"İdeal kart" etiketli yazılar:

25 Eylül 2022 Pazar

İdeal Emeklilik

Yaklaşık 20 sene önce, yaşam evresi bankacılığı kavramını hayata geçirmek istedik.

İdeal kart bir anda tüm Türkiye’de yaygınlaşmaya başlamıştı. İdeal diye seçerken zaten aklımızda – kredi kartı ile sınırlı olmayan – birçok proje vardı. Eğitimlerde anlattığımı özetleyeyim.

  • İdeal Bebek
  • İdeal Gençlik
  • İdeal Aile
  • İdeal Evlilik
  • İdeal Emeklilik

gibi çeşitli yaşam evrelerini kapsayan bir isimdi.

Axess, Wings, Bonus, World, Maximum gibi isimlerle ürün ailesi yaratılamıyordu.

  • Axess Bebek
  • Wings Gençlik
  • Bonus Aile
  • World Evlilik
  • Maximum Emeklilik

kulağa pek hoş gelmiyor diye düşündük.

Eğitimlerde, “Sadece tek bir ürün için isim seçmeyin, sonrasını da düşünün. Eğer başarılı olursa, ilk ürün adının kaldıraç sağlayacağı birçok yeni ürün / hizmet çıkarabilirsiniz” diye anlatıyorum.

Dikkat ederseniz birçok filmde, olası ikinci (devam) filmi için ipuçları bırakılır. Öğrendim ki, bunu yapmayan biri senarist olarak kabul edilmiyormuş. Ürün / hizmet ismi belirlerken de aynı şekilde düşünmek gerekir.

İdeal kart konusunda çok başarılı strateji izledik. Ayrıntısı şurada. (Mutlaka okunmasını öneririm.)

😉

İdeal Evlilik kavramı konusunda “Yok öyle bir şey… İdeal olan bekarlıktır” diyen onlarca kişi oldu. Elbette dikkate almadık.

😀

Eski belgeleri ayıklarken bazı broşür taslakları buldum.

Yaşam evrelerinden birinin adını “İdeal Emeklilik” koyduk…  ama devam ettiremedik. Bireysel Emeklilik yasası yeni çıkmıştı. BES kurumu “içinde emeklilik geçen bir kavramın mutlaka bireysel emeklilik ile ilişkilendirilmesi gerektiğini” söyledi. “Bunun bir paket olduğunu, emekliler için tek ürünümüzün bireysel emeklilik olmadığını, çeşitli sağlık hizmetlerinden kredilere kadar birçok proje üzerinde çalıştığımızı” kabul ettiremedik.

Neticede, İdeal Emeklilik sadece Bireysel Emeklilik ürünümüzün adı olarak kaldı.

.

19 Nisan 2013 Cuma

Öğrenciyken ve yöneticiyken

Bildiğiniz gibi, 35 yaşımdan sonra MBA, 40 yaşımdan sonra Doktora yaptım.

ODTÜ İşletmecilik‘teki kitaplarımı hiç atmamıştım. (Geçenlerde Anadolu’da bir okula gönderdim.) Eski kitapları gözden geçirdiğimde, şunu farkettim.

Önemli olanın değil, anladığımın altını çizmişim.

Önemli olanı okur okumaz ayırt etmeyi, akılda tutmayı zamanla öğrenmişim. Aradan geçen yıllar, yöneticilik seneleri bana önemli noktalara odaklanmayı öğretmiş. Belki de bu nedenle Taksitcard’ı çıkartırken MBA; İdeal kartı çıkartırken Doktora derslerini çok zorlanmadan verebildim.

Aynı nedenle, yoğun iş hayatı sırasında MBA veya Doktora yapanların (iş hayatında çalışmadan öğretime devam edenlere oranla) daha avantajlı olduklarını düşünüyorum.

😉

Ek Not: Bu anımı birçok defa anlattım. Sadece 4 – 5 kişi “Dur. Çok önemli bir şey söyledin.” dedi.  Hepsi de üst düzey yönetici ve/veya iş adamı idi.

😛

10 Ocak 2009 Cumartesi

Lüks, pahalı, farklı, vs.

Lüks ile pahalı’nın farkını, kendimce irdelemeye çalıştım. Biraz da bunların etrafında dönen diğer kavramları işleyelim.

Hava alanındaki “özel alanlar”. Bildiğim kadarı ile İşbank, HSBC ve Akbank-Wings kartların havaalanında “özel salonları” var.

O yıllarda Fortis’te çalışıyordum. Ayda en az bir kere yurt dışına, Belçika veya Hollanda’ya gitmem gerekiyordu. Havaalanına arabayla gitsem, park yeri pahalı; taksi ile gitsem, daha pahalı. Wings kart almaya karar vermemin nedeni, özel park hizmeti (valet service) idi. Hayatımda ilk defa “rakip bir kurumun ürünü” cebime girmiş oldu.

Bir süre, sadece park hizmetinde kullandım. Sonra yurt içi hatlarda “özel salon” açıldı. Yararlandım. Akbank’a karşı biraz suçluluk duydum ve arada bir kullanmaya başladım. Sonra, Fortis’ten ayrıldım. Yarattığım İdeal kartın iyi yönetilmediğini düşündüm. Şimdi ilk kartım Wings.

Benzeri öyküyü, HSBC kart hamillerinden de dinledim. Sık aralıklı yurt dışına çıktığı için “özel salon” kullanmak amacıyla kartı almışlar. Giderek ufak tefek kullanılmış… Sonra sürekli kullanılmaya başlanmış.

Bir seferinde Wings özel salonu mahşer yeri gibiydi. Benim için “ayrıcalık” özelliği yıprandı. “Farklılık” azaldı.

Tam da aynı günlerde bir yazı okudum. Sadece Wings kartı olanların bu salona alınmasını eleştiriyor, kart başvuru formu doldurulması için bu fırsatın kullanılmasını öneriyordu. Yani, “ver başvuru formunu da doldurayım” diyen herkesi özel salonda ağırlayacaklardı. (Nedense kulağımda, “kaç paraysa verek” ile aynı tınıları çağrıştırıyor.)

Özel salonda oturmak için form dolduran kişilerden verim elde edebilirler miydi? Onların gerçekten müşteri olup olmayacağını nereden bileceklerdi? gibi soruları hiç düşünmüyorum. Bunlar bankanın soru(n)ları…

Şu soruları soruyorum. Her isteyen o salona girince, benim için Wings’in salonu “özel” olur muydu? Daha rahat edeceğim başka bir “özel salon” aramaz mıydım?

Pazarlama ile satış arasındaki görüş farkı budur. Pazarlama demek farklılık demektir.