"Çiçek Sepeti" etiketli yazılar:

05 Mayıs 2020 Salı

Memnuniyet Yönetimi

Marketing Türkiye’nin 8 Mayıs Cuma günü yapacağı online etkinlik “Deneyim Tasarımı ve Yönetimi Zirvesi” için çalışıyordum. Çiçek Sepeti’nden bir mesaj geldi.

Bilgisayar ekranının sağ alt köşesinde mesajın uyarısını gördüm. “Sayın [başka isim] Özmen” diye başladığını (mesajın aslında bana gönderilmediğini) farkettim ama yoğunluğumu kaybetmeden çalışmaya devam ettim.

Biraz sonra ikinci bir mesaj geldi.

Çalışmamın önemli kısmını tamamlamıştım. Mesajlara baktım.

Önce geri bildirim mesajının, sonra da teslimat mesajının gelmesini garipsedim. Zamanlamanın yanlış olduğunu düşündüm. Orası ayrı… Daha önemlisi, muhatabı başkası olan mesajlar bana geliyordu. Bu nedenle Çiçek Sepeti’ni uyarmak istedim. Hem geri bildirim tuşunu tıklayarak, hem de Twitter’da şu mesajı ilettim:

Beklendiği gibi robot mesaj hemen geldi:

Merhaba, memnuniyetiniz bizler için önemlidir. Konuyu memnuniyet birimimize iletebilmemiz adına DM üzerinden sipariş numarası ile birlikte alıcı-gönderici isim ve soy isim bilgilerini detaylı yazabilir misiniz?

Benzer sistemlerde yıllarca çalışmış biri olarak, ellerinde yeterli verilerin olduğunu düşündüm.

  • Geri bildirim doldurmuştum.
  • Bu geri bildirimin doğru kişi tarafından doldurulmadığını ve mesajın bana geldiğini yazmıştım.
  • Bazı bilgiler kapalı olsa da ekran görüntüsünü koymuştum

Olumsuz geri bildirimler hızla taranır. Özmen soyadı için sonu 735 ile biten siparişlere bakılır. Kimin, kime, ne gönderdiği bulunur. Sonra e-posta adresi kontrolu yapılır.

Yine de “sipariş numarası ve gönderici adı soyadı“nı ilettim.

Maalesef klişe mesaj, bu sefer bir kişinin adıyla geldi.

Merhaba ÇiçekSepeti’nden ben Mxxxx. Memnuniyetiniz bizler için önemlidir. Konuyu memnuniyet birimimize iletebilmemiz adına sipariş numaranız ile birlikte alıcı isim ve soy isim bilgilerini detaylı yazabilir misiniz?

Bu mesaj gelince “Merhaba, Yukarıda verdiğim bilgilerden yola çıkarak, sorunun ne olduğunu bulamıyor musunuz?” diye sordum ama her etkileşimin kurumda farklı kişilere gitmesi olasılığına karşın yukarıdaki görselleri de ekledim. Böylece hikayenin tamamına vakıf olmalarını istedim. Bir yandan da, Çiçek Sepeti’nin ne kadar silolaşmış veya omni-kanal olduğu konusunda bir ölçüt çıkarmaya heveslendim. “Sanırım bu kadar bilgi, sorunu çözmek için size yeterli olacaktır.” diye mesajımı bitirdim.

Gerek Dijital Dönüşüm, gerekse CRM dersleri için vaka oluşmak üzereydi.

🙂

Çiçek Sepeti (ÇS) şöyle yanıtladı: “Alıcı isim ve soy isim bilgilerini detaylı yazabilir misiniz?

Uğur:

Siz gerçekten, yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak “alıcı isim ve soy isim bilgilerini” bulamıyor musunuz?
Çiçek sepeti’nin “memnuniyet birimi” hangi bilgilerin olduğu ekranlarda çalışıyor. Çok merak ettim.
Bilgi Yönetimi dersi veriyorum. Yazışmalarımız ders için bir vaka analizi konusu.

ÇS:

Konunun hassasiyetini anlayabiliyoruz. Memnuniyetsizliğinizin ilgili departmanımıza iletilmesini sağlamak isteriz ancak gönderici-alıcı isim ve soy isim bilgilerini sisteme eksiksiz olarak girmemiz gerekmektedir. Bilgileri detaylı olarak aktarabilirseniz sizlere memnuniyetle yardımcı olmak isteriz.

Uğur:

Dikkat ederseniz bana yardımcı olmuyorsunuz, aksine ben size yardımcı olmaya çalışıyorum. Çiçek sepeti’nden bir şey ısmarlamadım. Başkasının bir başkası için ısmarladığı hediye için bana mesaj gönderildi. Bu sorununuzu çözmeniz için uyarmıştım. Şu haliyle, yanlış kişiye mesaj göndererek bazı kuralları ihlal etmiş bile olabilirsiniz. Özetle, sorunu gidermeniz benim için hiç önemli değil. Ama sizin için çok önemli olmalı. Bu doğrultuda, tekrar düşünmenizi öneririm.

ÇS:

Üzgünüz ki bilgi güvenliği nedeniyle gönderici-alıcı isim ve soy isim bilgilerini sisteme eksiksiz olarak girmediğimiz takdirde işlem yapılamamaktadır. Müşterimiz mail adresini hatalı yazmış olabilir mail adresinizi ve cep telefonu numaranızı ilettiğiniz takdirde bildirim gönderilmemesi adına kapatılması için ilgili birimlerimize bilgilerinizi iletebiliriz.

Bu mesajı yanıtlamadım. Onun yerine bu yazıyı hazırladım.

😉

Son mesajı dikkatle okuyun. Çiçek Sepeti’nin “doğru müşteriye doğru mesajı iletmek” gibi bir derdi olmadığını anlarsınız. Ek olarak, neden benim telefon numaramı istediği de soru işareti.

Hangi “bilgi güvenliği” ve  “işlem yapılmaması kimin sorunu olmalı” soruları da aklımda… Ben onların hatasını düzeltmeye çalışıyorum, onlar ise hatayı tekrarlamakta ısrarlı. Çağrı merkezine bazı kurallar koyulmasını anlarım ama kendi işinizi sabote etmenizi anlamıyorum.

  • Not: Bu basit sorunun çözümünü yazacaktım ama yakın gelecekteki CRM final sınavında “siz olsanız ne yapardınız” diye sormayı düşünüyorum.

🙁

Geleneksel kurumların dijitalleşmesini konuşurken, dijitalde doğmuş olan kurumların geleneksel şirketlerle aynı davranışları göstermesi beni gerçekten üzüyor. “Kodlama değil Algoritma öğretilmeli” iddiamı destekledikleri ve ders malzemesi yarattıkları için sevinemiyorum bile…

🙁

09 Temmuz 2016 Cumartesi

Kriz ve Sosyal Medya Algoritması

Bugün, Çiçek Sepeti’nin kampanya algoritmasının yanlışlığı üzerine ikinci yazıyı yayınladıktan sonra, Fast Company’nin şu yazısıyla karşılaştım.

Fast-co-algoritm

Özetlemeye çalışayım.

Dallas Polis Müdürlüğü, olaydan sonra sorgulanan ve serbest bırakılan Mark Huges’a ilişkin “Şüphelilerden biri. Bulmamıza yardım edin” tweet’i nedeniyle binlerce ölüm tehditi alıyor.

Suçsuz birinin bu duruma düşmesi nedeniyle Twitter’a (Fast Company’nin de dahil olduğu kurum ve kişiler tarafından) bir sürü şikayet geliyor. Dallas Polis Müdürlüğü (uyarılara rağmen) tweet’i kaldırmayı reddediyor. Sonuçta Twitter, algoritmayı bir yana bırakıp elle müdahale ediyor.

😉

Buradan “kriz zamanlarında algoritmanıza güvenmeyin” dersi alabilirsiniz. Almalısınız da…

Ben size, “algoritmayı düzenlemek için kriz çıkmasını beklemeyin[1] , [2] , [3] , [4] diyebilirim.

😉

09 Temmuz 2016 Cumartesi

Anlamlandırma Sepeti

10 gün önce, Çiçek Sepeti’nin veri anlamlandırma konusunda bir hatasınıÇok Veri, Az Anlamlandırma adıyla yayınlamıştım.

Derslerimde örnek gösterdiğim güzel bir özür mesajını gönderen firmanın, bu hatasını kısa zamanda düzelteceğine dair inancımı da vurgulamıştım.

😉

Serap, birkaç gün önce, Çiçek Sepeti’nden bir mesaj daha almış.

 

cicek-sepeti-2

Geçen seferki yazının devamı gibi olunca, beni haberdar etti.

cicek-sepeti-3

🙁

Aslında e-ticaret sektörü, veri anlamlandırma için en uygun sektörlerden birisidir.

“Neden?” derseniz, dükkanda satın alan, cüzdanının büyüklüğü kadar işlem yapabilir. Özlemlerini, beklentilerini, heveslerini takip edemezsiniz. Oysa e-ticaret’te satın alma öncesi karşılaştırmalardan, satış sonrası paketlemeye kadar her konuda bir iz bırakır. (Daha ayrıntılı bilgiler için [1] ve [2] )

Verilerinizi anlamlandırmaya başlamazsanız, benzer işi yapan her hangi bir şirketten farkınız kalmıyor. Yeriniz hızla dolduruluyor.

😉

Girişimcilere başarı örneği olan şirketlerden, en azından çağdaş (yani, çok ileri olmasa da olur) kampanya yönetimi uygulamalarını bekliyorum.

Çok şey mi istiyorum?

🙁