"CRM eğitimi" etiketli yazılar:

17 Şubat 2023 Cuma

Trendler ve teknolojiler

Eğitimlerimde katılımcılara mutlaka “trendleri izlemelerini” söylerim. Özellikle şunu vurgularım “Şu anda çalıştığınız konu ile kendinizi sınırlamayın. Hemen her trend, birbiriyle bir şekilde ilişkilidir. Siz, elinize geçen her trend makalesini inceleyin.

  • Fortune 500’de yer alan şirketlerin ortalama ömrü 16 seneye inmişse… (1980’lerde ortalama 25 yıldı ve o zaman bile hızlı sayılıyordu)
  • Bugünlerde okuyan kişilerin ortalama 15 – 20 arası iş değiştireceği öngörülüyorsa…
  • Diploma almak için öğrendikleriniz birkaç sene sonra eskimiş oluyorsa… (Artık 5 – 6 yıla geriledi. Şimdi yapay zeka sayesinde diploma tartışılıyor)
  • Ortalama ömür uzuyorsa ve “hayatımın sonuna kadar yeter” tutarındaki para her geçen gün artıyorsa,
  • Bu durumun sizi daha uzun bir iş hayatına zorlaması mümkünse

… kendinizi şu anda çalıştığınız konuyla sınırlamasanız iyi edersiniz.

Her trend birbirini etkiliyor. Ayrıca, tüm trendleri etkileyen teknolojik gelişmeler oluyor. Farklı sektörlerdeki trendler incelendiğinde, teknolojinin etkileri daha iyi anlaşılıyor.

😉

Öğütlediğimi kendim de yapıyorum ve birçok farklı sektörde trendleri izlemeye çalışıyorum. Derslerime katılanlarla Okunması yararlı malzeme olarak linkleri ve/veya makaleleri paylaşıyorum. Paylaşımı mevcut MBA katılımcılarıyla sınırlamıyorum. Belli sektörlerle ilgilenen arkadaşlarımla, o sektörün trendlerini paylaşıyorum.

Kasım ayının ikinci yarısından, Ocak sonuna kadar devam eden süre, birçok kurumun gelecek sene trendleri ve/veya geçen yılın en çok okunan makaleleri yayınladıkları dönemdir. Makaleler konusunda (trendler gibi) “ne bulursanız inceleyin” demiyorum. Kendi uzmanlık alanınızdakileri okumanız yeterli. Hasbelkader kaçırmışsanız, değerli bir yazı ise sene sonunda tekrar yayınlanacak. Bu sefer ıskalamayın.

🙂

Yaklaşık 20 yıl önce, bir genç arkadaşımızın ilk amiri olmuştum. Hani, sıfır kilometre dedikleri, hiç iş hayatı olmamış pırıl pırıl bir yeni mezun. Birlikte çalıştığımız sürece çok memnun kalmıştım. Zamanla potansiyelini gerçekleştirdi. Çalıştığı sektörde çok iyi noktalara geldi.

Terfi aldığında tebrik mesajı gönderdim ve şu yanıtı aldım.

Nasıl güzel bir duygu… anlatamam.

😀

Bu sene için, “önümüzdeki yılın trendleri” mevsimi geçti. Kasım ayında yeniden gelecek.

😉

30 Mayıs 2022 Pazartesi

Yazılım Satın Almadan Önce

Geçen hafta, değerli arkadaşım Zafer Babür’ün bir yanıtını bloga taşımıştım.

Zafer Babür çok becerikli bir teknoloji adamı. Ben ise pazarlama kökenliyim. BT (veya IT veya yazılım) kökenli olmadan milyonlarca dolarlık teknoloji projeleri yönetme deneyimim sırasında, Zafer’in cümlelerinde yer alan hemen her türlü kişi ve kurumla karşılaştım. Bu nedenle çuvaldızı teknik arkadaşlara batırsam da, ticari iş birimlerinin iğneyi çokça hak ettiğini de biliyorum. Şimdi onlardan birini anlatacağım.

😉

2008 – 2014 yılları arasında blogumda yılda 300+ yazı yayınlamaya çaba sarf ettim. Özellikle veriye dayalı pazarlama, iş hayatı konularında bazen günde 2 yazı yayınladığım oldu. Hatta “Bu kadar çok yazı yazmanızın sebebi özgüven mi, ego mu ?” diye sordular.

O dönemde çok sayıda pazarlama ve CRM etkinliklerine de katıldım. Bu etkinliklerde birçok veri analisti, CRM yazılımcısı, kullanıcı deneyimi uzmanı, CRM müdürü veya yöneticisi, müşteri deneyimi uzmanları… ve benzeri kişilerle tanıştım. Zaman buldukça konuştuk ve olası sorunlara çözüm aradık. Bu vesileyle büyük kamu kurumlarından birinin yazılım ve iş analizi uzmanlarıyla da tanıştım. Keyifli ve verimli sohbetlerimiz oldu.

🙂

Bir gün, bu uzmanlardan biri e-posta gönderdi. Sonrasında telefonla konuştuk. Bu büyük kamu kurumu (yanlış hatırlamıyorsam) 5 – 6 milyon dolar ödemiş ve CRM için gerekli tüm yazılımları almış. Çağrı merkezi ile telefon santrali entegrasyonu, kampanya yönetim aracı, iş zekası sistemi, göstergeler (dashboard), uyarı sistemleri, performans yönetim yazılımları, vb… Hepsi aynı marka ama “oradan buradan” birbirine entegre edilmesi gereken bir sürü program… Şimdi bunların düzgün şekilde kullanılması için danışmanlık alacaklarmış.

Telefonda, “önce yazılım sonra danışmanlık değil, önce danışmanlık sonra yazılım satın alınır” dedim ama genç uzmanların yapabilecekleri bir şey yok. Kararlar yukarıdan verilmiş. Uzman arkadaşlar benim danışmanlık teklif etmemi önerdiler. “Bu işi bana vermezler… Büyük danışmanlık şirketleri şimdiden gelip görüşmelere başlamışlardır” dedim. Yakın geçmişte, bir kamu kuruluşunda sorunlar yaşamış biri olarak zaten HAYIR demem gerekirdi. Ne var ki genç arkadaşlar çok ısrar ettiler. PEKİ dedim.

Gününü ve saatini onlar ayarladı. Toplantıya gittim. Bir salonda biraz sohbet ettik. Sonra toplantı odasına davet edildim.

Normalde 4 kişinin rahatça, 6 kişinin ise az sıkışık sığacağı bir toplantı masasının etrafında kamu kurumundan Pazarlama GMY’ye bağlı
– 4 Bölüm Başkanı
– 3 Müdür
– 4 Müdür yardımcısı
– 5-6 uzman
vardı. Toplantı odası, iş çıkışı saatlerindeki Beşiktaş – Sarıyer minibüsleri yoğunluğundaydı. Neyse ki ayakta bekleyen yoktu 😀

Çok önemli gördüğüm 4-5 sayfayı basılı getirmiştim. PC yanımda olmasına rağmen hemen projektöre bağlamaya kalkışmadım. Bölüm Başkanları “PC açıp sunum yapmayacak mısınız?” diye sordular. İlk  defasında “gerekli olmadığını” söyledim ama arka arkaya her Bölüm Başkanı sorunca, PC’yi projektöre bağladım ama sunum açıp ilk sayfasını yansıtmadım.

Her şey hazır olunca sayın Pazarlama GMY toplantıya davet edildi. Sayın Pazarlama GMY toplantıya girince ilk sorusu “tek başınıza mı?” oldu.

Danışmanlık şirketlerinin bir orduyla değilse bile müfreze ile geldiklerini bilirim. Müşteri kurumlar da kendilerini daha önemli hissederler. Ortaokul sınavlarında uzun yazanın daha çok puan alması gibi… 😛

Evet. tek başımayım” dedim.

Sunumun yansıtılması gereken perdeye baktı. orada “anlı şanlı bir danışmanlık şirketi adı” yok. Sayın GMY’nin ikinci sorusu “Sunum yapmayacak mısınız?

Gerekli olduğunu düşünmüyorum ama elbette anlatacağım içeriğin görselleri de var.” dedim.

Sayın GMY “Diğer danışmanlık şirketleri, ufkumuzu açan videolar gösterdiler” dedi.

Onlardan Youtube’da çok var. Ben size, o videolardaki gibi bir kurum olmak için danışmanların değil sizin yapmanız gerekenleri anlatmaya geldim.” diye yanıtladım. Ortalık buz gibi oldu. GMY daha beni dinlemeden gagalamaya başladı.

Ben “Yazılım satın almadan önce yapılması gerekenler yapılmamış. Milyonlarca dolara bir sürü yazılım alınmış. Şimdi de yine güzel videolarla şov yapan bir danışmanlık şirketine milyonlarca dolar mı ödeyeceksiniz?” diye sormadım elbette… Genç uzman arkadaşlarla sohbetimden biliyorum, satın alma sürecine hiç dahil olmamışlar ve ellerinde tekilleştirilmiş müşteri odaklı veri ambarı (MOVA) yok. Satın alınan yazılımların iyi çalışması için işin olmazsa olmazı bu MOVA.

Şu Dijital Dönüşüm ve Veri Ambarı yazımda göreceksiniz. McKinsey Ekim 2015’de  “müşteri odaklı veri ambarı olmazsa, müşteri odaklı olamazsınız” diyordu. Yine MOVA yazısında ise 2013 senesinden bir makale var. “Müşteri odaklı veri ambarı yoksa, utanın” diyor. Ben onlardan 15 sene önce bunu söylemeye ve derslerde anlatmaya başlamıştım.

GMY bilmediği konularda beni epey hırpaladı. Açıkçası benim de aklıma güzel bir yanıt gelmemişti. Bir ara onların işleriyle ilgili bir örnek geldi. (O ana kadar 20 dakika iyice fırçalandım.)

Hangi kurum olduğu belli olmasın diye örneği tam ayrıntısıyla yazamıyorum.

Daha önce şu ve bu etkinliklere katılmış olanlara, benzer bir etkinliğin yakın gelecekte olacağını öğrenir öğrenmez bir davet göndermek ister misiniz?” dedim. (Elbette örnek çok ayrıntılıydı.)

Zaten yapıyoruz.” dedi.

Gördüğüm kadarıyla sadece daha önce benzer etkinliklere katılanlara değil herkese gönderiyorsunuz.  Hiç benzeri etkinliklere katılmamama rağmen o mesajlarınız bana da geliyor. Size doğrudan hedef kitleye nokta atışı yapmaktan bahsediyorum” Yanıt verilmesini beklemeden devam ettim. “Böyle bir kampanya yapmaya karar verdiğinizde – ekipteki arkadaşları tanıyorum ve ne kadar becerikli olduklarını biliyorum – buna rağmen iletişim yapılacak müşteri listesini hazırlamak en az bir hafta sürüyordur

GMY “On günden fazla sürüyor” dedi.

Ben “Tamam işte… Bu fikri ortaya attıktan sonra kime, ne teklifin yapılacağını en geç ertesi gün, hatta ilkinden sonra sadece bir-iki saat içinde almak istemez misiniz?” dedim. Bir anda SESSİZLİK. (Hani “lal olmuş dilin” derler ya… öyle)

Tekilleştirilmiş müşteri odaklı veri ambarını biraz anlattım [Banka için hazırladığım sunum sayfası yukarıda]. Bunun eş zamanlı olarak tekilleştirme ve veri anlamlandırma ile başlayacağını söyledim ve “danışmanlar değil siz yapacaksınız” dedim.

Yakın geçmişte başka bir kurum, yine Büyük 4’ler denilen danışmanlık şirketlerinden biriyle çalışma kararı vermişti ama beni de “kendi ekiplerinden gibi” olmak üzere, danışmanların söylediklerinin hayata geçirilmesi (hatta biraz da danışmanların ayaklarının yerden kesilmesini engellemek) için tutmayı teklif etmişti.

GMY’ye “danışmanlık işini büyük firmalara vermek zorunda kalacağınızı biliyorum ama kurumunuzun çıkarları için onların ayaklarını yere bastıracak ve söylenenlerin hızla hayata geçmesini sağlayacak birini ararsanız…” diyerek kendimi önerdim. “Sizin kendi uzmanlarınızı kullanarak ve onları da eğiterek, en verimli şekilde bu projenin yapılmasına yardımcı olacağımı” söyledim.

😉

İşi “Big 4” (Büyük Dörtler) denilen danışmanlık şirketlerinden biri aldı. Kurumdan bana hiç teklif gelmedi. Beklemiyordum zaten. Umarım ısrarla beni öneren genç uzmanlar fırça yememişlerdir.

😉

20 Ocak 2022 Perşembe

Eğitim iyi ama…

Pandemi öncesinden bir anı…

Satış odaklı bir kurum, gerek yurt içi gerekse yurt  dışı satış ekiplerinin tamamına “üst yönetime hazırlık” eğitimleri aldırıyordu. Bu eğitimler içinde “veriye dayalı düşünme” kısmını de ben üstlenmiştim.

Yemek ve kahve-çay molalarında katılımcılarla sohbet ederim ve eğitimden ne kadar yararlandıklarını öğrenmek isterim. Gelen geri bildirimleri değerlendirir ve daha yararlı olmak için içeriği gözden geçiririm.

Bu satış odaklı kurumun eğitimi bittikten sonra, “Boğaz’ın diğer tarafına gidecek olan var mı? Beni de uygun bir yere bırakabilir mi?”  diye sordum. Bir genç arkadaşın evi benimkine yakınmış. Birlikte yola çıktık. Malum sohbeti başlattım. Bana söylenenler:

Anlattıklarınızın önemli olduğunu ve gelecekte karşımıza çıkacağını biliyoruz. Ama biz hedeflerimizle o derece meşgulüz ki, bize “hemen şimdi işe yarayacak bir şey” anlatılmadığı takdirde ilgimizi çekmiyor.

Amirim gece 23.00’de mesaj gönderiyor. Yarın sabah toplantıya o konuda hazırlık yaparak girmek zorundayım.

Bu durumda farklı bir şey düşünmeye, kendimi ilerletmek için okumaya filan zamanımız kalmıyor.

🙁

Eğitime katılanlara “Bilgisayarlarınızı kapatın, siz şu birkaç saat katkıda bulunmazsanız Sizin Holding batmaz” dediğimde, “Amirlerimiz öyle düşünmüyor” diye yanıt almıştım. Arkadaşlar güya eğitimdeydi ama hemen yanıtlamadıkları zaman amirlerinden azar mesajı geliyordu. Hatta bazen eğitimde “Ayşe, Ahmet bey senden yanıt bekliyor” gibi konuşmalar da oluyordu. 🙁

Sohbetlerimizde “kariyer patikalarının belirsizliği” ve “eleman değişim oranının fazlalığı” konuları da vurgulanmıştı.

Dikkat çekiyorum: “Amirim gece 23.00’de mesaj gönderiyor. Yarın sabah toplantıya o konuda hazırlık yaparak girmek zorundayım” dediğinde pandemi başlamamıştı. Pandemi sırasında o kurumun çalışanlarının durumunu çok merak ettim.

😉

Eğitimden sonra, yukarıda yazdıklarımı geri bildirim olarak eğitimi düzenleyen şirketle paylaştım. Umarım onlar satış odaklı kuruma bildirmişlerdir.

Eğitim iyi ama çevresi kötü” diyemeyiz. Bence… Eğitime katılanların amirlerine kızabiliriz. Haklı oluruz. Ama o kurumun İnsan Kaynakları Bölümü’ne daha fazla kızmalıyız.

🙁