"enerji" etiketli yazılar:

16 Aralık 2022 Cuma

EnerjiSa – (yeniden)

Blogumu silah gibi kullanmak istemem. Şikayet amaçlı kullanılan mecraların değerinin azaldığını bilirim. Ne var ki, bazı kurumlar olumsuz deneyim yaşatmak konusunda çok ısrarlı davranıyorlar. EnerjiSA da bunlardan biri ( [a] , [b] , [c] , [d] )

4 yıl önce bu Elektrik Dağıtımda Dijital Dönüşüm dizisinin ilk yazısını “Elektrik dağıtım kurumu dijitalleşmesi konusu devam edecek… Maalesef” diye bitirmiştim. EnerjiSA, diziyi sürdürmek için elinden geleni yaptı. Sonuçta HAKLI çıktım. Zaten basit elektrik mühendisliği bilgisi bile haklı olduğumu söylüyordu ama… önce zeka… yoktu maalesef.

Bu sefer sorun tamamen farklı. (Ama yine inisiyatif, akıl, müşteri deneyimi, sistem altyapısı konularında sorun yaşıyorum.)

4 Aralık 2022 tarihinde şu e-posta geldi.

.

Bu linke tıkladığımda karşıma gelen sayfa şu şekilde:

.

Bu sayfada, sarı üzerine beyaz yazılı ELEKTRİK FATURANIZ kısmına tıkladığınızda, BOŞ bir format sayfası geliyor.

.

Eğer sayfadaki “UBL-TR dokümanını görüntülemek için tıklayınız” linkine basarsanız, şöyle bir sayfa geliyor.

İşte EnerjiSA‘nın fatura bildirimi… Sanırım, “Yazılım burada, format da orada… Kendi faturanı kendin hazırla” demek istiyorlar.

Ve… hikayemiz daha yeni başlıyor.

🙁

Bu sorunu daha önce de yaşamıştım.

Mart 2022’de uzun uğraşlardan sonra şu mesajın gelmesi sağlanmıştı.

O zaman (2022 Mart ayında) Twitter DM’den kendilerine “Şu mesajı ilk anda verseniz de beni bunca zaman uğraştırmasanız olmaz mıydı?” diye sormuştum.

Burada tekrarlayayım. Kendi blogumda, şikayet yazısı yazmadan önce, DM üzerinden ulaşıp sorunu çözmeye çalışıyorum. Amacım, “bağcı dövmek değil, üzüm yemek“. Ne var ki, bazı kurumlar olumsuz deneyim yaşatmak konusunda kararlı davranıyor.

🙁 🙁

Bugüne geri gelelim…

Yukarıdaki sorunu 5 Aralık 2022 tarihinde yine DM üzerinden (yani herkese şikayet etmekten özellikle kaçınarak) bildirdim. Telefonla aradılar. “Yazılım ekiplerimiz… geçici… düzeltme…” gibi cümlelerle güya beni aydınlattılar. Ben de “O zaman bu linke bastığımda geçici bir sorun olduğuna dair bilgilendirme yapın” diye yol göstermeye çalıştım. Daha sonra, (bu aralarda çok moda 😉 ) “Çağrı merkezinden memnuniyetim” konusunda robot arama geldi. En kötü puanı verdim.

Bir-iki gün sonra tekrar aradılar ve “Geri bildirimleriniz bizim için değerli” klişesi ile “Neden kötü puan verdiğimi” sordular.

Basitçe yapılacak “Bu e-posta adresine faturasını gönderelim” demek yerine, birkaç kere telefonla arandığım için” mesajını vermeye çalıştım. Maalesef hiçbir işe yaramamış.

🙁

Bu sabah 16 Aralık 2022 – saat 10.00’dan önce yine linklere tıklayarak faturayı görmeyi denedim. Yukarıdaki senaryo tekrarlandı. Yine BOŞ FORMAT geldi. Bu sefer de yine DM ile (yani yine herkese şikayet etmekten özellikle kaçınarak) @enerjisa ve @enerjisadestek‘e bildirdim. Evden çıkmıştım ki @enerjisadestek‘ten aradılar.

Sosyal medya üzerinden bir şikayetiniz…  (klişe giriş cümlesi) … bütün konuşmalarımız kayıt edilmektedir…  (bir başka klişe cümle) … tesisat numaranızı söyler misiniz?

Evde olmadığımı dolayısıyla o anda eski faturayı bulamayacağımı, bir e-posta gönderirlerse yanıt olarak eve geldiğimde tesisat numarasıyla dönüş yapacağımı” söyledim.

Tesisat numarası olmadan işlem yapamıyoruz” dedi.

Az önce söylediğim cümleyi tekrarladım ve e-posta adresimi vermeye çalıştım.

Bizdeki e-posta adresiniz güncel!” diye yanıtladı. “Ne zaman uygun olduğunuzu söyleyin, o zaman arayalım

Sonraki konuşmaları an-be-an hatırlamıyorum ama şunları anlatmaya çalıştım.

E-posta adresimin güncel olduğunu söylüyorsunuz. Telefon ettiğinize göre, telefon bilgim de sizde var. Neden telefon etmek yerine tesisat numaramı bulmuyorsunuz? Neden bu kadar konuşma yerine doğrudan e-posta adresime faturayı göndermiyorsunuz?

Tesisat numaranızı vermek istemiyorsanız…” Bu cümleyi duyunca bende şalter attı. Sokakta yürürken

Hanımefendi… Neden anlamamakta ısrar ediyorsunuz. Beni telefonla aradığınıza göre, o bilgi elinizde… Ben şu anda evde değilim. Tesisat bilgisini nasıl vereyim. Beni telefonla arayacağınıza fatura bilgisini e-posta ile gönderin.” diye bas bas bağırıyordum. Etraftaki herkes dönüp bana bakınca fark ettim.

Bu tonda iletişim mümkün değil…” gibi bir şeyler söylüyordu. Telefonu kapadım.

EnerjiSA çalışanlarının sanırım numarası bu. Sorunları çözmüyorlar ve sizi çileden çıkartıp suçlu yapıp kurtuluyorlar.

🙁

Müşteri deneyimi konusundan bu kadar habersiz bir kurumun, milyonlarca ailenin elektriğini dağıtan kurum olması… (Söyleyecek söz bulamıyorum)

Şu yazıda, EnerjiSA yönetici ve çalışanlarının okuması gereken bir liste vermiştim. (Muhtemelen o yazıya gidip listeyi bulmakta zorlanacaklardır. Listeyi aşağıda tekrar veriyorum.)

Şimdi bu listeye başka eklemeler de yapmak gerektiğini anladım.

Zaten bu yazıyı ve görselleri, eğitim malzemesi olarak kullanacağım. Umarım bunun için teşekkür beklemiyorlardır. 😮

Yarın sabah telefonla arayacak çağrı merkezi görevlilerine şimdiden söyleyeyim: “Telefon etmeyin, faturamı gönderin“.

🙁

Ayrıca… Sadece EnerjiSA ile kısıtlı değil, su veya gaz veya elektrik dağıtımı kurumlarında çalışıyorsanız, lütfen bu diziyi dikkatle okuyun ve özellikle [b]  yazısındaki yapılacak işler listesini ciddiye alın. Gerek akıllı şehir, gerekse dönüşüm projeleri akıl ve kültür ile başlar.

😉

05 Ağustos 2018 Pazar

Elektrik Dağıtımda Dijital Dönüşüm – 1

Geçen Bayram’ı İstanbul’a 200 km mesafede bir köy evinde geçirmeye karar verip, 2 gün önceden gitmiştik.

Arife günü, öğleden sonra elektrikler kesildi. Sonra bir gelip bir kesilmeye başladı. (Elektrikli aletler için en kötüsü.) Biz “Galiba tamir etmeye çalışıyorlar” diye umutlandık. Sonra tümden kesildi.

Az sonra motorlu testere sesi duydum. O yöne yürüdüm. İlerideki kalabalığın yanına gittim.

Bir araba yoldan çıkmış, yoldan bir metre uzaktaki elektrik direğine çarpmış. Sonra tekrar savrulmuş ve yoğun ağaçlığa girmiş. Elektrik direğine çarpınca arabanın önü tümden gitmiş. Neyse ki arabadaki baba-oğul ufak sıyrıklarla atlatmışlar.

Elektriklerin kesilme nedenini öğrendim. Resimde sağda, elektrik direğinin boynu bükük halini siz de görebilirsiniz. “Geçmiş olsun” dedikten sonra 186’yı aramadan önce “Elektrik idaresine haber veren oldu mu?” diye sordum.

Bizzat kazanın içinde bulunan baba “Ben 186’yı aradım. Benden sabit adres istediler. Burayı tarif ettim ama “abone misiniz?” , “sabit bir adres yok mu?” gibi sorular sordular. Bunun üzerine kapadım” dedi. Adamcağız, kazadan kurtulunca ilk iş olarak 186’yı aramış.

  • Tüm elektrik arızaları tek noktadan yönetilsin diye, tüm aramalar Konya’da bulunan bir çağrı merkezine yönlendiriliyormuş. Konya’daki kişi, doğal olarak “ABC kasabasından XYZ köyüne giderken, TEM’in altından geçmeden önceki MNP köyü yol ayrımında” tarifini anlamıyor.  Oysa köyün bağlı olduğu kasabanın elektrik dağıtım görevlilerinin hepsi bu tarifi anlar.

186’ya telefon ettim. Telefonu açan kişiye aynı tarifi yaptım. Onun bu tarifi, yakınımızdaki kasabada çalışan birine aktaracağını düşünerek köyün en bilinen ailelerini söyleyip “Şunun evini geçtikten sonra, bunun arazisine gelmeden önce” diye adresi biraz daha detaylandırdım.

  • Arayanın lokasyonunu anlayan ve kaydeden bir uygulama olsa, çağrı merkezindeki görevlinin sadece “Şu anda direğin yıkıldığı yerde misiniz?” diye sorması yeterli olurdu. Böylece yöreyi bilmeyenlere anlamsız gelen tarifler yapılmazdı.
  • Yakındaki kasabadan gelecek olan ekibe “şu sapak, bu dönemeç, şunun evi, bunun arazisi” diye uzun uzadıya anlatılmaz, sadece lokasyon bilgisi gönderilirdi.

Arabayı kurtardılar, alıp gittiler. Elektrik direğinin hâli ve arabayı kurtarmak için kesilen ağaç yığınının bir kısmı aşağıdaki resimde görülüyor.

Onlar gittikten 5 – 6 dakika sonra elektrik kurumundan geldiler. Arife günü özveriyle çalıştılar. Yıkılan direği bırakıp, iki tarafındaki direkler arasına hat gerdiler. Üç hattın hiç değilse birini bağlayıp, düşük voltajla da olsa elektrik verdiler. lk fırsatta yıkılan direğin yerine direk dikilip yine 3 hat üzerinden çalışılacağını da bildirdiler.

  • Kazayı yapan aracın resimlerini iyi ki çekmişim. Bu sayede masrafın kimden alınacağı konusunda ellerinde delil oldu.
  • Diğer yandan, ilk arayan ve “lokasyonu sorulmalı” dediğim telefon numarası da kaydedilseydi, zaten elde izlenecek bir ipucu da olurdu.

Yörenin elektrik idaresinden gelenler çalışırken, elektriği kesilen 3 köyden birçok kişi uğradı. Hatta kasabadan gelip soranlar da oldu.

  • O direk yıkılınca, civar köylerden arayanlara “neden elektriklerin kesik oldu” sesli yanıt sistemi ile “Bir araba köye elektrik taşıyan direğe çarptığı için elektrikleriniz kesik. Şu anda tamir edilmeye çalışılıyor. 2 – 3 saat sonra sorun giderilecek” diye bildirebilir. Böylece onlarca kişinin aramasına bizzat insanla yanıt vermek zorunda kalınmaz, ciddi bir tasarruf saplanır.
  • Bu bilgi, lokasyon açısından şu anda orada olduğu bilinen telefon numarası kayıtlı abonelere sormadan da bildirilebilir (tıpkı geciken uçak bildirmek gibi)

😉

Ertesi gün, Bayram’ın ilk günüydü. Yine motorlu testere sesi duydum. Aynı yöne yürüdüm. Yıkılan direğin yerine tahta direk dikmek için başka bir ekip gelmişti. Telleri germeyi zorlaştıran epey bir ağacı kökünden kestiler.

Bir işçi elinde kazma ve kürekle direğin dik durabileceği kadar temel kazdı. Yarım saatten fazla sürdü bu uğraş. Oysa köyde onlarca traktör var. Birine burgu takıp oraya bir çukur açmak 10 dakika almaz. Benim misafir olduğum evin traktörü yoktu. Olsaydı, yardıma koşardı.

  • Elektrik direği dikileceği zaman muhtara “Bir traktöre burgu takıp oraya gel” diye mesaj gitse,3 köyün tamamı daha hızlı kavuşur elektriğe. Traktörü olanların çoğunluğu da durumu bilse yardıma koşardı. En azından bayram günü elektriksiz kalmamak için yardıma gelirdi.

😉

Bu kaza sayesinde, elektrik dağıtımında kriz anında birçok “hızlı çözülebilecek aksaklık” olduğunu öğrendim. Önümüzdeki dönemde dijital dönüşüm dersinde, bir grubun sektörü elektrik dağıtım olacak.

.

Elektrik dağıtım kurumu dijitalleşmesi konusu devam edecek [1] , [2] . Maalesef.

30 Kasım 2015 Pazartesi

Sıfır Deyip Geçme

Tunç Kılınç’ın SIFIR isimli kitabını okuduktan sonra daha çok dikkat etmeye başladım. Belki de algıda seçicilik.

😉

Frost & Sullivan‘a göre global trentlerden biri de “Sıfır’a yakınlaşma

Nedir o?” diye sorarsanız… zero

Sıfır kirli hava
Sıfır enerji kaybı
Sıfır hata
Sıfır kaza
Sıfır yaralanma
Sıfır güvenlik açığı

Sıfır kağıt
Sıfır spam mesajı
Sıfır zaman kaybı
Sıfır gecikme
Sıfır rafta bekleme

Bu sıfır’ları arttırabilirsiniz. İstenmeyen her şeyi sıfırlayana kadar…

Eğer tüm bunları “sıfır’a sıfır, elde var sıfır” durumuna getirirseniz, büyük bir inovasyon yapmış olursunuz.

😉