"brief" etiketli yazılar:

12 Mart 2010 Cuma

Young Guns 1.1 deneyimi

Young Guns 1.1’in atöye süreci yarın sabah yapılacak.

Adaylar saat 10.00’da brief alacaklar. Arkasından 25 arkadaşımız 5 grup oluşturacak.

Sonra gruplar bir araya gelip çalışmaya başlayacak. Fikirler, kavramlar yarışacak. Gruplar en iyiyi bulmaya çalışacaklar.

Bu sefer muhtemelen bir kampanya tasarlanacak. Dolayısıyla (geçen seferkinden farklı olarak)  internet bağlantısı ellerinin altında olacak.

  • Daha önce bu deneyimi yaşayanlar, unutulmaz olduğunu belirttiler.

Pazar günü saat 14.00 gibi, sunumlarının sanal kopyasını bize teslim edecekler. Sonra onları uğurlayacağız.

😀

Bir hafta sonra, 20 Mart Cumartesi günü Eskişehir  Anadolu Üniversitesi Marketing Anadolu Kulübü’nün “Kampüste Marketing 10” etkinliğinde sahneye çıkacaklar. 500 katılımcının önünde sunum yapacaklar. Fikirlerini, yaklaşımlarını, bakış açılarını sergileyecekler.

Etkinliğe katılanlar, gerçek bir konkurun jürisi olacak. Bu 500 kişilik jüri en iyi çalışmayı seçecek. Kazanan grupa sertifikaları verilecek.

😀

İstanbul’da Project House’un dijital pazarlama üssü’nde yapılacak olan atölye çalışmasını ziyaret etmek isterseniz bana mesaj gönderin.

😛

Katılımcılara

  • Yaratıcı fikirlerin birbirleri ile yarışmasını sağlamak için, önce fikirlere saygı duymayı öğrenmek gerekiyor. Tanışılmayan insanların düşüncelerine saygı duyulmuyor. Lütfen önce birbiriniz ile tanışın. Tanışmak sadece ismini öğrenmek değil.
  • Sizden tüm becerilerinizi göstermenizi isteyeceğiz. Eğer kendi araçlarınızı (donanımlarınızı ve yazılımlarınızı) kullanarak daha iyi sonuç elde ediyorsanız, onları da yanınızda getirin.
  • Akşamı, hatta geceyi boş geçirmek istemeyeceksiniz. 30 saat boyunca ofiste olacağız. Giyim kuşamınızı ona göre ayarlayın. Yedeklerinizi ve gerek duyabileceğiniz malzemelerinizi getirmeyi de unutmayın.

Heyecanla ve umutla bekliyoruz.

😀

02 Şubat 2009 Pazartesi

"Ben bilirim" dönemi

Bir ara, çocukların 14 – 17 yaş arasında “ikinci olumsuzluk” dönemi olduğunu anlatmıştım.

18 – 28 yaş arasında (bazen daha sonraki yıllarda) da “ben her şeyi bilirim” dönemleri oluyor. Bana bir şeyler soruyorlar. Ne var ki, yanıtları dinlemiyorlar. Aslında bekledikleri “Sen çok güzel düşünmüşsün… Aferin…” denilmesi. Sorunları çok. İşler istedikleri gibi gitmiyor. Ama onlar sorgulanmaktan, eleştirilmekten hoşlanmıyorlar.

İki –üç tane pazarlama dersi almışsa okuldayken… Pazarlamayı ondan iyi bilen yok.  Hele bir – iki tane de reklam ve iletişim dersi almışsa…  Ufff!…

Soruyorum. Hayatta hiç lansman yaptın mı? Hiç pazarlama kampanyası yönettin mi? Hiç promosyon ürünü seçtin mi? Hiç etkinlik planladın mı? Hiç broşür metnini düzelttin mi? Hiç proje ekibi idare ettin mi? Hiç ajans brief’i hazırladın mı? Hiç patrona kavram anlatmayı denedin mi? Hiç başarılı veya başarısız bir kampanyanın hesabını verdin mi?

Bir tekini yapmamış, ama hepsini herkesten iyi biliyor. Kafasında bir sürü varsayım… Karşısındakini dinlemiyor. Her cümle “Ama…” diye başlıyor.

Anlatmaya çalışıyorum. Bu bakış açısı, bir “dinleme engeli” oluşturur. Ön yargılı dinlediğin sürece, ne denilmek istendiğini kaçırırsın. Bu sefer de “sen taktın benim ön yargılı olduğuma…” diyor.

Gerekçeleri ile anlatmaya çalışıyorum. Ama KAPALI…

Bir seferinde dayanamadım. Dedim ki “Kaç sene boyunca, yılda 10 küsür lansman yaptım. Aynı anda 40 küsür projeden sorumluydum. Buna rağmen şu an yaşadığın sorunları yaşamıyordum. Ben de bu kadar işi ve insanı nasıl yöneteceğimi zamanla öğrendim. Doğru yapmayı kendi tecrübelerinle 52 yaşında da öğrenebilirsin; beni ve benim gibileri dinleyerek 25 yaşında da… Sen kararını ver. Ondan sonra konuşalım”

😉