"evlilik" etiketli yazılar:

26 Nisan 2015 Pazar

Terkedilemeyenler

Dr. Hakan Tetik‘in müşteri deneyimi anlatırken verdiği örnek üzerine yeni evlilerin bile eşlerini sevgili olarak görmediklerini yazmıştım.

Hakan Tetik hemen herkesin “Sevgilim yok, evliyim” demesi üzerine sevgili konusunda ısrar etmeyip eş konusuna döndü.

“Eşin seni ne zaman terk eder?” diye sordu.

Erkeklerin hepsi “Terk etmez” diye yanıtladı.

male-ego

Bir genç kadın “Yalan söylersem, aldatırsam terk eder” dedi.

Bu cümleyi erkeklerin söyleyememesi üzerine aklıma gelenler şunlar.

  • Ya bu erkek arkadaşlar, kendilerinden başkasını bulamayacak kadınlarla evlenmişler (o zaman “Sevgilim yok, evliyim” demekte haklılar);
  • Ya yalan söylemek ve aldatmak akıllarından bile geçmiyor (öylesine dürüst kişiler) ve bu cümleleri ile ne kadar büyük bir taahhüt altına girdiklerini biliyorlar;
  • Ya da kendilerine aşırı güvenin sonucunda yüksek şuurlu yanıtlar verdiler

Bu vesileyle tekrarlayayım. Sadakat nedeni ile terk nedeni aynıdır.

🙂

22 Nisan 2015 Çarşamba

Sevgilim yok, evliyim

Pazar günü CRM dersimizin konuşmacısı, müşteri deneyiminin ustası Dr. Hakan Tetik idi.

Sevgiliniz sizi neden terk eder? diye bir sunum sayfası vardı. Anlatılmak istenen müşterinin terk nedeni ile sevgilininkinin aynı olduğu idi.

Hakan Tetik MBA katılımcılarından bir kaç tanesine sordu.

– Sevgilin var mı?

Hemen hepsi şu yanıtı verdi.

– Hayır ben evliyim.

MBA katılımcıları iş hayatında tecrübeli arkadaşlar. Ama evlilik süreleri daha birkaç seneyi ancak bulmuştur. Hiçbiri eşini sevgilisi olarak görmüyor. Bu yanıt arka arkaya tekrarlanınca gülmeye başladım.

Bilirsiniz, tanım konusuna düşkünümdür. Bu arkadaşların sevgili ve eş kavramlarını nasıl tanımladıklarını merak ettim.

evlilik

Aklıma eski bir fıkra geldi.

Genç adam imama sormuş:

– İmam efendi. Karımı öpersem orucum bozulur mu?

İmam yanıt vermeden önce sormuş:

– Karın kaç yaşında?
– 18
– Kaç yıllık evlisin?
– Bir yıl olmadı.
– Öyleyse orucun bozulur.

Genç adam anlamayınca imam efendi açıklama yapmış.

– Ben 40 yıldır evliyim. Ha benim karıyı öpmüşüm, ha benim çarığı öpmüşüm. Ama senin durum öyle değil…

😉

Genç arkadaşlar, daha 40 yılı bulmadan…

Vah ki ne vah.

😛

02 Ocak 2015 Cuma

Nesil farkı

Bir arkadaşım anlattı.

Şirkette IT ekibinde genç bir arkadaş varmış “Benim ihtiyacım olduğunda yardımcı oluyor” diye anlattı.

Genç arkadaş zaman zaman bizimkine danışıyormuş. Bir cins mentor gibi (Bu iyi bir şey.)

Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş.

– Abi… Size bir şey sorabilir miyim?
– Elbette.
– Ben krediyle ev almayı düşünüyorum.
– Ne kadar biriktirdin? Ne kadarını peşin vereceksin?
– Yüzde yüzü kredi olacak.
– Öyle mi?… Aylık ne kadar ödeyeceksin?
– Ayda 3750 TL tutuyor.

Arkadaşım genç IT’cinin maaşını bilmemekle beraber tahmin ediyor.

– Peki sen ayda 500 – 750 TL ile geçinebilecek misin?
– Abi, ben evlenmeyi düşünüyorum.
– Bak şöyle yapalım. Sen bir 15 gün gözüme görünme.

Arkadaşım, mesajının anlaşılacağını umarak, uzun uzadıya anlatmak yerine (aradaki birkaç adımı atlayıp) doğrudan sonuca gidiyor. (Ben de sıkça aynı şekilde davrandığım için onu anlıyorum.) Ne var ki genç arkadaş başka türlü anlıyor.

– Niye abi? Sen benim evlenmeme mi karşısın?
– …
– Abi… Yoksa sevgilimi mi beğenmedin?

😛

Bir başka arkadaşımın o nesle ilişkin yorumunu anlattım. “Bunlar hesapsız değil, şuursuz” diyordu.

Ben yine Metin Akpınar’ın kulağa küpe bir cümlesini tekrarlayacağım. “Çok sayıda mesaj göndermek, gönderenin bahtsızlığıdır“.

😉