"iş adamı" etiketli yazılar:

13 Kasım 2010 Cumartesi

Hızlı iniş

Genç girişimcilerin başarılı olduklarını görmek isterim. Bana sorulursa mutlaka bazılarını tavsiye ediyorum.

Geçenlerde bunlardan iki tanesi için çok olumsuz cümleler duydum. Verdikleri sözleri tutmamışlar, hizmeti aksatmışlar, zamanında kuruluşu tamamlamamışlar. Müşteri tepki gösterince de “kızacak ne var, az sonra yaparız” diye yanıtlamışlar.

“Adını duymak istemiyorum.” “Bir daha bu kapıdan giremez.” gibi cümleler söyledi onlarla iş yapan arkadaşlarım.

Neyse ki hepsi böyle değil. Başarılı çalışmalarını duyduklarım da var içlerinde. Tavsiye ettiğim bana teşekkür ediyorlar. Onlar da sağolsunlar, esen kalsınlar.

🙂

Diğerlerine 2 konuyu hatırlatayım:

  1. Kendinize kötülük ettiğiniz gibi, bana da zararınız dokunuyor. Yanlış adam tavsiye ettiğim söyleniyor. İtibarımı zedeliyor. Ben de sizi görmek istemiyorum.
  2. İlk büyüme evreniz zordur. Yükseliş insanı uğraştırır. Ama iniş daha çabuk gerçekleşir. Üstelik ikinci büyüme evresi, ilkinden de zordur. Artık olumsuz şanınızı düzeltmek, piyasanın güvenini yeniden kazanmak zorundasınız.

Yapmayın arkadaşlar. Eleştirdiğiniz “büyük”lere benzemek için bu kadar aceleci olmayın.

🙁

14 Haziran 2010 Pazartesi

Olumlu olun

İş hayatı bizden hep çözüm odaklı bakmamızı ister.

Bence de haklıdır.


Bu karikatür, Fortis’de aldığım bir eğitim sonrasında beni değerlendiren kişinin “Sana bu uygun!” diyerek verdiği bir resimdir. (Bazı kısımlarını sildim, adamın kafasını da kendime uygun duruma getirdim. Sakalları da Burak Dönertaş boyadı…)

😛

Çözüm odaklı düşünmeye başlayınca, çevremizdeki herkese yararımız dokunur. Ama en çok da kendimize…

😀

27 Mart 2010 Cumartesi

Motivasyon tartışmaları

Bülent Eczacıbaşı ile 1.5 saatlik toplantının notlarını [1], [2], [3] yayınlıyordum.

Motivasyon konusunda güzel bir tartışma oldu.

Zeynepe Dan Pink’e ait bir TED konuşmasına yönlendirdi.

Nasuh Mahruki’nin “amaç insanı motive eder” cümlesinin (ki %100 katılıyorum) bilimsel anlatımı gibiydi bu video.

😛

Başak Temel, aynı yazıdaki başka bir cümleye dikkat çekti.

Bülent Eczacıbaşı “Eskiden olduğu gibi, sorumluluk ve yetki eşit şekilde artmıyor. Kademe arttıkça sorumluluk artıyor. Ancak yetki artmamaya başlıyor. Emir verip yaptıramıyorsunuz.” demişti.

Başak, bu durumun da motivasyon bozukluğu yarattığını yazdı.

😛

Benim görüşüm şöyle:

21’inci yüzyılda iş dünyasının gerçeği bu… Giderek de daha fazla sorumluluk olacak ve yetki eşit oranda artmayacak. “Ben gençken patronlara özenirdim… Ama çömezken daha iyiymiş, daha mutluydum” cümlesini sık sık duyacağız.

Bazıları için para kazanmak bir amaç. Başarının ölçüsü bu. Meşhur olmak, yetkili olmak gibi beklentileri de çok farklı değerlendiremiyorum maalesef.

Aşağıda bir dizi yazı var. Bunların konusu olan iş arkadaşlarıma (özellikle Terazinin kefesi‘nin kahramanı ve benzerlerine) baktığımda (kendimce) bazı ortak özellikler buldum.

  • Anne-baba, “başarı = para ve/veya yetki” diye yetiştirmişlerdi.
  • İşin ince ayrıntıları hakkında ailenin bir fikri yoktu.  İşini anlattığında “Ne yani, dünyayı mı kurtarıyorsun” benzeri cümleleri duyabilirdi.
  • Kendini başkalarına kanıtlamak hevesi ile doluydular. Bir yerlerden beğeni duymak, onların en önemli ihtiyacı idi.
  • Kendilerine güvenleri oldukça azdı. Bir işi yapmış olmanın gururunu tek başlarına taşıyamıyorlardı. Birisi onlara “aferin” demeliydi.
  • Yaptıkları işin sorumluluğunu üstlenmeye değil, yetkisini kullanmaya adanmışlardı.
  • Başarılar hep onlarındı, çuvallamalar için her zaman bahaneleri vardı.
  • Yükselmek, daha üst unvanlara gitmek için hırsım olmadığından ötürü bana kızarlardı. “Sizin yüzünüzden biz de yükselemiyoruz” derlerdi.

Motivasyon konusunda Dan Pink’in dediği 3 şeye inanırım.

  • Özerklik
  • Ustalık
  • Amaç

😛

Bu konuda amma da çok yazmışım:

Görüşünüz farklı ise…

🙂