"Internet of Things" etiketli yazılar:

15 Kasım 2015 Pazar

Kapitalizmin Özeleştirisi

Sayın Ali Koç’un yaptığı bir konuşma, sosyal mecralarda çalkantılara neden oldu.  ali-Koc

“Komünist mi oldu?”, “DİSK’e başkan olsun”, “Günah çıkarıyor”, “Sınıf savaşı korkusu” gibi birçok şey yazıldı.

Bu konuşmanın bağlantısını paylaşıp yorum yapan birçok arkadaşımın Facebook mesajının altına şu satırları yazdım.

😉

Değerli Arkadaşlar,

Ali Koç’un bu söylemi yeni değil. 2008 krizinden sonra kapitalizm kendisini sorguladı, sorguluyor. Mevcut bakış açısının sürdürülebilir olmadığını ve yine temel prensipleri çok da değiştirmeden nasıl sürdürülebilir kılacağını tartışıyor.

Kapitalizmin kalelerinden biri olan Harvard Business School hocaları bu konuda çok sayıda çalışma yaptı. Şurada kısa bir alıntı yaptığım Güneşe Basmak bunlardan sadece biri.

Mc Kinsey ve diğer önemli danışmanlık şirketlerinin de çok sayıda çalışması var.

Özetle, bu bir günah çıkarma değil, reform. Kapitalizmin reformu.

Keşke bazı radikal inançlar da krizlerini görüp, kendi reformlarını yapsalar. Böylece “her şeye rağmen öz-eleştiri yapabilen sadece kapitalizm” demezdik.

😛

Bu vesileyle buraya birkaç cümle daha ekleyeyim…

Big data, dijital devrim, internet of things kavramlarının daha yaygınlaşması durumunda, kimlere bağımlı olacağız? Bilginin halka inmesi söylemleri arasında, gerçekten verilerin değil bilginin bize inmesi için ne yapıyoruz?

Bunları sorgulamazsak, gereği için şimdiden düşünmeye ve çalışmaya başlamazsak trenin son vagonuna yetişemeyiz. Artık son vagon yok. Uçakla geçiyorlar.

😉

 

01 Temmuz 2015 Çarşamba

Eşeği bilir misiniz?

Big Data konferanslarında “Zeki Müren de sizi seyrediyor” cümlesini söyleyenden anında soğuyorum. Kavramı bildiğinden bile şüphe etmeye başlıyorum.

Hikayeleştirmeye karşı değilim. Yeni bir kavram anlatılırken, eski ve çok bilinen kavramın üzerine inşa edilmesini doğru bulurum.

aga

Hani bir fıkra vardır:

Çok sayıda köyün tek ağası, bölgesinde maden çıkınca milyarder olmuş. Birkaç klişe para harcama işinden sonra dünyayı gezmeye karar vermiş. Yılın 4 – 5 ayında bir yerleri geziyor, kışın da köyünde milleti toplayıp gittiği yerleri anlatıyormuş.

Köylü anlasın diye hep, bildik bir hayvanı örnek olarak anlatırmış.

–    Bu sefer safariye gittim.
–    Ağam safari nedir?
–    Birçok farklı hayvanın görüldüğü gezidir.
–    Nasıl hayvanlar görmüşün ağam?
–    Millet, ben zebra görmüşem…
–    Ağam zebra nedir?
–    Eşşeği bilirsiz di mi?
–    Bilirik ağam.
–    Zebra da eşşek gibidir. Lakin üzeri siyah beyaz elbise giymiş gibidir.
–    Başkaaa?
–    Ula, zürafa görmüşem.
–    Zürafa nedir ağam?
–    Ula eşşeği bilirsiz…
–    Bilirik ağam.
–    Var ya… Eşşek gibidir de boynu taaa elektik direği kadar uzundur.
–    Vayyyy….
–    Başka gergedan görmüşem…
–    Ağam, gergedan da nedir?
–    Hani eşşeği bilirsiz?
–    Bilirik ağam.
–    Eşşeğin gövdesi varil gibi kocaman, bacakları piknik tüpü gibi kalın… Bir de tam burnunun ucunda kocaman bir boynuz vardır…
–    Allah Allah….
–    Bir de boa yılanı görmüşem…
–    O nasıl bir yılandır ağam?…
–    Eşşeği bilirsiz?
–    Bilirik ağam…
–    Eşşeği şeyini de bilirsiz?
–    Bilirik ağam…
–    Onu alın 2 adam boyu uzatın, benim belimden daha kalın… Ucunda eşşek yoktur.

😉

Bugün geldiğimiz noktada, “big data = gözleniyorsunuz” ile sınırlı kalmamalı.

Özetle, bigdata anlatırken “Zeki Müren de sizi görecek” veya nesnelerin interneti (IoT – Internet of Things) anlatırken “peynir ısmarlayan buzdolabı” veya “şoförsüz araba” cümlelerinden öte gidemeyenleri duyduğunuzda bunu hatırlayın.

Eşeği bilir misiniz?…

.