Sosyal Cehalet
Birkaç haftadan beri blogumla pek ilgilenemedim. Zamanımı danışmanlıklarıma ve “dijital dönüşüm” ile “tüketicinin dijital dönüşümdeki yeri” konularında çalışmaya, öğrenmeye ayırıyorum.
Bu arada, yazmak için de malzeme biriktiriyordum ki… Amaç dışı bir konu beni buldu.
😉
Facebook Messenger’dan gelen bir mesaj ile aşağıdaki sanal sohbet oluştu:
Önce bu genç arkadaşın Facebook profilini inceledim. Bir üniversitede “Computer Engineering okuyor“muş. Nişanlıymış.
Sonra, “Şirketin CEO’su gerçekten Uğur Özmen adında mı?” diye araştırdım. Google’da “XXX’in CEO’su kim” diye araştırınca, her yerde Yönetim Kurulu Başkanının adının geçtiğini gördüm. Sanırım o şirkette CEO’nun pek adı geçmiyor.
Internet’te o şirketin CEO’su olduğuma dair hiçbir işaret yok.
“Acaba, benim XXX’in CEO’su olduğuma nasıl karar verdi?” diye düşünerek buldum. Google’a girip “XXX CEO” diye yazmış olmalıydı.
Evet, böyle yapınca ilk sırada benim adım var.
🙁
Bir yazımda, birkaç şirketin Yönetim Kurulu Başkanlarının ve CEO’larının konuştuğu toplantıdan bahsetmişim. Şirketin adı ve CEO yazınca yazımın linki çıkıyor. Burası tamam.
Üzücü olan… sonrası.
Yazının bir yerinde benim CEO olduğum mu söyleniyor. HAYIR. (Yazıyı okumamış) Üstelik o yazıda bazı “büyük abi”leri eleştirmişim.
Sonra bana referans verdiği “Hakkımda” kısmına baktım. CEO olmadığımı zaten biliyorum ama, o şirket ile bir ilişkim olduğuna dair en küçük bir iz var mı diye araştırdım. HAYIR. (Referans verdiği içeriği de okumamış)
Kendi yazısıyla “Computer Engineering okuyor” ama, arama motorlarının çalışması hakkında bilgisi var mı? HAYIR. (Öğrenmemiş)
Adamın yanlışlarını saymakla bitiremeyiz.
🙁
İşte cehaletin zirvesi. Hem de “Computer Engineering okuyor“. Sizi şaşırtmasın, bu üniversiteli cehaleti ilk değil. Sayıları giderek artıyor.
Her şey Internet’te varken, en basit konularda bu kadar yanılıp öğretmenleri suçluyorlar ya… Okumayı öğretmenden öğrendin ama…
Aileden öğrenmesi gerekeni almadan gelirse, hiçbir öğretmenin veya hiçbir açık bilgi ortamının faydası olmaz.
😉