"iş zekası" etiketli yazılar:

19 Ekim 2016 Çarşamba

Rekortmen Satışçı

İyi satışçı. Rekorlar kırıyor.

Raporlara bakıldığında en çok iade o dükkana geliyor. Araştırıyorlar…

Watson Yeniliklerde Yardımcı

O rekortmen satışçı var ya. Müşterinin ağzından giriyor, burnundan çıkıyor ve satıyor.

Yakışmasa da satıyor. Bazıları hemen HAYIR diyemiyor. Belki güzel sözlere kanıyor.

Evine gidip ayna karşısına geçtiğinde… Ya da eşine dostuna gösterdiğinde… Dükkana geri gelip iade ediyor.

  • İade etmek insanda pek de hoş bir duygu yaratmıyor. Bu olumsuz duygu, satışçıya olduğu kadar dükkana ve markaya da yöneliyor.

Satışçı rekorlar kırıyor ama… yakında müşteriler o dükkana (hatta o markanın diğer dükkanlarına) gitmezlerse, bu rekortmen satışçının marifeti. Gecikmeli tepki olduğundan ilk anda farkedilemeyebilir.

🙂

Ne ders alacağımıza bakalım:

Çoğunlukla satışçının ne kadar satış yaptığına bakarız. Raporlama sistemlerinde satılan mal satışçıyla ilişkilendirilir ama iadeler (hasbelkader yapılırsa) ancak müşteriyle ilişkilendirilir. (Bildiğiniz “ölçmediğini yönetemezsin” vakası)

  • Bunu bile yapmayan büyük perakendeciler görmüştüm. İadeleri müşteri hesabında tutmadığı için yüksek cirolu zannettiği ama ne kadar iade aldığını bilmediği müşterileri olan şirketler vardı.

Satışçının işinin satış anında bitmediğini bilmeliyiz. O rekortmen satıcının aslında şirketin geleceği için yararlı olup olmadığını da raporlayacak bir sistem kurmak gerekir.

😉

Yakın gelecekte arttırılmış gerçeklik ile birçok elbiseyi (giymeden) üzerinizde görüp yakışıp yakışmadığına karar vereceksiniz. Rekortmen satışçılara ihtiyacınız kalmayacak.

Siz yine de raporlama sistemlerinizi, bu gibi olguları yakalayacak duruma getirin.

😉

21 Ağustos 2015 Cuma

İşe Akıl Katmak

Geçenlerde Facebook’da gördüm.

Tabelacıya “4 tane bayan WC ve 3 tane erkek WC tabelası hazırla” demişler. O da harfiyen yerine getirmiş

Dogru-TANIMLA

İşini iyi yapmak” deyimini farklı anladığım çok sayıda meslek erbabı var. Marangozundan IT’cisine kadar giden yelpazede işinin gerçekten ustası olmayanlarla sorun yaşarım.

Fayans yapan borulara hasar verir, tesisatçı fayansları kırar, boyacı ortalığı batırır, sinek teli yapan pencerenin menteşesini bozar, dış cephe alarm cihazı su alır…

🙁

Unutamadığım örneklerden biri şudur:

Bir mimar zengin müşterisi için 3 katlı villa çizmiş. Villanın bahçesinde geniş bir havuz varmış. Sıkça davetler veren müşterisini rahat ettirmek için her ayrıntıyı düşünmüş. Zemin katta kadınlar ve erkekler için 2 ayrı tuvalet tasarlamış.

Titiz bir mimar olduğu için erkek tuvaletindeki her pisuarın alt kısmının yerden yüksekliğini de 60 cm, 60 cm , 60 cm diye yazmış. Önden kesit, yandan kesit, perspektif, vb… hepsini hazırlayıp ustaya vermiş.

Kontrol için gittiğinde gördüklerine inanamamış. Erkek tuvaletindeki pisuarlar yerden 120 cm yukarıya monte edilmiş. Bırakın işemeyi, el yıkamak için bile yüksek… Sadece yüz yıkamaya yarar.

😉

Ustaya söylenmeye başlamış:

– Ben sana bunların ölçüsünü vermedim mi? Her birinin altına 60 cm diye yazmadım mı? Yahu, sen bir hata yapma diye 3 pisuarın her birinin altına ayrı ayrı 60 cm diye yazdım…

Usta biraz mahcup şekilde yanıtlamış:

– Mimar bey, pisuarları takarken plan ve çizimler yanımda yoktu. Aklımda yanlış kalmış.

Mimar iyice sinirlenerek bağırmış.

– Ulan planlar yanında yoktu. Onu anladık. S.kin de yanında değil miydi? İşer gibi yapıp ölçemez miydin?

🙂

İnsanın aklı yanında olmayınca… Gerekli her malzeme olsa da faydası yok.

.

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Telefondan Saate

Birkaç sene önce “iş zekası” konulu bir konferansta başarı öykülerini dinliyordum.

Sunumunu yapan IT müdürüne “Hazırladığınız göstergeler (dashboard) mobil’den de görülüyor mu?” diye soruldu. IT müdürü “Tam da bu soruyu bekliyordum” ifadesiyle gülümsedi. Sonra anlattı.

Yönetim kademelerindeki bazı kişiler “özellikle cep telefonundan görmek” için ısrarlı olmuşlar. Onlara “Bazı göstergelerin telefon ekranından görülebileceği” söylenmiş. “Hatta kendilerinin belirleyecekleri uyarı mesajlarının da telefona gelebileceği” de anlatılmış. IT ekibi “şöyle olursa uyarı mesajı gelsin” gibilerden çalışılması önerisinde bulunmuşlar.

Maalesef “Bazı sonuçlarla yetinmeyiz. Tüm sonuçları görmek isteriz” diyenler kazanmış. IT ekibi de buna göre çalışmış. Tüm raporlama sistemi mobilden ulaşılabilecek duruma getirilmiş.

Tüm sonuçları cep telefonundan görmek isteyen yöneticilerden bazıları, bir çok rapora tek bir kere bakmamışlar. (Zaten büyük bir perakende ağını, cep telefonundan görebileceğiniz raporla anlayamazsınız.)

Kendi karar verme deneyimlerini bilmeyen yöneticiler (ben de bunlarla karşılaşmıştım) , “akıllı telefon, aptal kullanıcı” gibi karşılaştırmalarla  IT dedikodularının konusu oluyorlar.

🙂

Bugünlerde benzer tartışmaları “akıllı saatler” sayesinde duymaya başladım. Birçok banka bu konuda yarışmaya başladı. Internet’te ne varsa saate sığdırmaya çalışıyorlar.

Benim aklıma 2000 yılının Wap Bankacılığı çalışmaları geliyor.

WAP-bankaciligi

  • O yıllarda çalıştığım bankada da “Wap Bankacılığı yapmalıyız” diyenler oldu. ADK ekibi 30 küsür sayfalık bir rapor hazırlamıştı. Kurumsal İletişim GMY’si ve ben “Wap’ın ömrünün çok kısa olacağını, gelişen mobil dünyada wap’tan eser kalmayacağını” iddia etmiştik. Haklı çıktık.

.

Gelelim akıllı saatlere… “O küçücük ekranda neler gösterilebilir; müşteri ne zaman ve hangi bilgileri bileğinde görmek ister” gibi konularda kafa yormadan yapılacak saat bankacılığı çalışmaları, gelecekte alay konusu olunmasını sağlayabilir. Aşk markası olanlar, her bir cihaz için müşteri deneyimini ayrıntılı şekilde inceliyor.

Siz kendi kişisel heveslerinizi veya hayallerinizi değil, yine müşteri deneyimlerini dikkate alın.

😉

EKLEME (21 Temmuz 2015):

Akıllı telefon, aptal kullanıcı konusunda Hamza Şamlıoğlu (Teakolik) yazmış. Mutlaka göz atın.

Ben de 2012 yılında bir konferansta “Akıllı telefon kullanıcılarının büyük kısmının sadece uygulamalar (Facebook, Twitter, WhapsUp, trafik, vb…) ile internete girdiği, hiç Google araması yapmadığı” söylenmişti. Güncel oranı bilmiyorum.