MBA hakkında…
Birkaç seferdir MBA hakkında yazıyorum.
Aslında, içi boş iyimserlik ile bir yere varılamayacağını yazmıştım. Friendfeed’deki yorumlarda MBA konusu gündeme geldi.
Sonra ABD’deki Executive MBA Counsil‘in açıkladığı bazı rakamları yayınladım. Çalışırken MBA yapmak konusu Friendfeed yorumlarında yer aldı.
MBA neden iş tecrübesi varken yapılmalı… Onu yazacağım.
😛
Doktora öğrenciliğim sırasındaydı. Bir “spor ayakkabısı” markasının kötü biten yolculuğu tartışma konusu idi.
Bu marka, Michael Jackson’lı reklamlar yapmıştı. Meşhur ay yürüyüşü ile… Oysa ABD spor camiası tarafından Michael Jackson pek sevilmiyordu. Çocuk değil, büyük değil… Zenci değil, beyaz değil…Kadın değil, erkek değil…
Genelde taraf tutma konusunda sert sınırları olan sporcular olumsuz karşıladılar. Marka, Nike ve Adidas’ın açık ara önde olduğu pazarda tutunamadı.
Ödevi alan grup epey zaman harcamış, kendilerince çözümler bulmuşlardı. Sunum yapmaya başladılar. Michael Jackson yerine ( o zamanlar henüz genç olan) Shaquille O’Neal’e sponsor olunmasını önerdiler. Sınıf neredeyse ikna olmuştu ki…
😮
“Şirket zaten zor durumda… Shaqille O’Neal’e verilecek 10 milyon doları bilançoya koyduğunda ne olacak…” diye sordum. Durmadım, devam ettim.
Sponsorluk yetmiyor. Bunu duyuracaksınız. Reklam ve PR için de birkaç milyon dolar harcanancak. Bu 12 – 14 milyon doları çıkarmak için kaç ayakkabı satmaları gerek? Bunu hangi fiyatlama politikaları ile destekleyeceksiniz? Nike ve Adidas ile sadece fiyat rekabeti mi yapacaksınız?.. Giderek uzmanlaşan, araştırmalar ile desteklenen spor ayakkabısı pazarında bu şirket sizce kalıcı olabilir mi? Özellikle, 12 milyon dolar, kasasından çıktıktan sonra…
Elindeki kaynakları, Nike ve Adidas gibi markalarla rekabet etmek yerine başka bir şekilde kullanmasını önermek daha doğru değil mi?
😮
Hoca da dahil hiç kimse, tüm faaliyetlerin birbirlerini etkilediğini, pazarlama ve finansmanın bağımsız olamayacağını görmemişti. Ayrıca, ürünün ayakkabı değil de vaatlerin bütünü olduğunu (muhtemelen duymuştu, ama) gerçek hayatta yaşamamıştı.
Tartışmalar yeniden başladı. Değişik bir noktada sonra erdi.
😛
MBA yaparken, üretim, finansman, pazarlama, insan kaynakları, bilgi kaynakları gibi konularda bir şeyler öğrenmek ister misiniz?.. Ya da gerçek yaşamda kullanabileceğiniz silahları edinmeyi mi? Bazen bu ikisi farklı olabiliyor.
MBA seçerken, okuldaki profesör sayısına değil, gerçek hayatta ne yaptıklarına bakmak gerekir.
😛
Bir şey daha var…
Listedeki cümleler size uygunsa… MBA yapmak konusunda ısrarlıysanız, size engel olmayayım. Ama eğitimi, okulu, hocaları suçlamayın.
Malum fıkradaki gibi… “Siz başlattınız…”
😛