Yeni yönetim
Kriz ile birlikte, yönetimlerin el değiştirmesi arttı. Krizden önce de vardı. Türkiye’ye giren yabancı sermaye, gelecekte verimli olacağına inandıkları çok sayıda şirketi ve bankayı satın almıştı.
Bu sayede, yönetimde değişikliklere şahit oldum. Geçiş dönemi denilen olguyu yaşadım. Kötü yönetilirse neler olabileceğini de gördüm.
Dün bir arkadaşım ile sohbet ediyorduk. Kendisi, satın alma ile gelen yönetimin bir parçası.
Yaptıklarını anlatıyordu “Yeni yönetim…” diyerek.
Dedim ki “Söylediklerine dikkat ediyor musun. Yeni yönetim deyimi bile, kendini ispatlama çabasını ifade ediyor.”
Düşündü… Hak verdi…
Ben de geçenlerde yazdığım Uluslararası Denizcilik Konferansı örneğini anlattım.
😛
Olası yanlış anlamaları düzelteyim… Yönetimi kemikleştirin demiyorum. Çok hızlı hareket etmek gerekebiliyor. Hele çağımızda…
Değişimi yönetin. Doğru bildiğiniz yolda hızlı da gidebilirsiniz. Hızı artırmak için bazen üst kadronun çoğunu değiştirebilirsiniz. Ama kendiniz için yeni yönetim deyimini kullanmayın. Gerek alt kademeler, gerekse dışarıdaki paydaşlar için tutarlılık ve süreklilik önemlidir.
😀