıtı vermişti:

Girişimci hesaplayarak risk alan insandır. Bir dönemin en bilinen girişimcileri… Vehbi Koç, Sakıp Sabancı… babamın yakın arkadaşıydılar. Hepsi bir girişimden önce uzun uzun hesap kitap yaparlardı.

Girişimcilik kumar değildir.”.

Yazının devamında Vuslat Çamkerten‘in yorumu var.  Ona da göz atıverin.

😀

Türkiye’deki “girişimci ekosistemi” denen ortamın neden kısır kaldığının en güzel açıklaması bence girişimcilerin düşünce yapısıdır.

Yatırım alınca beyaz mercedes resmi yayılayıp “çocukuk aşkıma kavuştum” diyen; Dünya sağlık, ulaşım, akıllı şehirler, giyilebilir teknolojiler, eğitim, sıfır atık üretimi, siber-güvenlik vb. gibi oluşumların peşinde koşarken onsekizbinyediyüzseksenbeşinci e-ticaret sitesi açmaya çalışan; müşteri deneyimini düşünmeden gelir modeli anlatan; tüm odağını “bir yatırımcı ve exit” üzerine toplayan; akademik düşünceyi sürekli kötüleyip, her yanlışı bizzat kendisi tekrarlayarak öğrenen… ve kendisine girişimci diyenlerin oluşturduğu ortamdır bu EKOSİSTEM.

Umut Aydın’ın şu Tweet’i ile başlayan

ve tartışmalarla devam eden

tweet’leri sırayla okuyun.

🙁

Oluşmayan ekosistem nedeniyle en çok yatırımcıyı suçlayan binlerce “girişimci tweet’i” siz de okumuşsunuzdur.

Şimdi dönüp tekrar etrafınıza bakın. Girişimcilik eğitimi konusunu geçtim, her hangi bir konuda bilimsel araştırma yöntemleri ile ilerleyen kaç tane girişimci gördünüz?

[Neyse ki birkaç tane tanıyorum.] Siz diğerlerinden kaç tane tanıyorsunuz?

🙂