"kariyer" etiketli yazılar:

24 Aralık 2019 Salı

Danışmanlıkta Dönüşüm Sancıları

Genç profesyonellerle sohbet etmeyi çok seviyorum. Aktif iş hayatı içinde olmadığım için, onlardan çok şey öğreniyorum. Onlara katkım oluyorsa, bana ne mutlu.

😀

İşe Alma ve Dönüşüm yazısında, bir sohbetten bahsetmiştim. Yine aynı sohbette, bir şey daha öğrendim.

Yazının öznesi olan genç arkadaşımı bir danışmanlık şirketinden aramışlar. İş teklifi yapmak istemişler.

Danışmanlık ekiplerinde çoğunlukla içeride yetişen kişiler olduğunu, bunların danışmanlık ortamlarında yetiştikleri için bizzat karar verme ve uygulama becerilerinin yeterince gelişmediğini” söylemişler. Arkadaşıma “bize katılır mısınız” teklifi yapmalarının nedeni de buymuş.

Genelde “danışmanlıktan iş dünyasına geçiş olurken,  bu sefer tersini yapmak istediklerini” de itiraf etmişler.

Bunu duyunca heyecanlandım. Nedeni şu:

Danışmanlık şirketleri her fırsatta dönüşümden bahsediyor ama büyük çoğunluğu, eski sanayi (hatta iş dünyası) döneminden kalma danışmanlık yöntemlerini sürdürüyor.  Uzun ve pahalı bir danışmanlık sürecinden sonra elinizde onlarca sayfalık sunum dokümanı kalıyor.  Bu doküman bir “…yapılmalı,  … edilmeli, …yapılmamalı,  mutlaka … dikkat edilmeli, … ölçülmeli” gibi dilek ve temennilerden oluşuyor.

Aynı danışman, birkaç projeye atanıyor. 2 gün birinde, bir gün birinde, birkaç yarım gün diğerinde çalışıyormuş gibi görünüyor.  İşin uygulamasında hiç çalışmadıkları için, dilek ve temennileri hayata geçirmeye geldiğinde, genellikle çuvallanıyor. Kendi aralarında iyiler ama dışarı çıkınca… darmadağın oluyorlar.

Kendi içinde tutarlı görünüp, dışarıda işe yaramayan uygulamalara “kendisini ayaklarının altından tutup kaldırmak” denir.

😉

Danışmanlık kurumlarının sürdürülebilirliğini tehlikeye atan bu olguyu nihayet anlamalarına sevindim; bu konuyu sohbetlerimde tartıştığım için de “ben demiştim” duygusuyla heyecanlandım. Ama devamını dinleyince…

Arkadaşım dinlemiş, danışmanlık kurumundan arayan devam etmiş. “Geçmiş tecrübelerinize göre değil, bu kurumda ne kadar süredir bulunduğunuza göre değer kazanırsınız

Hiç sevmediğim bir şekilde sormak zorunda kaldım. “Nasıl yani?

İş hayatında birçok projeyi yönetmiş, uluslararası kurumlarda defalarca “başarı öyküleri” yaratmış, o kurumların “Dünya birincisi” olmuş kampanyaları tasarlamış ve yönetmiş… Ama okuldan yeni mezun olup geçen sene işe girmiş birinden daha kıdemsiz sayılacak…

Az önceki heyecanım şaşkınlığa döndü. Yaygın deyimle “inanamadım”.

Bir yönetim ve strateji danışmanlığı şirketi… Blogunda yayımladığı bazı makalelerini sınıfta anlatıyorum. Dönüşüm konusunu hazmatmiş gibi görünüyordu. İK konusunda da iyi yazılar vardı.

  • Demek ki, bazı akademisyenler gibi… Anlatırken iyi ama “gel kendin yap” denildiğinde, kendisini hızlı gelişen dünyadan uzaklaştıran  alışkanlıkları atamıyor. Bu alışkanlıklarını kurumsallaşma (bilerek kurumlaşma yazmadım) sanıyor. Oluşturduğu yapının, bugüne uyumlu olmadığını ve danışmanlık kurumunu çürüteceğini anlamıyor.

😮

Son zamanlarda değişime karşı koymanın ilginç bir türüyle sıkça karşılaşıyorum. Buna değişime bilinçaltı karşı koyuş diyorum [Literatürü araştırmadım, mutlaka daha iyi ifade eden bir isim takılmıştır.]

Kendisine sorduğunuzda değişim ve/veya dönüşüm istiyor. Bu konuda bir şeyler yaptığını da sanıyor. Ne var ki vazgeçmediği ilkeler [1] , [2] hatta bazen bizzat onun şirketi yönetme isteği… değişimi engelliyor.

😉

Bu arada, danışmanlık kurumlarının hepsi böyle değil. Hızla değişenleri de var. Keyifle izliyorum ve öğrenmeye çaba sarfediyorum.

.

17 Şubat 2013 Pazar

Saldırgan Oluşumlar

Aşağıdaki firmalara ait tanıtım  e-postaları, her birinden haftada 3 – 5 kere geliyor. Internet sitelerimin info@ adreslerini dolduruyor.

Dur durak bilmeyen, sürekli aynı mesajları birbirinin benzeri şekilde gönderen (muhtemelen sahte olan) şirketler ve mesajlarında yer alan kişi isimleri şöyle:

  • ARWEB REKLAM TANITIM – Burak AVCI 
  • BERLİN DIŞ TİCARET VE EĞİTİM HİZMETLERİ – ATİLLA MİMAROĞLU 
  • SAN DANIŞMANLIK VE FİNANS HİZMETLERİ – Nehir Ünal 
  • ARİA EĞİTİM HİZMETLERİ – BANU GÜZEL 
  • ARES DİL HİZMETLERİ – Esin Uzel 
  • AKADEMİ DİL HİZMETLERİ – Elif Sözen
  • ULKE MUSAVIRLIK VE YONETIM HIZMETLERI – PINAR OZCAN
  • Alena Danışmanlık Hizmetleri – BARIŞ ADANIR 
  • SEÇKİN KİŞİSEL EĞİTİM ve İLETİŞİM HİZMETLERİ – Ece BARLAS 
  • DOĞU AKADEMİ KARİYER EĞİTİM HİZMETLERİ – OKTAY GUNER 
  • SİSTEM KARİYER ENSTİTÜSÜ – OZAN GÜLER
  • BATI EGITIM MERKEZI – DEMET AKAY
  • SENA YONETIM VE DANISMANLIK – BASAK DUMANKAYA
  • ULKE MUSAVIRLIK VE YONETIM HIZMETLERI – PINAR OZCAN

Veya

  • FACEBOOK EĞİTİMLERİ
  • PARA FIRSATLARI WEB SİTESİ TANITIM
  • RÜYA MESLEKLER: YAŞAM KOÇU OLMAK

Adresimi listeden çıkar mesajları ya yok, ya da çalışmıyor.

Bu oluşumlardan umut bekleyenler varsa uyarayım. Azıcık ciddi olsalardı mynet.com veya yahoo.com veya ymail.com veya live.com değil, kendi firma isimleri ile adresleri olurdu.

Azıcık akıllı olsalardı, her biri onlarca kez aynı mesajı göndermezlerdi.

Azıcık ahlaklı olsalardı, adreslerimi nereden aldıklarını bildirirlerdi.

Sakın ha bunlara para kaptırmayın.

🙁

 

09 Aralık 2012 Pazar

Operasyonel ve Sosyal Riskler

Genç arkadaş ile sohbet ediyorduk. Çalıştığı şirketin bazı iletişim araçları, özellikle de internet sayfası berbat durumdaymış.

Üzerinde çalışmış. Bir şeyler tasarlamış. Ama Pazarlama Müdürü’nü aşamamış. (Zaten Pazarlama Müdürü de birinin kardeşi, kuzeni, gelini, tanıdığı, vb… imiş.)

Ben “Tasarımlarını al, Genel Müdür’e git, bizzat anlat” dedim. Pazarlama Müdürü ile arasının bozulacağından endişe ediyordu.

  • Sürekli olarak hem anlaşılmamaktan şikayet etmek, hem de gerekli cesareti gösterememek bu neslin doğal davranış biçimi.

Malcom Gladwell’in “Operasyonel risk alıp sosyal riskten kaçınmak, kriz için en iyi bileşendir” dediğini anlattım.

Gerekeni yapmak, iyi bir internet sitesi tasarlamak, etkinlik takvimi veya iletişim planı hazırlamak, vb… ve bunları karar vericilerle paylaşmak operasyonel olarak yapılması gerekenler. Bunları yapınca operasyonel risk alınmıyor.

Ama “Pazarlama Müdürü bozulur”, “Genel Müdür tersler” vs… cümleleri ise sosyal riskleri tanımlıyor.

Zaten Malcom Gladwell de 2008 krizinin nedenini yukarıdaki cümlesiyle tanımlamıştı.

😉

Benim ekleyeceğim (ve çok sık söylediğim) bir cümle daha var.  “İnsanı köle yapan patronun değil kendi bakış açısıdır” [1] , [2] , [3] , [4] , [5] , [6] , [7] , [8] , [9][10] , [11] , [12] , [13] , [14]

😛

 

EK NOTLAR:

Son zamanlarda benzer cümleleri çok duymaya başlayınca şu tweet’i yazmıştım.

Bugün Hamican Balcı nın şu tweet’ini görünce yayınladım.

😛