"keyif" etiketli yazılar:

15 Kasım 2019 Cuma

Sayıperver

Birkaç gün önce, Özer Dölekoğlu’nun Linkedin mesajında şunu gördüm:

Hemen yorum yazdım: “İyi ki hatırlattın. Sayı hastaları için bir yazı düşünüyordum. Sayende giriş bölümü oluştu.

Hemen sonra, Sevgili Göktuğ Okan Oğuz da görüşünü belirtti: “Ugur Ozmen çoğu sayı hastası da değil esasında. Orjinal olduklarını sanıyorlar böyle yapınca. Bu tarihte birşey yapınca bunu anlatırken ki gülümsemelerine bakmalı.” Göktuğ’a hak veriyorum. Bana garip geliyor ama 5 Mayıs, 6 Haziran, 7 Temmuz tarihlerinde evlenmek için üstün çaba sarfedenler var. Evlenme tarihinizde gün/ay aynı olsun ama 11 Kasım biraz sorun yaratabilir. Dünya Bekarlar Günü diye ilan edilmiş de…

😛

Lakin, gerçek sayıperverler de var. Saati sorduğunuzda “3:15” değil, “Üçü çeyrek geçiyor” değil, “Piyi bir geçiyor” diye yanıtlayan mı istersiniz; π sayısının virgülden sonraki 100 hanesini ezbere bildiği için kendini üstün hisseden mi?…

  • Neyse ki bu şekilde saati söyleme özelliği sadece 03:10 – 03:30 arasında kullanılıyor.

14 Mart‘ı “Pi Günü” olarak kutlayanlar var. İçlerinden bazıları 19 Temmuz tarihini de “Dünya Fenerbahçeliler Günü” olarak kutluyor. İnsanın kendisini mutlu kılacak eylemler ve kutlamalar yapmasına itirazım yok. Hatta destekliyorum. Bunca olumsuzluk arasında keyifli an yakalamaya çalışmak güzel bir düşünce biçimi… Ne var ki bana çelişkili gelen bir durum ortaya çıkıyor. “Bir karar verin. Tarihleri kutlarken, gün/ay mı olacak, ay/gün mü” diye sormak istiyorum.

  • Nedense taktım bu konuya… Yoksa ben de sayı hastası olmaya mı başlıyorum.

Bu sayıperverlerden biri 19 Kasım 1999 tarihinde, e-posta ile ulaşabildiği herkese “Bugün çok önemli bir gün” diye mesaj göndermişti. “Hele ki saat 19:59… Bir benzerini bin küsür yılboyunca kimse göremeyecek.”

  • O yıllarda sosyal içdökmelerin sadece e-posta zincirleriyle sınırlı olmasına ne kadar sevinsek az.

Bilin bakalım: 19:59 – 19.11.1999‘nın sonraki bin küsür yılın milyonlarca dakikasından bu kadar farklı kılan özelliğini… Bulamadıysanız, ben söyleyeyim… Sayılar tek-çift diye ayrılıyor ya! Tüm sayıların tek olduğu en son tarih bu.

Yanlış hesaplamadıysam  11:11 – 11.11.3111 tairhine kadar bir daha hepsi tek takamlı tarih olmayacakmış. Sizi ne kadar ilgilendirdi bilmiyorum ama bunu önemseyenler var. 1112 yıla yakın süre boyunca… (Neyse… İsterseniz, “tam olarak kaç yıl/ay/gün… hatta saat/dakika sonra” diye kendiniz hesaplarsınız. Engel olmayayım.)

😉

Sayılar bitmez. 20 Aralık 2012, saat 20:12’de 20:12 – 20.12.2012 furyası vardı. Maalesef 13’üncü ay olmadığı için sonraki yıllarda bu keyif yaşanmadı. Sayıperverleri üzdü.

😛

Size keyifli hafta sonu diliyorum. Bir bahane bulun (sayısal da olabilir) ve mutlu olun.

😀

 

31 Aralık 2016 Cumartesi

Yılbaşı İtirafı

Yıllardır derslerde veya eğitimlerde katılımcılara sorarım:

En çok alışveriş yapılan gün hangisidir?

  • Yılbaşı
  • Sevgililer günü
  • Anneler Günü
  • Babalar Günü

Çoğunlukla “Babalar Günü” akla en son gelir. Oysa kredi kartı işlerini bıraktığım zaman en çok alışveriş “Babalar Günü” yapılıyordu. (Baştan söyleyeyim. Şimdiki durumu bilmiyorum.)

Kredi kartının yaygınlaşmaya başladığı yıllarda Yılbaşı en çok harcama yapılan dönem olurdu. Sonra Anneler Günü birinciliği aldı. Yanlış hatırlamıyorsam 2004 – 2006 yıllarında Babalar Günü rekor kırmaya başladı.

O yıllarda şöyle yorumlamıştım.

Kredi kartı kullanımı, kadınlarda da yaygınlaşmaya başlayınca… Erkeklerin çok alışveriş yaptıkları günler birinciliği kaybetti.

Kocasına veya babasına hediye alan kadın, kendisi için alışveriş yapmadan durabilir mi? Bu nedenle “Babalar Günü” en çok harcama yapılan gün oldu.

Bugün şu Yılbaşı İtirafını okuyunca…

itiraf-yeni-sene

Artık bunu derslerimde kullanırım.

🙂

Bu vesileyle yeni yılınızı kutluyor, sevdiklerinizle sağlıklı, mutlu ve keyifli bir yıl diliyorum.

Her şeye rağmen…

😉

31 Aralık 2012 Pazartesi

Yeni yılınız…

Yeni yılınızın sağlıklı, mutlu, başarılı ve keyifli geçmesini dilerim.

1 – Yeni yıl kavramına çeşitli nedenlerle karşı olabilirsiniz. İnaçlarınız uygun değildir; tüketim toplumunun icadı olduğunu düşünüyorsunuzdur, ve saire… Bu koşullarda bile önümüzdeki 365 günün (hatta sonrasının) iyi geçmesini diliyorum.

2 – Sağlıklı geçmesi dileklerim bir kehanet veya sigorta değildir. Sizin de kendi ruh ve beden sağlığınız için gerekenleri yapmamanız durumunda, hiçbir sorumluluk üstlenmem. Sonra bana gelip “hani, demiştin ya” diye söylenmeyin.

3 – Mutlu olmak için de çaba göstermelisiniz. Herşeyi başkasından (özellikle de devlet baba’dan) beklemeyin. Sevgi pıtırcıkları gelecek ve sizi bulacak diye yan gelip yatarsanız, sene sonunda geriye bakıp “Neden ben mutlu olmadım” diye bana kızmayın.

4 – Başarılı geçmesini dileyerek kapitalist bir çağrışım amaçlanmamıştır. Sizin için başarı insanların mutluluğu, çocukların sevgisi, Everest’e (kendinizinkine veya Dünya’nınkine) tırmanmak, Küçükyalı’dan Büyükada’ya yüzmek, ODTÜ’ye (veya başka bir okula) yanında yüzlerce polis olmadan yeterli puanı kazanıp girmek de olabilir. Her ne ise, onu başarmanızı diliyorum.

5 – Keyif diye… Bir fıkraya kahkahalarla gülmek, neşeli anları sevdiklerinle paylaşmak, Boğaz’da güzel bir güneş batışı, neşeyle “amma da çok yedik” diyebilmek, takdir etmesi anlamlı birinin “çok iyi be!” demesi, bir çocuğun büyümesini izlemek, bir dostunun telefondaki sesi, kadehlerin birbirine çarpınca çınlaması, fırlama bir veledin saçlarını okşamak, çoktandır görmediğin biriyle kucaklaşmak, aylardır gitmek istediğin bir yere varmak, başkaları şaşırırken olgun bir gülümseme, ince ve nezih bir değinmenin anlaşıldığını bakışlardan hissetmek, bir bebeğin çığlıkla karışık kahkahası, fırından yeni çıkmış ekmeğin kokusu, bir buluşmadan sevinçle ayrılmak, bir doğum gününde “iyi ki…” diyebilmek istenmiştir.

Özetle, siz ve sevdikleriniz için güzel bir yıl olsun.