"dijital pazarlama" etiketli yazılar:

03 Aralık 2020 Perşembe

Dijital Ajanslar – Dünyada neler oluyor?

Bu blogu ilk açtığımdan (12 yıldan uzun bir süreden) beri,  “veriyi kullanamayan pazarlamacı olamaz” cümlesini sıkça söylüyorum. Ek olarak, dijital pazarlamada Veri ve Yaratıcılığın koşut gittiğini de sıkça yazıyorum [1] , [2] , [3] , [4] , [5] , [6] , [7]  eğitimlerde mutlaka söz ediyorum.

Aşağıdaki “Dijital Ajans Ağları, Dünya sıralaması” listesi Mayıs ayında yayınlanmış, yeni farkettim.

Accenture – Interactive‘in yaratıcı ekiplerinin lideri Brian Whipple’ın blog yazısındaArka arkaya 5 yıldır Dünyanın en büyük dijital ajansıyız” diyordu.

Listede ilk üç, [Accenture- Interactive, IBM-IX ve PwC Digital Services] geleneksel reklam ajansı dünyasından değil. Üstelik uzun yıllardan beri durum böyle.

😮

Bugün gelinen noktayı gördük. Gelin geçmişi hatırlayalım, bu aşamaya nasıl gelindiğini öğrenelim.

Reklam camiasının önemli yayını AdAge dergisi her sene sektöründeki gelişmeleri özetleyen raporlar yayınlıyor. Yakın geçmişe gittiğimizde, Dünya’da dijital ajans ağlarının gelişim ve değişmini AdAge‘den izliyoruz. 2014 – 2015 ve 2016 yılına ait “Dijital Ajans Ağları” ciro listelerini incelediğimizde “geleneksel” iletişim ajansı kökenli kurumların listenin üst sıralarında yer almadıklarını gördük. (Yukarıda referans verdiğim yazılarımda defalarca bunun altını çizdim).

Eğitimlerimde bu listeleri gösterdiğimde, reklam ajanslarında çalışanlar bile şaşırırlar. “Danışmanlık veya veri kökenli kurumların Türkiye’de dijital pazarlama alanında olmadığını” söylerler. Dijital iletişim konusunda onların farketmeyeceği gelişmeler olabileceğini söylediğimde tepki görürüm.

Eğitimlerde anlattığımı bloga taşımaya karar verdim. 2016’dan sonra reklam dünyasında olan bitenleri biraz derlemeye çalıştım. Birlikte, listede üst sıralarda olan kurumların ne yaptıklarına bakalım:

Japonya kökenli reklam devi Dentsu, yaklaşık 1,5 milyar dolar ödeyip Merkle isimle veri pazarlama şirketini satın almış.

Interpublic Group, 2 milyar dolar ödeyip big data şirketi Acxiom Marketing Solutions‘ı satın almış.

Accenture-Interactive, Almanya’nın üçüncü büyük cirolu ajansı Kolle Rebbe‘yi bünyesine katmış.

Ve reklam sektöründe fırtına koparan haber… Accenture-Interactice ABD’in en bilinen ajanslarından Droga5‘i satın aldı.

Yukarıdaki resimde solda yer alan Brian Whipple’ı, en yukarıda Accenture blog yazısında gördünüz.

Accenture’un bünyesine kattığı ajansların listesini (linke tıklayarak) bulabilirsiniz.

🙂

Publicis Groupe ise 4,4 milyar dolar ödeyip veri pazarlaması devi Epsilon‘u satın aldı.

Bu satın almadan sonra, Publicis-Epsilon olarak listede üst sıralara çıkacaklarını varsaymıştım. Sırada ikinci veya üçüncü olurlar diye düşünmüştüm. Ne var ki (ilk baştaki listede görebilirsiniz) iki ayrı kurum olarak devam ediyorlar. Ciroları topladığımız zaman yine beşinci olarak yer alıyorlar.

Eğitimlerimde, verinin önemini vurgularken – en yaratıcı sektörlerden olan – reklamcılıkta bile veri zengini şirketlerin yaratıcı ajansları bünyesine kattığını; geleneksel iletişim kökenli kurumların ise veri şirketlerini satın aldıklarını anlatıyorum. Aslında ayrı yönlerden yola çıksalar da [veri + yaratıcılık] noktasında birleştikleri görülüyor.

McKinsey, Cannes’da 2018 Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde anlattığı bir sunumda (özetini şurada yayımlamıştım) “Veri ve yaratıcılığı entegre eden kurumlar, diğerlerinin iki katı büyüme oranına sahip. Veri ve yaratıcılığı ayrı ele alan kurumlar %5 büyüyorsa, ikisini bütünleştirenler %10 büyüyor ” diye belirtmiş.

AdAge dergisi “Ajanslar neden yeni organizasyon ve beceriye gerek duyuyorlar” diye tercüme edebileceğimiz bu yazıda:

“Son zamanlarda yapılan bir çalışmada, “Dünya çapındaki dijital kurumların  %72’si veri bilimi ve analizi ancak iki yıl sonra ihtiyaç duyulacak teknik beceriler”diyor. Fakat iki yıl sonra, beş yıl geç olacak.diye yazmış. Yukarıdaki görseli “veriye dayalı düşünme” eğitimi içeriğine ekledim.

🙂

Türkiye’de karşımıza çıkmayabilir ama dünyada durum nasıl diye merak edenler için Gartner’ın Global Pazarlama Ajansları için yaptığı çalışmayı paylaşayım.

Hangileri tanıdık, hangilerini duyduk” diye üzerinde tartışabiliriz.

😉

Yazıyı, aramızdaki ustalardan Alemşah Öztürk @alemsah ve Gülay Özkan @gulayozkantr ‘dan alıntıyla bitirmek istiyorum.

😀

05 Temmuz 2020 Pazar

Çerez Takibinin Abartılması

Değerli arkadaşım Burak Şendoğdu‘nun gönderdiği mesajı (kendisinin izniyle) paylaşıyorum.

Bugün yaklaşık yarım saat çalışma koltuğu baktım Adore sitesinden. Sonra twitter’da Cem Say hocanın twiti üzerinde Cumhuriyet’in sitesine geçtim.

Sonuç ortada

Haber sitesi mi yoksa Adore’nin sitesine mi girdim bilemedim. İşin yine üzücü noktası alım da yaptım aslında. Cookie takibi müşteriyi satın alma hunisine sokmak için önemli ama tadı kaçmamış mı?

🙁

Müşteri deneyimi açısından düşündüğümde… Satın alma olmasa bile, başka bir siteye geçtiğimde, az önce bıraktığım çevrim işi alışveriş sitesinin / ürünün reklamını görmekten memnun olur muyum? Elbette HAYIR.Araya zaman girmemesi, olumsuz izlenimin artmasına yarar.

Bu rahatsız edici durumu “çerez ile takibin, taciz düzeyine gelmesi” diye yorumladım.Kurumların, her dijital pazarlama eğitiminde yer alan “çevrim içi trafiği özendirme” kavramını yanlış yorumladıklarını düşünüyorum.

Haber sitesinin reklam alnının, haber alanından büyük olması konusunu da es geçmeyelim. Bunun da olumsuz deneyim yaşattığı ve çevrimiçi gazeteden soğuttuğu bir gerçek. Acaba, “asıl amacını unutmuş” mu desem, “yeni çevrim içi gelir modellerine uyum sağlayamamış” mı desem bilemedim. Sanki ikisi iç içe.

😉

Meraklısına: Burak Şendoğdu’nun mesajı aklıma veri ve deneyim dengesini getirdi. Veri toplamaya çalışırken [1]  [2] de olumsuz müşteri deneyimi yaşatılıyor.

Araçlar amaç olunca…

.

08 Mayıs 2019 Çarşamba

Veri’nin Reklam’daki Yeri

2 sene önce bu günlerde “Bizim ajansta hiç bir zaman veri analisti olmayacak” diyen büyük dijital ajans Müşteri Direktörünü kısa pazarlama fıkrası olarak anlatıyordum.

Sektörün saygın global dergisi AdAge’deki en çok kazanan dijital ajans ağlarında ilk 4 sırayı gördün mü? diye sormuştum.

Ertesi sene listede yine veri ağırlıklı olan ajanslar en baştaydı.

Bir önceki senenin listesi ile sadece küçük farklar vardı.

  • Publicis ve Sapient birleşmiş ve böylece ilk 5’e girmişti.
  • PwC ciddi büyüme kaydetmişti.
  • Wunderman ise sıra kaybetmişti.

Daha sonra da satınalmalar devam etti. Danışmanlık kökenli kurumlar, birçok ajansı bünyelerine kattılar.

Geçtiğimiz ay, bu listeyi etkileyen önemli bir satınalma haberini aldık. Publicis, 4.4 milyar dolara Epsilon’u satın aldı. Muhtemelen artık listede 2’inci olarak Publicis-Epsilon’u göreceğiz.

  • Epsilon’un değeri nereden geliyor” diye sorarsanız… Ellerinde  7000 özelliğe göre tanımlanmış 250 milyondan fazla tüketicinin bilgisi var. Ek olarak sadakat yönetimi ve CRM platformu Conversant’a da sahip.

Publicis Yönetim Kurulu Başkanı Maurice Lévy, bu satınalma kendisine sorulunca şöyle demiş:

Gelecek, kitle iletişim araçlarına değil. verilere dayanıyor. Kitle iletişim araçlarının her gün eridiğini biliyoruz. Bir reklam ajansı, geleceği olmasını istiyorsa, veriler kesinlikle vazgeçilmezdir. Sektörümüzde en hızlı büyüyen segment veri, teknoloji, internet. Geri kalan her şey acı çekiyor.

😉

Bu vesileyle sevgili Cem Batu sayesinde gördüğüm bir yazıdan 3 – 5 satırı ekleyeyim.

“Ajanslar neden yeni organizasyon ve beceriye gerek duyuyorlar” diye tercüme edebileceğimiz bu yazıda:

Son zamanlarda yapılan bir çalışmada, “Dünya çapındaki dijital kurumların% 72’si veri bilimi ve analizi ancak iki yıl sonra ihtiyaç duyulacak teknik beceriler”diyor. Fakat iki yıl sonra, beş yıl geç olacak.

denilmiş.

Bu cümleyi eğitim içeriğine ekledim.

🙂