Kumarbazın oyunu
Babam bana ve kardeşlerime kağıt oynamayı küçükken öğretti. Daha okula gitmeden önce bezik oynamayı, 10 – 11 yaşımda King ve Ohel‘i öğrendim.
Tıpkı LEGO veya saklambaç gibi onların da bir oyun olduğunu bilmemizi istedi. Böylece kumar tutkusunu daha küçükken engellemişti.
Muhtemelen bu nedenle, kağıt oynamayı çok severim; ama parasına oynamaktan da o kadar nefret ederim.
😀
20’li yaşlarımdaydım. Yazlık kampta aynı yaşlarda biri poker oynamayı teklif etti. Dördüncü lazımmış. Parayla oynamayacağımı söyledim. Bunun üzerine “Kazanırsan senin olacak, kaybedersen ben ödeyeceğim” dedi.
Şahane… Daha ne olsun… Oyuna başladık.
İki taraftaki arkadaşların parası onunla benim önümde birikiyor. Sonra… hoooop. Hepsi ona gidiyor.
Birkaç saat boyunca hep böyle oldu.
😉
Aradan birkaç gün geçti. Daha 20’li yaşlardaki bu genç adamın bazı çevrelerde şimdiden meşhur olmaya başlayan bir kumarbaz olduğunu öğrendim.
Yani, bilmeden adamın diğer 2 kişiyi söğüşlemesine yardımcı olmuştum. Aklımca zaten sevdiğim birşey yaptım ve kumar oynamadım. Ama…
😉
2008 krizi ve Zeitgeist dizisini birlikte düşününce… Nedense aynı düşünceyi yaşıyorum. Birileri herkesi söğüşleyip…
Sizce?..
😛
Resim şuradan alıntı.