"ilham" etiketli yazılar:

06 Ekim 2011 Perşembe

Dinlediklerim – Tal Ben Shahar

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin bağlı olduğu Laureate Uluslararası Üniversiteler Ağı (Laureate International Universities Network)  dün yapılan World Business Forum’u naklen yayınladı. Liderlik konusunda başarılarını kanıtlamış fikir önderlerini izledik.

Malcolm Gladwell’in konuşmasında tuttuğum notları yazmıştım. Dün dinleyebildiğim ikinci konuşmacı Tal Ben Shahar idi.

  • Açıkçası, “mutluluk insanın içindedir, onun sana egemen olmasına izin ver”, “el ele tutuşalım ve mutlu olalım”, “Dünya keşke güzel bir yer olsa”, “pembe pancurlu evimiz ve bahçesinde tavşanlarımız” gibi yaklaşımlardan uzak durmuşumdur. Dün akşam izleyene kadar Tal Ben Shahar‘ı tanımıyordum. Bu yazıyı hazırlarken inceleyebildiğim kadarıyla oldukça meşhur bir “mutlu yönetim” yazarı ve konuşmacısıymış.

🙂

Tal Ben Shahar’ın ana konusu SORULAR idi.

Suç oranının yüksekolduğu yerlerde yıllarca “Neden böyle yapıyorlar?”, “Suçu nasıl azaltırız?” “Ne gibi önlemler almalıyız?” gibi sorulara yanıt arandığını ve bu tutumun zerre kadar ilerleme sağlamadığını anlattı.

Sonra soruyu değiştirmişler.  Başarılı olanlara bakmışlar ve “bunca soruna rağmen bazıları nasıl başarılı oluyorlar?” diye incelemeye karar vermişler.

Başarılı olanlar incelenmiş. Bunlar çocukluklarında çok başarılı “süper çocuklar” değil.  Olağan karakterler… Diğerlerinden en büyük farkları daha “dayanıklı” olmaları.

Ortak özellikler şunlarmış:

  • Gelecek için amaç belirliyorlarmış,
  • İyimser bakış açıları varmış,
  • Rol modellerini tanımlamışlar,
  • Kendi zayıflıklarına değil, güçlü yönlerine odaklanmışlar.

Bunların hepsinin öğretilir / öğrenilebilir olduğunu görünce, bu yönde eğitim vermeye başlamışlar. Bildiğiniz (hiç hoşlanmadığımı yukarıda yazdığım) “3 sır”, “5 ipucu” gibi kitapları değil, başarılı kişilerin hayat hikayeleriyle eğitim vermeye başlamışlar.

Tal Ben Shahar bu değişikliği, “yükümlülük (liability) modelinden varlık (asset) modeline geçmek” diye tanımladı.

Üzerinde durduğu konu şu: Soru değişince, gerçek (reality) de değişiyor. Aslında, soru gerçeği tanımladığı için değiştiriyor. Bu nedenle “nerede yanlış yaptık?”, “neyi düzeltelim?”, nasıl düzeltiriz?” gibi yanlış sorular nedeniyle  potansiyel boşa gidiyor.

Elemanların da zayıf yönlerine değil güçlü yönlerine odaklanılarak daha “mutlu yönetim” olacağını vurguladı. Zayıflığı olmayan kişi zaten yok. Zayıflığı yönet, adamın içindeki tohumu büyüt.

Tal Ben Shahar’ın sunumunun son sözleri: Soru gerçeği tanımladığı, hatta yarattığı için doğru yanıta değil DOĞRU SORUya odaklan.

🙂

Bugünki oturumlarda da not tutup paylaşmaya çalışacağım.

😀

Meraklısına, zor zamanlarda kariyer yönetimi konusunda:

😉

06 Ekim 2011 Perşembe

Dinlediklerim – Malcolm Gladwell

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin bağlı olduğu Laureate Uluslararası Üniversiteler Ağı (Laureate International Universities Network)  dün yapılan World Business Forum’u naklen yayınladı.

Dünkü ilk oturumda liderlik konusunda başarılarını kanıtlamış fikir önderleri vardı. Sırayla

  • Harvard Universitesi profesörü, yakın geçmişte Medtronic CEO’su olan ve liderlik üzerine kitapları bulunan Bill George
  • Outliers kitabının yazarı Malcolm Gladwell,
  • Harvard “mutluluk profesörü” diye adlandırılan Tal Ben Shahar (videolarını rahatça bulabilirsiniz)

vardı. Bağlantı sorunları yaşadığımızdan ilk konuşmacıyı dinleyemedik. Ancak Malcolm Gladwell ile başladık.

🙂

Malcolm Gladwell etkin liderin özellikleri konusuna “riskler” açısından yaklaştı.

Çocuk lösemisinde büyük çığır açan Emil Freireich’den bahsetti. 1950’lerde, bu hastalığa kapılan çocukların %100’ü ölüyormuş. O dönemde her birinin çeşitli yan etkileri olan ve farklı çalışan 4 ayrı ilaç kullanılıyormuş. Emil Freireich, aynı anda 4 ilacı birden kullanmayı önerdiğinde karşı çıkılmış. Tüm gerekli testler yapmadan denemeye kalkması ağır eleştirilmiş. Harvard, Stanford gibi iyi okullardan mezun olan doktorlar onunla çalışmak istememişler. Hatta hemşireler bile reddetmişler.

Emil Freireich kendini “o testler yapılana kadar ölecek olan yüzlerce çocuğa karşı sorumlu hissettiğini” söyleyip işe girişmiş. İlk defa tamamı ölmemiş. Şu anda lösemiden ötürü çocuk ölümü ABD’de %3’e gerilemiş.

Malcolm Gladwell, olayı yorumlarken, “Her ne kadar risk almış gibi görünüyorsa da, operasyonel risk aslında sıfırdı. Zaten çocukların tamamı ölüyordu. Asıl aldığı risk, sosyal riskti. Eğer başarısız olsaydı, tümden dışlanacak ve doktorluk mesleği elinden alınacaktı.” diye anlattı.

  • Wikipedia’dan baktım. Şöyle yazıyordu: “In 1962, researchers Emil J. Freireich Jr. and Emil Frei III used combination chemotherapy to attempt to cure leukemia. The tests were successful with some patients surviving long after the tests.

Malcolm Gladwell’in ikinci örneği, IKEA’nın kurucusu  Ingvar Kamprad idi. Daha 17 yaşındayken (1943) “Mobilyayı pahalı yapan şey onun taşınması ve dükkanlarda kapladığı alan” diye düşünerek yola çıktığını zaten hepimiz biliyoruz.

Yeni iş fikrini ilk uygulamaya başladığında kısa sürede büyümeye başlamış. Fiyat rekabeti etkin olmaya başlayınca rakipleri İsveç’teki mobilya üreticilerini ikna etmiş. Ingvar Kamprad ile çalışmak istememişler. O da bu tehditi fırsata çevirmiş. Hem tahtanın, hem de işgücünün çok daha ucuz olduğu Polonya’da fabrika kurmuş. Soğuk savaşın oldukça hareketli olduğu günlerde, idari olarak Rus işgali altındaki bir ülkeyle çalışma cesaretini göstermiş. (Öyküyü şuradan okuyabilirsiniz.)

Bu olayı yorumlarken de “İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra, soğuk savaşın en etkin yıllarında Polonya’da fabrika kurması operasyonel risk zannedilebilir. Aslında operasyonel risk sıfırdı. Ingvar Kamprad’ın göze aldığı risk, sosyal risk. “Komünistlerle çalışıyor” denilmesini ve dışlanmayı göze aldı” diye anlattı.

Malcolm Gladwell, etkin liderin özelliklerini “operasyonel risklerden kaçınacak kadar akıllı ve çevresinin onayına ihtiyaç duymayan, dışlanmayı göze alan ve bu işi çevremin onayı için değil, içgörü öyle olduğu için yapıyorum diyen kişiler” diye tanımladı.

ABD’den başlayıp tüm Dünya’ya yayılan krizi yorumlarken “Harvard, Yale, Stanford… O iyi okullardan mezun olup Mc Kinsey, Coopers, vb. gibi şirketlere giren, Wall Street’te çalışmaya başlayan gençlerin “ABD’de emlak fiyatları hep artar” gibi bir varsayımla yatırımlara destek verdiğini, bunun çok açık bir operasyonel risk olduğunu; ama aksini söylemekten, yani sosyal riski göze almaktan korktuklarını” anlattı.

Operasyonel risk alıp sosyal riskten kaçınmak, kriz için en iyi bileşendir” dedi.

Malcolm Gladwell’in konuşması sırasında tuttuğum notlar bu kadar. Büyük ihtimalle yakında yayınlanır ve kendiniz izlersiniz.

Benim için günün unutulmayacak olaylarından birisi de… Günün 3 konuşmacısının bir araya geldiği kısa panelde, diğer 2 Harvard profesörüne “sizin öğrencileriniz lider değil idareci” diyerek ayar vermesidir.

😉

  • Dün dinlediğimiz Tal Ben Shahar ‘ı da yazmaya çalışacağım. Bugün naklen yayın devam edecek. Bilişim Zirvesi’ni değil World Business Forum’u izlemeye çalışacağım.

😀

20 Eylül 2010 Pazartesi

Ustalık

Yıllar önce bir arkadaş, Picasso’nun yandaki gibi bir resmine bakıp şunu söylemişti:

Bu kadar şöhret olduktan sonra böyle bir resim yap. Her kadına da “Sevgilim, bu sensin. Bana verdiğin ilham ile yaptım” de… Kim farkedebilir ki?..

😀

İşin gerçeği öyle değil.

Bu kadar az çizgi ile Don Kişot’u çizebiliyorsan… 

bir mürekkep lekesi ile boğa güreşini anlatabiliyorsan…

zaten…

😀