"dinlediklerim" etiketli yazılar:

27 Şubat 2021 Cumartesi

Dinlediklerim – Amit Joshi

Uzun yıllar boyunca, katılma fırsatını bulduğum konferanslarda dinlediklerimi ugurozmen.com‘da paylaşıyordum. Konferanslara veya konuşmalara katılımın çeşitli nedenlerle (mekanın kapasitesi, ücret, ilişkiler, vb…) sınırlı olduğu dönemlerde “sayenizde gitmiş kadar olduk” diyerek bilgi paylaşımına teşekkür eden okurlar vardı.

Şimdilerde konferansların çoğunda yukarıda yazdığım kısıtlamalar olmaması nedeniyle, bu gibi paylaşımlar yapmıyordum. Zaten bildiklerimi ve öğrendiklerimi ya blogda ya da çeşitli podcast’ler ve videolarla paylaşıyorum. Bilgiye erişim kolaylaştıkça, blog paylaşımlarımı daha azaltmıştım.

Youtube üzerinden bir konuşmayı dinlerken aldığım notları temize çekiyordum. “Bunları paylaşmalıyım” dedim.

İzlediğim konuşma şu anda youtube’de video olarak yayında.

Bu konuşma sırasında aldığım notlardan bazıları şöyle:

Pandemi ve dijitalleşme: Kırılan kolu tümden tedavi etmek, kırığı yapıştırmak değil… doktora gidene kadar daha kötü duruma gelmesini engelleyecek gibi sarmak…

Bildiğiniz gibi “Yıllardır erteliyorduk. Pandemi sayesinde hızla dijitalleştik” diyenlere ben de “Bu dijitalleşme değil” diyordum. Bundan sonra Amit Joshi’nin cümlesini kullanacağım.

Kriz döneminde kurumlar için:

Çeviklik (agility): Bir boksör maçta yumruk yememek için gelen yumrukları esnek biçimde sağa sola kaçarak savuşturmak zorunda. Bu çeviklik.

Sağlamlık (robustness) Ne kadar esnek olursa olsun, bazen yumruk alabilir. Yumruk yediğinde onu fazla etkilememesi gerek. Bu sağlamlık.

Dayanıklılık (resilience) Ola ki sert bir yumruk aldı ve yere düştü. Pes etmeyip, hemen kalkıp dövüşe devam edecek durumda olması lazım. Bu da dayanıklılık.

Bu örneği neden çok beğendim. Kavramlara düşkünlüğümü biliyorsunuz. Bazen “bildiğimi zannettiğim kavramların arasındaki farkı” yeterince iyi ifade edemiyorum. Gerek pandemi ve dijitalleşme, gerekse sağlamlık ve dayanıklılık konularında sohbetlerde daha iyi anlatmayı sağlayan bu örnekleri paylaşmak istedim.

Konuşmadaki birçok önemli noktadan biri de “verinin anlamlandırılması” konusundaydı.

Yıllardır büyük köpekler için mama satın alıyor. Üyelik yöntemiyle, belli aralıklarla eve teslim ediliyor. Bir gün bu üyeliğini iptal ediyor. Yavru köpek maması için abonelik başlatıyor.

Hemen arkasından eve, üzerinde “kaybınız için üzgünüz” yazan bir demet çiçek geliyor.

Veri anlamlandırma eğitimlerimizde, istisnaların anlamlandırılması üzerinde özellikle durumum. Değişiklerin, olağan akışlardan daha fazla fikir verebileceğini ve bu fikirlerin içgörüye dönüştürülmesinin önemini anlatırım.

Köpek maması örneğini de eğitim içeriğine ekledim.

Açıkçası, aldığım notlar, yukarıdaki 3 konuyla sınırlı değil. Hem blog yazısını uzatmamak, hem de her birine neden bu notu aldığıma dair açıklama yazmamak için şimdilik diğerlerini paylaşmadım.

🙂

Harvard Business Review (HBR) – Türkiye dergisinin  Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan, yazıları HBR’da sıkça yayınlanan fikir önderlerini evimizde dinlememizi sağlıyor. Üstelik her zaman İngilizce de değil. Serdar Turan’ın iş hayatının veya akademinin birçok önemli ismiyle sohbetleri ve (ayrıca) sponsorlu konferanslar Türkçe içerik olarak da yayında. Youtube’da “HBR Türkiye” diye ararsanız, çok değerli birçok videoyu bulacaksınız. Önceden haberdar olmak  gerekirse yayın sırasında soru sormak isterseniz HBR Türkiye twitter hesabı yardımcı olabilir.

Not almaya değer bulduklarınızı benimle paylaşırsanız, kaçırdıklarımı dinleme şansım olur.

.

Önemli not: Yukarıda yazdıklarım haber-reklam (advertorial) değildir. Paylaşmaya değer bulduğum ve sizler de izlerseniz daha iyi tartışma ortamı olacağını düşündüğüm için yayınladım. Bilgi paylaşarak çoğalır.

Bloglarımda reklam, Google adsense, advertorial ve benzeri yönlendirmeler yoktur. Olacağı zaman haber veririm. Zaten blogcu ahlakı, içerik ücretli olduğunda bunu mutlaka belirtmeyi gerektirir.

 

27 Mayıs 2015 Çarşamba

4 Haziran’da

Önümüzdeki ayın mutlaka izlemek istediğim etkinlikleri 4 Haziran’a sıkışmış.

Bunlardan ilki Halil Aksu‘nun önayak olduğu Gelecekhane etkinliği olan Dijital 2.0

4-Haziran-1(Resmin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.)

Açıkçası, son zamanlarda mutlaka izlediğim az sayıda etkinlik var. Gelecekhane’nin yeri ayrı. Her seferinde çok şey öğreniyorum. Bu sefer, kapanış konuşmacılarından biriyim. Ama daha çok, benden önce konuşacak kişileri izlemek için oradayım.

Konuşmacıların her birinin 12 dakikası var. Sıkılmadan izleyebilirsiniz. “Çok hızlı geçer” derseniz, “Bilişim dönemine böylesi yakışır. Daha ne istiyorsunuz” diye yanıtlarım.

😉

Aynı gün bir başka etkinlik de Fatoş Karahasan‘ın moderatörlüğündeki The Web İstanbul – Digital Marketing Conference.

4-Haziran-2(Resmin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz.)

Muhtemelen Halil Aksu ile birlikte saat 13.00’de Dijital 2.0’ın kapanışını yapıp, Esma Sultan Yalısı’na koşacağız.

Herhangi birine gelirseniz, görüşürüz.

🙂

 

 

 

 

13 Mayıs 2014 Salı

Sohbet klişeleri

Klişeler sadece filmlerde ve öykülerde duyulmuyor. Günlük yaşam klişeleri de var. Şurada bir kısmını sıralamıştık.

Bir de iş hayatında, çeşitli düzeylerde eğitimler sayesinde edinilen klişeler var. Etkin dinleme eğitimi  sayesinde herkesin dinlerken “Hımmm”, “Evet”, “Öyle mii?”, “İlginç”, “Yaaa”… gibi ilgiyle dinlediğini gösterir işaretler verdiğini görüyoruz. Başını onaylar gibi sallamak ve arada sırada kaşlarını kaldırmak da öğretiliyor.

😛

Bir arkadaşım İK’da çalışırken bu eğitimleri defalarca görmüş. “Aklım bambaşka yerlerdeyken bile, karşımdakinin ilgiyle izlediğimi sanmasını sağlayabilirim” diyor.

Ne kadar kuru sohbet olursa olsun… Karşıdaki aynı şeyi defalarca söylemiş de olsa… Az sonra sözün oraya getirileceğini bilseniz de… Eğitim sayesinde tüm konsantrasyonunuzla dinliyor gibi yapabiliyorsunuz.

😀

Etkin dinleme’nin amacı ne söylediği değil, ne anlatmak istediğini öğrenmektir. Evet ama bazıları hep aynı şeyleri söylüyor. Tek bir konuları var. Hep tekrarlıyorlar.

Yine de “sözünü kesmeyeceksin” diye öğütlüyor eğitmenler. Bir de bazılarına “zaman yönetimi” dersi verseler.

🙂