"Ferrari" etiketli yazılar:

22 Ocak 2011 Cumartesi

En iyi CRM yazılımı 2

Sevgili Ahmet Kırtok‘un twitter kaydında gördüm.

İş’te Kaynakİş hayatı soru ve cevap kaynağı isimli sitede  “CRM Yazılımları ve tavsiyeleriniz” diye sorulmuş.

Geçmişte bu konuda çok yazdım.

Bazıları şöyle:

😀

Tekrarlıyorum. Bana “CRM yazılımlarının en iyisi” sorulduğunda, karşıt soru ile yanıtlarım. “En iyi araba hangisidir?” Çoğunluk Ferrari veya Porsche der. Ben yine sorarım. “Ferrari ile Karadeniz yaylalarına çıkabilir misin?”

Aracın en iyisi kullananın kim olduğuna, ödeyebileceğiniz paraya, gideceğiniz yere ve o araçla ne yapacağınıza bağlı olarak değişir.

CRM yazılımı seçmeden önce yapılması gereken birçok zorunlu hareket vardır. Bunları yapmadan yazılım seçenler, yazılımı kendilerine uyduracaklarına yazılıma uymaya çalışır. İş yapış yöntemlerinden iletişim bçimlerine kadar her şeyi değiştirirler. Sonra da yazılımı beğenmezler.

Unutmayalım. Yazılım bir amaç değil, sizi hedefinize taşıyacak bir araçtır.

😀

01 Nisan 2009 Çarşamba

En iyi CRM yazılımı

Bazen bana sorarlar. “En iyi CRM yazılımı hangisidir?”

– Siz ne için aradığınızı biliyor musunuz?” diye yanıtlarım.

– Bu sorunun tek bir yanıtı yok mu?”

– Hayır… Çok fazla yanıtı var…”

– Neden?

– En iyi araba hangisidir, diye sorsam ne yanıt verirdiniz?

Çoğunlukla Ferrari, Porsche gibi markalar söylenir.

– O marka araç ile Karadeniz yaylalarına çıkılır mı?

– ..?

– Çok bulunan bir tane alırsınız. Hiç değilse, şehirde “ustası” vardır. Bozulursa, aylarca yatmaz…

Özetle, “ne kadarsa verek de en eyisini satın alak” CRM’de olmaz…  Çok bulunan markadan alın demiyorum. Siz ne amaçla kullanacaksanız, ona göre değişir “en iyi CRM yazılımı”… Kullanabileceğinizi alın…

🙂

07 Ocak 2009 Çarşamba

"Lüks = Pahalı" mı?

Lüks ile pahalıyı ayıran nedir?

Coco Chanel’e ait olan “Lüks, ucuzun değil bayağılığın karşıtıdır” cümlesini hatırlayalım.

Kaç paraysa verek de satın alak” denilen şey, lüks değil pahalı kavramına giriyor. Lüks deyince, “markaya adanmışlık” ve “ulaşmak için çaba” kavramları da iç içe….

Bentley, yılda sadece 10.000 tane üretiliyor. Genellikle 1 yıllık bekleme süresi var.

Ferrari için bekleme süresi 2 yıl.

Aston Martin için bu sürenin 3 yıl olduğunu duydum. Müşteriler kayıt olduktan 3 yıl sonra arabalarına kavuşuyorlar.

Lufthansa’nın “Şeref Misafiri” müşterilerine özel uygulaması var. Bu sıfatı elde etmek için hem çok uçmak, hem de süreyi doldurmak gerekiyor. Müşteri mil sınırını kısa zamanda doldursa bile belli bir süre bekliyor. Yani, “farkı neyse ödeyeyim, beni de o statüye koyun” yöntemi kesinlikle işletilmiyor.

Bir seminerde, Ferrari adına katılan kişiye “ülkeler arası davranış özelliklerini” sormuştum. Şu yanıtı aldım:

– Ülkeler arasında değil ama bölgesel davranış farkları oluyor. Rusya, Türkiye, Orta Doğu ve Arap ülkelerinin davranışları birbirine benziyor. Avrupalı müşterimiz, kayıt olduktan 2 sene sonra aracına ulaşacağını biliyor ve kabul ediyor. Saydığım ülkelerdeki müşteriler ise, “parası neyse vereyim, hemen arabayı getirin” diyor

Coco Chanel ne derse desin… Kültür her zaman baskın çıkar.
😉