"gazete" etiketli yazılar:

17 Şubat 2019 Pazar

Sarmal, Sinema, Salon

Son birkaç gün içinde sosyal mecralarda, Sazan Sarmalı filmi konusunda çok sayıda ileti okudum.

Filmin salonlarda gösterimi devam ederken Netflix’le anlaşmaya varmışlar.

SEYAP Yönetim Kurulu şöyle açıklama yapmış.

Bunu alıntıladığım tweet altındaki yorumları okuyun. SEYAP’ın pek taraftarı yok gibi.

😉

Sonra Birol Güven’in Kamuoyuna Duyuru başlıklı açıklamasını  gördüm:

Televizyon ve Sinema Film Yapımcıları Meslek Birliği olarak
bir filmi vizyondayken aynı anda dijital platformlarda da gösterime sokmanın sinema sektörümüze telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini düşünüyoruz.

Çok uzun bir süredir yeni sinema yasası için verdiğimiz mücadele öncelikle sinemamızın geleceği içindi. Bilet geliri olmayan, sinema işletmecilerinin ekonomik sıkıntı içinde olduğu bir sinema sektörünün ne geleceği olur ne de özgürlüğü.

15 Şubat 2019 tarihinde ortaya çıkan yeni durum tüm sektörümüzü olduğu gibi bizi de şaşkınlık içinde bırakmıştır. Tek söyleyebileceğimiz şudur ; bu Televizyon ve Sinema Film Yapımcıları Meslek Birliğinin ortak kararı değildir, BKM adlı üyemizin kendi ticari kararıdır. Birliğimiz bu kararı yanlış bulmakta ve milli sinemamız için çok kötü bir gelişme olarak değerlendirmektedir.

TESİYAP olarak sinemanın herhangi bir bileşenini dışarıda bırakan hiçbir gelişmeyi onaylamıyor ve “film, sinema salonlarında izlenir “ felsefesiyle salon işletmecilerinin yanında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.

Saygılarımla
Birol GUVEN
Televizyon ve Sinema Film Yapımcıları Meslek Birliği Başkanı

Bu mesajın altındaki yorumları da okuyun. Yine pek taraftar bulmuş sayılmazlar.

😉

Sonra Görkem Çetin’in () tweet’inde şunu gördüm. (Yorumları okumanızı öneririm)

😉

Yukarıda mesajları olan menfaat gruplarının gelişmelere bu şekilde yaklaşmaları, 2012 yılında gazete patronlarının sosyal medyayı kınayan ortak bildirisini aklıma getirdi. Okumaya sabrınız varsa, aşağıda… (İsterseniz, mavi eğik yazıları atlayabilirsiniz.)

Medya sektörü, internet ve mobil teknolojilerinin baş döndürücü gelişimiyle, büyük bir değişim sürecindedir. Gazete, televizyon, radyo gibi geleneksel araçların, internetle ve mobil iletişim araçlarıyla birlikte yeniden tanımlandığı yepyeni ve heyecan verici bir süreç yaşıyoruz.

Bu gelişimin sonucu olarak; bizler de gazetenin yanı sıra, sahip olduğumuz internet siteleri, haber portalları ve benzeri iletişim enstrümanlarıyla okurlarımıza hizmet sunmaktayız. Ancak, bugüne kadar bazı internet sitelerinin, gazete içeriklerimizi fikir ve emek hırsızlığı yaparak, pervasızca kullanmakta olduğu kamuoyunca da gözlemlenmektedir. Takdir edileceği üzere; bu durum ciddi emek ve maliyetlerle çıkartılan gazeteler ve gazetelerin internet siteleri aleyhine açık bir haksız rekabet oluşturmaktadır. Bu, aynı zamanda hukuka ve kanunlarımıza aykırı bir durumun ortaya çıkmasına da sebebiyet vermektedir.

Gazetelerin içerikleri; yani, haberler, yorumlar, köşe yazıları, yazı dizileri, fotoğraflar, çizgi, grafik, sayfa tasarımı ve benzeri bütün unsurların tek sahibi gazetelerdir. Bu unsurların şimdiye kadar gazetelerin izni olmaksızın, fikir ve emek hırsızlığı yapılarak bazı internet siteleri tarafından çalınması eylemi gazetecilik olarak nitelendirilemez.

Hem gerçek anlamda emek ve bilgi sonucu ortaya çıkartılan gazetelerin içeriklerini korumak ve hem de sağlıklı bir internet haber medyası düzeni için fikir ve emek hırsızlığına karşıyız.

Bu itibarla, ürettiğimiz ve bütün hakları bize ait olan; haber, yorum, köşe yazısı, fotoğraf, karikatür, grafik, çizgi ve sayfa dizaynı gibi materyallerin hiçbir şekil ve hacimde kullanılmasına izin vermeyeceğiz. 1 Ekim 2012 tarihinden itibaren, hiçbir televizyon kanalı, internet sitesi ve haber portalı, aşağıda imzası bulunan gazetelerin içeriklerini kaynak göstererek dahi kullanamayacaklardır.

Elbette, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da okurlarımız, gazetelerimizin içeriklerine internet sitelerimiz aracılığıyla ulaşmaya devam edeceklerdir. Fikir ve emek hırsızlığına karşı duracağımızı ve bu eylemi gerçekleştiren kişiler ve kurumlar aleyhine her türlü hukuki ve mesleki takipte bulunacağımızı, kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Bu bildiri yayınlandığında imzası bulunan gazeteler, birçok blogger’ın yazılarını referans göstermeden paylaşıyor ve telif ödemiyorlardı.

🙂

Film hakkında yorum yapmyacağım, henüz izlemedim. Yukarıda kısaca değindiğim olgu hakkında yorumum şöyle. [Yarı İngilizce olduğu için kusuruma bakmayın.]

Pazarlama Miyopluğu Reloaded. (40 yılda bir, tekrar. Ders almayınca…)

.

14 Haziran 2016 Salı

Bulmaca

Az önce Facebook’da Özer Dölekoğlu’nun bir mesajıyla karşılaştım.

Sodyum-So

Bir arkadaşımın anlattığı olay geldi aklıma.

😉

Genel Müdür bir devirler Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı çok zor “ödüllü bulmaca”nın hastasıymış.

  • Bilenler bilmeyenlere anlatsın; bulmacayı bir oturuşta çözen olmazdı. Ansiklopediler, sözlükler, eşe dosta danışmalar… Hatta bu Genel Müdür, kadrosundaki kişileri arayıp onlara da soruyormuş. Yine de çözülmeyebilirdi.

Genel Müdür gazeteleri almış, vapura binmiş, bir gazeteyi okumaya başlamış… Yanındaki kişi “Bir göz atabilir miyim?” diye rica edince vermemezlik edememiş. Tanımadığı adam, Cumhuriyet gazetesini almış. Birkaç dakika sonra bulmaca sayfasına gelmiş. Cebinden kalemi çıkarıp bir şeyler yazmaya başlamış.

Genel Müdür’ün aklı gitmiş. Nezaketini bozmak da istememiş. Vapur yanaşana kadar ses çıkarmamış.

Vapur yanaşınca diğer adam gazeteyi güzelce katlamış. Teşekkür ederek vermiş. Bizimki (ne de olsa nazik Genel Müdür 🙂 ) hemen açıp adamın yanında bakamamış.

İşyerine gelmiş. Bulmaca sayfasını açmış. Sadece 2 yerde yazı var.

Bir bağlaç (iki harfli) İP yazılmış.
Yapma, etme (üç harfli) DUR yazılmış.

Sodyum’un simgesi SO ne ki?

😉

 

07 Eylül 2014 Pazar

Bundle

Nihan Bora’yı gazeteci olarak tanıdım. Bu dönemi iyi tanımladığını düşündüğüm için Sosyal CRM eğitimlerimde (ve derslerimde) Nihan Bora’nın “Twitter’da Doğanlar”  isimli röportajını kullanırım.

Nihan-Bora-1

Nihan Bora’nın Bundle oluşumunun içinde olduğunu öğrendiğimde onunla röportaj yapmak istedim. Biliyorum bir gazeteciden röportaj talep etmek biraz garip oldu.

Bundle.com’daki müşteri deneyimini sordum Nihan Bora’ya.

Herkes gelir modelini sorar. Ben “müşteri deneyimini” sorarım. Hatta diyorum ki

  1. Müşteri deneyimini sormadan gelir modelini soran yatırımcı adayı ile zaman harcamayın.
  2. Müşteri deneyimi tüm pazarlama stratejilerini, fırsatlarını ve yöntemlerini belirler.

Nihan Bora, Bundle ile oluşan deneyimi şöyle açıkladı:

 

Bundle uygulaması Apple Store’dan ücretsiz olarak indiriliyor. Kullanıcılar 20’nin üzerinde kategoriden seçtikleri başlıklarla kendi Bundle’larını yaratabiliyorlar.

Şu kategoriler var: Haber, Teknoloji, Fotoğraf, Bilim, Spor, Magazin, Sanat, Yaşam, Moda, Gezi, Yemek.

bundle4

Bu kategorilerin altında aslında daha detaylı kategoriler de bulunuyor. Örneğin Yaşam kategorisinin altında Kadın, Anne-Çocuk, Ev-Dekorasyon gibi başlıklar da yer alıyor.

Fotografla ilgileniyorsanız şunları izleyebilirsiniz.

bundle2

İlgi sahamda dünyada olup biteni izlemeyi gerçekten önemsedim. Bikini labirentlerinde kaybolmadan, odaklı şekilde öğrenmekle ilgilendim. (Maalesef şu anda sadece iPhone ve iPad’de olması bana uygun değil.)

Haberleri beğenip beğenmediğinizi işaretleyebiliyorsunuz. (Haberleri beğenmemekten bahsedince, haberlerle bile kavga eden bir arkadaşım aklıma geldi) İsterseniz çeşitli sosyal mecralardan paylaşabiliyorsunuz.

Başka ülkelerin gündemini merak etmişseniz, yine tek klik ile izleyebiliyorsunuz. (Bunun yararlı olduğunu düşünüyorum. Kendini ayaklarından tutup kaldırmak gibi, sürekli kısır düşünce yapısına saplanmayı engeller. Küçük dünyaların çekişmelerinin yer kürede ne kadar önemli olduğunu hatırlatır. Korkarım, yakında bunu daha iyi anlayacağız.)

bundle5

Son dakika gelişmeleri de kullanıcıların telefonuna bildirim olarak düşüyor.

🙂

Nihan Bora’ya “RSS veya diğer izleme araçları ile kıyaslandığı zaman nasıl bir deneyim üstünlüğü sağlıyor?” diye sordum. Şöyle yanıtladı.

Dünyada olan biteni takip etmek nefes almak gibi bir şey benim için. Haberi tam zamanlı takip etmenin en etkili yolunun da Twitter olduğunu düşünüyordum ama artık öyle değil. Öncelikle haber, resmi bir kaynağın hesabı değilse o habere güvenip güvenmemek konusu sıkıntılı.

Ayrıca gece olan bir olayın gündüz retweet edildiğinde onu yeni gibi algılamak söz konusu olabiliyor. İyi bir Twitter kullanıcısı elbette saatine bakmayı akıl edebiliyor ama bazı kötü niyetli kullanıcılar haberi yeni olmuş gibi de yayabiliyor.

Bir de Bundle’ın beni en çok çeken tarafı, dünyadan ve Türkiye’den binlerce haber kaynağını aynı anda okuyabilmem. Hatta hiç bilmediğim siteleri ve blogları keşfetmek açısından da eşsiz diyebilirim.

Bundle’la ilgili Nihan Bora’dan öğrendiklerim ve tuttuğum notlar bu kadar.

Deneyimlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.

.

Notlar (EKLEMELER):

  1. Nihan Bora ile bir de “gazetelerin ve gazeteciliğin geleceği” konusunda röportaj yapacağım.
  2. Bu yazıyı yayınlama nedenim, daha önce yayınladığım “e-gazetecilik ne zaman?“ve “N’olacak şu gazeteler” yazısının devamı gibi düşünüyor olmam. Ayrıca Bundle’ı “gazeteciliğin geleceği” konusunda bir basamak diye varsayıyorum.
  3. Daha önce Bloglarda Pazarlama konulu yazı dizisinde  [1] , [2] , [3] , [4] , [5] yayınladığım gibi hedef kitlemin ilgilendiği ve benim de sitemin mevcut içeriğine uygun bulduğum bir konu olduğu için paylaşıyorum. Olumsuz eleştirilerinizi de yayınlamaya hazırım.
  4. Yani, her yeni girişimi duyurmaya çalışmıyorum. Lütfen bu konuda talepte bulunmayın.

😉