Uzmanlık / derinlik
Üniversite öğrencisi genç arkadaş ile sohbet ediyorduk.
Hocalık da yaptığım için eğitim konusuna geldik. “Eğitim sistemi değişmeli!” dedi. “Doğrudur. Peki, nasıl değişmeli sence?” diye sordum.
“Öncelikle YÖK kaldırılmalı!” diye yanıtladı. Gülümsedim. “Ezberlenmiş ama üzerinde düşünülmemiş, çok basma kalıp bir cümle” olduğunu söyledim. “Bu bir yanıt değil. Değişimin ne yönde olacağını söylemedin. Bir önerme getirmedin. Sadece bir slogan atmış oldun.” dedim. “YÖK kalkınca ne olacağını, eğitim sisteminin eksiklerini ve YÖK kalkınca düzelecek olanları söylemediğin takdirde, aslında hiçbir şey söylememiş olsun.” diye de üsteledim.
“TED Talks’da Ken Robinson’u izleyip izlemediğimi” sordu. “Defalarca izledim. O da nelerin yanlış olduğunu söylüyor. Ama uzun vadeli çözüm getirmiyor. Mutlak doğru cümleler ile bir yere varılamaz.” dedim.
“Eğitimin Y nesline göre düzenlenmesi gerekir.” diye kendince öneri getirdi. Tuzak soru zaten hazırdı. “İyi de senin neslin, ortalama öğrenciye göre not verilmesini savunuyor. O sorunu nasıl çözeceğiz?”
“Hocam, haklı bir talep değil mi?” diye yanıtladı. Dedim ya, tuzak soruydu. Hemen atıldım. “O sınıfın ortalaması düşükse, o sene hep kötü doktorlar, mühendisler çıkmasını doğal mı karşılayacağız? Evini onların yapmasına, anneni onların ameliyat etmesine razı mısın?”
Buna yanıt gelmedi. Ama devam ettim.
“Eğitimde amaç öğretmek. Bir inşaat mühendisinin, şu arkamızdaki 50 katlı binanın 7.8 dereceli depremde bile yıkılmayacak şekilde yapmayı öğrenip öğrenmediğini nasıl bileceğiz. Bu bilgiyi alıp almadığını nasıl sınayacağız?”
“Mühendisliği bilmiyorum.” dedi.
“Yönetim bilimleri de farklı değil. Bu adamın yanlış karar verip yüzlerce kişiyi işsiz bırakmasına, bir ülkeyi yokluğa mahkum etmesine hatta savaşa sokmasına engel olacak, doğru ve barışçı çözüm üretecek bilgiyi nasıl öğreteceğiz. Bu bilgiyi alıp almadığını ve içselleştirdiğini nasıl ölçeceğiz?
…Ben de biliyorum, iş hayatı sırasında tek başına olmadığını, başkalarına soracağını veya internetten arayıp bulabileceğini. Ama mesele, doğru çözümü arayıp aramadığını öğrenmek. İstemesem de, daha iyi çözüm bulamayınca mecburen sınavda tek başına yapmak zorunda kalıyorum.” diye anlattım.
“Hocam, ben bu konuda biraz düşüneyim, araştırayım.” dedi.
😉
Hiç değilse üzerinde düşünecek. Gelecek sefere, anlamsız sloganlar söylemek yerine üzerinde düşünülmüş cümleler söylerse, uzun ve güzel bir sohbetimiz olur. Belki aradığım çözümü genç arkadaş sayesinde bulurum.
Kemal Sayar hocanın Yeni Medya Konferansı‘nda dediği gibi, internetin hızı yüzeysel ve popüler söylemleri güçlendiriyor. Oysa uzmanlık derinlik gerektiriyor.
😛
Meraklısına, eğitim üzerine bazı yazılar:
Şunu da söyleyeyim. Eğitim konusunda uzman olduğumu söylemiyorum. Yukarıdaki örnek, “derinliğine düşünmeden, sorgulamadan ve tutarlı yanıtlar bulmadan uzman olunamayacağını” göstermek için yazıldı.
😉