KOBİ Bankacılığı Tecrübem
Bir kamu kuruluşuna CRM projesi teklifi vermiştim. Sözleşmede teminat mektubu koşulu vardı. (Bunun öyküsünü geçenlerde yayınladım). O sırada KOBİ bankacılığına sahip çıkmaya çalışan, reklamlarında bu konuyu işleyen bankada hesap açtırmıştım (Hesap açtırma öyküsünü de 5 Şubat 2012’de yayınladım.)
Kamu kuruluşunun Satınalma Müdürlüğü, sözleşme için 5 gün sonrasına Ankara’da randevu verdi.
Hemen bankaya gidip teminat mektubu tutarından %10 daha fazla parayı bloke ettim ve karşılığında teminat mektubu talep ettim. Kredi sözleşmesi imzalattılar. Krediler Müdürlüğü’ne gönderdiler.
Banka şubesine, parayı bloke ettiğim için kredi sürecine gerek olmadığını ve sadece 3 gün zamanım olduğunu defalarca anlattım. Ben anlattım ama banka şubesi olağan kredi sürecini uygulamaya kararlıydı.
Ertesi gün, bankanın Genel Müdürlüğü’nün Krediler Departmanından “Müdür Bilmemne hanım” beni aradı ve ne kadar zamandır danışmanlık yaptığımdan başlayıp, hangi konularda danışmanlık yaptığımı, sözleşmenin (kendisini hiç ilgilendirmeyen) gerekçesini, nedenini, maddelerini filan sordu.
Ona da “zaten ilgili tutardan fazlasının bloke edildiğini ve (artık zamanım kalmadığından) 24 saat içinde teminat mektubunu almam gerektiğini” anlattım. Onun da tavrı “Teminat mektubu almak öyle kolay değildir” şeklindeydi. Üstelik benim acele etmem kuşkularını arttırıyordu.
Sonraki gün geldi. Ertesi gün sözleşme imzalamaya Ankara’ya gideceğim ama teminat mektubu alamamışım. Öğleye kadar şubeyi defalarca aradım. Her seferinde “Maalesef Krediler Müdürlüğü onayı yok” dediler. Onlar da “Müdür Bilmemne hanım“ı arıyorlardı ve “Henüz incelemede…” yanıtını alıyorlardı. Anlaşılan “Müdür Bilmemne hanım” benim tavrıma bozulmuştu.
Bankanın KOBİ’lerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ile 20 yıl öncesinden arkadaşlığımız vardı. O dakikaya kadar torpil kullanmamaya özen göstermiştim ama… Mecburen ACELE yazarak ona mesaj gönderdim. Durumu anlattım.
10 dakika geçmeden telefonla aradı. Benden de dinledi ve köpürdü. Teminat mektubu tutarından fazlasını bloke etmiş olmama rağmen 3 gündür beni kredi labirentlerine sokan şube müdürünün kulaklarını çınlattı.
Akşam saat 17.00 gibi şube beni aradı ve teminat mektubunu teslim etti.
Ertesi sabah Ankara’ya yola çıktım.
Bir bankanın teftiş kurulunda çalışan MBA katılımcısına sordum. Teminat mektubunda kredi süreçlerinin takip edilmesi gerektiğini söyledi. Yani teftiş kurulu da mantık değil prosedür diyor. Kukla gibi… Özetle o bankanın veya şube müdürünün marifeti değil, bankacıların genel özelliği…
- Şimdi bana neden ilk seferinde GMY arkadaşımı aramadığımı soracaksınız. İşin mantığında ilerleyeceğini ummuştum. Torpil yapmak istememiştim. Filan…
Kendimi sorguladım. Bankacılık dönemimde böyle mi yapıyordum?… Sanırım (benim ve ekibimin) bunca yeniliği yapmamızın nedeni, mantığımızı dinleyip yanlış prosedürleri değiştirme çabamızdı.
- Ezberinden kurtulamayan, mantığını kullanamayan bankacılık sektörü öykülerim bitmedi.
🙁