"fizibilite" etiketli yazılar:

24 Mayıs 2015 Pazar

Kendini Doğrulayan Kehanet

Bir Cumartesi akşamı, hemen yandaki binanın zemin katındaki balık lokantasına gittik.

Eve ısmarladığımız zaman çok daha ucuza mal oluyor ama, bu seferlik “Biz gidelim” dedik. Biraz da, çevre esnafına katkı…

Yandaki bina olduğu için, yıllardır o dükkanı biliyorum. Kısa aralıklarla el değiştirdi. İki yılı aşan bir işletme olmadı.

Anladığım kadarıyla, bu sefer de büyük umutlarla başlamışlar Belki de elde avuçta ne varsa oraya yatırmış.

Yanımızda bebek var. Kullandığımız her peçeteye dikkatle bakıyor. Her peçetede kafasında bir hesap yaptığını görüyorum. Endişesi artıyor, gözünü bizim masadan alamıyor. Oysa Cumartesi akşamı. Neredeyse tüm 7 masa da dolu.

😉

Var ya! Eğer dükkan batarsa, peçete yüzünden değil ama endişe yüzünden batar.

Bugünlerde böyle olguları çok duymaya başladım.

Patron’a “Ses izolasyonu kötü” diyorlar. “Para kazanalım, sonra izolasyon yaptırırız” diyor. Kötü ses izolasyonundan ötürü müşteriler gelmiyor.

Patron’a “Havalandırma berbat” diyorlar. “Önce para kazanalım, sonra havalandırmaya bakarız” diyor. Müşteriler havalandırma iyi olmadığı için gelmiyor.

“Müşteriyle temas eden çalışanlara eğitim verilmeli” diyoruz. Patron “Eğitimin parası ne kadar biliyor musun?” diyor. Bir kere gelen müşteri bir kez daha ayak basmıyor.

Sonra şirketler batıyor. Muhtemelen başkalarını suçlayacaklar.

İşin temel özelliklerini doğru yapmazsanız ne CRM işe yarar, ne de güleryüzlü (veya sırıtkan) elemanlar.

  • Not: Önceki “Kendini Doğrulayan Kehanet” yazıları [1] ve [2]
  • Yeni not: “Soruşturmadan ahkam kesmek” yazıma gelen eleştiri “kendini doğrulayan kehanet” gibi [3]

😉

22 Ocak 2011 Cumartesi

En iyi CRM yazılımı 2

Sevgili Ahmet Kırtok‘un twitter kaydında gördüm.

İş’te Kaynakİş hayatı soru ve cevap kaynağı isimli sitede  “CRM Yazılımları ve tavsiyeleriniz” diye sorulmuş.

Geçmişte bu konuda çok yazdım.

Bazıları şöyle:

😀

Tekrarlıyorum. Bana “CRM yazılımlarının en iyisi” sorulduğunda, karşıt soru ile yanıtlarım. “En iyi araba hangisidir?” Çoğunluk Ferrari veya Porsche der. Ben yine sorarım. “Ferrari ile Karadeniz yaylalarına çıkabilir misin?”

Aracın en iyisi kullananın kim olduğuna, ödeyebileceğiniz paraya, gideceğiniz yere ve o araçla ne yapacağınıza bağlı olarak değişir.

CRM yazılımı seçmeden önce yapılması gereken birçok zorunlu hareket vardır. Bunları yapmadan yazılım seçenler, yazılımı kendilerine uyduracaklarına yazılıma uymaya çalışır. İş yapış yöntemlerinden iletişim bçimlerine kadar her şeyi değiştirirler. Sonra da yazılımı beğenmezler.

Unutmayalım. Yazılım bir amaç değil, sizi hedefinize taşıyacak bir araçtır.

😀

03 Şubat 2009 Salı

RUMUZ: Pazarlamacı

Ben

  • Reklam Ajansı kreatif direktörü gibi takılmayan, “Ben pazarlamacıyım, paradan anlamam” demeyen, fizibilite yapmayı bilen, proje sonunda hesap verebilen (hatta hesap sorulmasını isteyen),
  • Gelir tablosunun ilk (Toplam Satış Hacmi) satırını değil, son (Vergi Sonrası Net Kar) satırını dikkate alan,
  • Sadece çalıştığı sektörün değil, pazarlama ve yan sektörlerinin de sergi ve fuarlarına gidip oturumlara katılan sunumları izleyen,
  • Sektörün genel durumu, gidişatı, ortak sorunları vb. gibi konularda rakip firmalar ile görüşebilen, ancak bunu serbest piyasa ahlakını incitecek uygulamalara indirgemeyen,
  • Müşteri odaklı yaklaşımın sadece gülümsemek olmadığını, müşteri kayıt sisteminden şikayet yönetim sistemine, iş akışlarından ekran tasarımlarına, insan kaynağından yönetim anlayışına kadar tüm altyapıların da müşteri merkezli çalışması becerilmedikçe, üst yapıda çaresiz kalınacağını anlayan,
  • Bu altyapıların oluşturulmasını Bilgi Sistemleri elemanlarına bırakmayıp, pazarlama bölümünün ihtiyaçlarının belirlenmesinde aktif olarak çalışan,
  • Müşterilerin doğum ve evlilik günlerini kutlamanın, kadın iç çamaşırı alan erkeklere yeni sezon duyurusu yapmanın CRM olmadığını bilen,
  • Müşteri veri tabanının hangi koşullarda pazarlama amaçlı kullanılacağını bilen,
  • Müşteriyi bıktıracak kadar çok SMS ve e-mail göndermenin kimseye yararlı olmayacağını anlayan, elindeki telefon numarası ve adreslerin “müşteri verisi” olmadığından haberdar,
  • Müşteri şikayetlerinin yazıldığı internet sitelerinde kendi markasını sorgulayan,
  • İnteraktif kanalların önemini bilen, bütünleşik pazarlamanın her gün değişen kurallarına uyum sağlamaya çalışan,
  • “Potansiyel müşteri” ile “müşterinin potansiyeli” arasındaki farkı ve müşteri sadakatinin önemini bilen, ama kendini “koşulsuz müşteri memnuniyeti” abartısına kaptırmayan,
  • TV seyrederken reklamları da izleyen, reklam çıkınca zaplamayan,
  • Rakiplerin ürünleri konusunda gazetelerde çıkan reklam ve haberleri takip eden, bunları astları ile tartışan,
  • Bazı üniversitelerde mesleği ile ilgili eğitim verebilen, ancak kendisi de feedback almaya meraklı

bir PAZARLAMA YÖNETİCİSİ’yim.

Kendime

  • Satış ile pazarlamanın çok farklı konular olduğunu bilen,
  • İndirim, fazladan 3 taksit, ek ödüllendirme, 3 alana bir de bedava, vb… yapmanın pazarlama olmadığından haberdar,
  • “Hedef kitle mi?… Herkes bizim müşterimiz olabilir” demeyen, her perakendecinin ekmek fırını veya mahalle bakkalı işletmek ile aynı kavramlara sahip olmasını beklemeyecek düzeyde perakendecilik kavramlarına sahip,
  • Reklamın iyisi kötüsü olmaz diye düşünmeyen,
  • Adını duyurmak için olur olmaz her durağa, her panoya, her köşeye reklam astırmayı istemeyen,
  • Sanki yaşamı boyunca tüm kitapları okumuş gibi, “Bunlar kitapta yazmaz, iş hayatı kuralları farklıdır”, “Ben Mahmutpaşa (veya Kemeraltı) Üniversitesi’nden mezunum, senin diploman kaç yazar” diye tekrarlamayan,

bir PATRON arıyorum.

İlgilenenlerin Smart Marketing Journal’a  Pazarlamacı rumuzuna yazmaları rica olunur.

Notlar:

  1. Bu yazı, daha önce takma ad ile yayımlanmıştı. İkinci kez okuyanlardan özür diliyorum.
  2. Sadece tanımlama için yazıldı. Bu kadar iyi de olsa, bir patron aramıyorum.

🙂