"duyuru" etiketli yazılar:

28 Haziran 2016 Salı

Hızlı İletişim

Yağmur yağınca şemsiye satıcıları hemen ortaya çıkar.

İhtiyaç ile ürünün buluşmasını sonraya bırakalım. Sokak satıcılarının tepki hızını düşünelim

😉

Şirketlerin web sayfalarına bakıyorum. Büyük şirket, web’de bir şeyler yaptıkğını iddia ediyor. Sayfalarında, birkaç ay önceki etkinlik sanki yakın gelecekte gerçekleşecekmiş gibi duruyor.

bill-board-2

İlginç billboard’lardan biri

Panolarda, köprülerde, duraklarda, bill board’larda geçmiş tarihli bir etkinliğin ilanı durabilir. Haziran bitmek üzeredir, sen hâlâ Mayıs sonu etkinliğinin afişini kaldırmamışsındır. Bunu anlayabilirim.

Ama web siteni güncel tutmak zorundasın.

Hiç değilse şemsiye satıcısından ilham al.

.

31 Ekim 2014 Cuma

Annesi’nin Gelini

Dün facebook’da gördüğüm videoda, bir düğün arabası ve on küsür takipçisi İstanbul’da ana yollardan birini kapatmışlar, kendilerince kutlama yapıyorlardı.

Arkalarında yüzlerce araba birikmiş, belki acelesi olanlar varmış… hiç umurlarında değildi. Görgüsüzlükte zirve yapan ve kendilerinden başkasını hiç düşünmeyen bu kişiler aklıma şunu getirdi.

🙂

Aşağıdaki resmi arka koltuktan çektim. (Araç kullanırken eli telefonda olanlardan hiç hoşlanmam da…)

annemin-gelini-1

Okuyamıyorsanız yardımcı olayım.

annemin-gelini-2

ANNEM’İN İLK GELİNİ

“Neden böyle yazmış olabilir” diye düşündüm. Aklımdan bir çok gerekçe geçti.

  1. Delikanlı kendisi için yapmıyor, annesi için evleniyor. Kadın da onun eşi olmaktan çok, annesinin gelini.
  2. Ailede yarış var. Bizimki en büyük erkek kardeş değil ama yarışı kazandı.
  3. Anne, çeyizlik takılarını ilk geline vermeye söz vermişti. Bizimkinin eşi onu aldı.
  4. Annesinin çok damadı oldu ama nihayet geline kavuştu.
  5. Bizimki tek erkek evlat. Ama burada durmayacak. Bu annesinin ilk gelini… Sırada 2-3-4 olacak (Allah’ın izniyle)

Sizce neden böyle yazmıştır?

😀

03 Aralık 2011 Cumartesi

Duymak

Minibüsteyiz. Şoför oldukça yüksek sesle “…’yı soran bir kardeşimiz vardı” dedi. İki kulağında da kulaklık olan delikanlı ayağa kalktı. Dikiz aynasından onu gördükten sonra, şoför daha kısık bir sesle “yaklaşın da tarif edeyim” dedi.

Delikanlı kapının önünde bekleyince – aramızda sadece bir karış vardı – “şoför size yaklaşın da tarif edeyim diyor” diye onun duyacağı ama minibüsteki diğerlerini rahatsız etmeyecek şekilde tekrarladım. Sesi kısmen duyan ve anlamayan kişilerin edasıyla yüzüme boş boş bakarak “hı?”  dedi.

Yüzüne ve kulaklıklarına baktım. Bilgi ihtiyacı varken, bir zahmet kulaklığı çıkarıp söylenenleri işitme ihtiyacı duymamasını irdeledim. Kendimle konuşur gibi kalmıştım zaten… Dönüp dışarıya bakmaya başladım.

😛