"liderlik" etiketli yazılar:

04 Ekim 2012 Perşembe

Başarı ve başkası

Başarısızlık Zirvesi‘ni baştan sona izleyemediğimi anlatmıştım.

Sevgili arkadaşım İlyas Boydak izlemiş. “Çok şey kaçırdığımı” söyledi. Bazı önemli noktaları anlattı. Bunlardan (aklımda yer eden) biri şöyle:

Konuşmacılara sorulmuş: Başkaları tarafından başarılı nitelendirilmek, ama mutsuz olmak mı; başkaları tarafından başarısız sanılmak, ama mutlu olmak mı?

Bu 2 seçenek verildiğinde, hemen herkes başkasının görüşünü umursamayıp kendi mutluluğunu önemsemiş. Bir kişi hariç. Kim olduğunu tahmin etmemi istedi, ilk seferinde bildim.

İlyas’la tartıştık. Bu durumun bir “nesil sorunu” olduğunu söyledi. “Baby boomer” diye anılan 50+ yaş neslinin “başkasının hayatını yaşadığını” iddia etti. Çoğunluğu Y nesli olan girişimciler, başkasını pek umursamıyor.

Bu kanaat genelde doğru olmakla birlikte, BENCE o kişi için doğru değil. İşini ve görüntüsünü çok umursamak, başkalarına göre pozisyon almak aslında X neslinin özelliği. Nesiller arası farkları inceleyenler tarafından iş hayatında “köpekbalıkları” diye adlandırılıyorlar. (Ayrıntılı bilgi şurada, şu videodan da “lider olarak X nesli” izlenebilir.)

Bahsedilen yönetici, benden yaşlı olmakla beraber ruhu genç. X neslinin tüm özelliklerini taşıyor.

😛

Bana sorarsanız başarının tanımı, işin en önemli kısmıdır.

Herkesin tanımı kendine…

😉

 

19 Haziran 2012 Salı

Tutarlılık / samimiyet / liderlik

Sayın Tayfun Bayazıt gelişmiş ülkelerin Meksika – Los Cabos’taki toplantısından bir izlenimini  Facebook’ta yazdı. İzniyle paylaşıyorum. 

.

Los Cabos’tan bir B20 hikayesi…

Dünya Bankası, IMF ve OECD Başkanları sahneyi aldılar ve kendi kurumları perspektifinden krizden çıkış için ülkü ve inanç birliğinin gerekliliğine dem vurdular. Buraya kadar güzel.

Soru cevap kısmına geçildi. İlk soru bence on puanlıktı ve gelişmiş ülkelerin özelikle Avrupa tarım subvansiyonlarının yeni bütçe politikalarında yeri olup olmadığı ile ilgiliydi. Üç başkan da soruya doğrudan cevap vermeyip lafı araştırmalarında gelişmekte olan ülkelerin fosilli yakıtlara verdikleri teşviklerin asıl sorun olduğuna bunun sosyal, çevre ve eşitlik açılarından irdelenmesi gerektiğine getirip hazeruna öğüt verdiler. Hadi bu da güzel gerçi bu laf bize değil tabii ama tamam diyelim.

Sonra ne oldu? Toplantı bitti, herkes gibi ben de çıkışa yöneldiğimde gördüm ki üç başkan da otelden çıkıp üç ayrı 5lt motorlu dev benzinli dörtçekerlere binip muhtemelen beraber olacakları diğer toplantı merkezine hareket ettiler. Hani verdiğiniz dersler? Hani samimiyet?

Üstelik bu B20 toplantısı için Nissan onlarca elektrikli araba tahsis etmiş. Bu çok ünlü şahsiyetler kendilerine ayrılmış çevre canavarlarına binerken yan tarafta elektrikli, sıfır emisyon arabalardan 10 tanesi boşta bekliyordu.

Samimiyet olmaksızın liderlik olur mu, liderlik olmadan krize çözüm olur mu?

 

09 Ekim 2011 Pazar

Dinlediklerim – Tamara Erickson

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin bağlı olduğu Laureate Uluslararası Üniversiteler Ağı (Laureate International Universities Network)  Çarşamba ve Perşembe günü yapılan World Business Forum’u naklen yayınladı.

Perşembe gün programı şöyleydi:

Günün ikinci konuşmacısı Tamara Erickson’un konusu “Farklı Nesillerin Olduğu Ekipler” idi.

Tamara (Tammy) Erickson, bir neslin düşünce ve ulus, din, ırkçılık, siyaset, vb. konularındaki bakış açısını 11-14 yaş arasındaki olayların şekillendirdiğini söyledi. Şu anda iş hayatında bulunan 5 nesil:

  • Gelenekçiler
  • Bebek üreticileri (baby boomers)
  • X nesli
  • Y nesli
  • Yeniden gelenler (Re-generation) [Bu nesle Türkçe isim verildiyse değiştireceğim.]

için 11-14 yaşında onları etkileyen olayları ve onların nasıl düşündüklerini, davrandıklarını anlattı. Yoğun konuşma içinde not alabildiğim kadarıyla…

😉

Gelenekçiler, 11-14 yaşları arasında 2’inci Dünya Savaşı sonunu gördüler.

  • Savaş malzemesi üreten firmalar, tüketim ürünleri üretmeye başlamış (geçiş, değişim)
  • Kutlama zamanı (ekonominin yeniden doğuşu)
  • Birlik zamanı
  • Taşraya çıkış zamanı (ikinci ev, turizm, vb…)

11 yaşındakinin gözüyle düşünün, bir parçası olmak istediğiniz muhteşem bir dünya. Bu nedenle onlar,

  • katılımcılar
  • kurumlara sadıklar
  • kuralları ve hiyerarşiyi kabul ediyorlar
  • para önemli
  • başarı ve başarısızlık ölçülüyor

🙂

Bebek üreticileri (1948 – 1960), 11-14 yaş arasında

  • Küba krizi
  • Vietnam
  • İdealis Kennedy
  • Kadın hareketleri
  • Çelişkiler, protestolar,
  • Hiyerarşiyi “olduğu gibi” kabul etmeme
  • Dünyayı değiştirme çabası
  • Kaynak sıkıntısı
  • Küçük sınıflar (sınıfta yeterli yer olmadığından sabahçı / öğlenci diye çift tedrisat yapılması)
  • Yeterli iş yok (müzik durunca bir sandalyeyi kapmamışsan dışarıda kalıyorsun)
  • Biri kazanırsa diğeri kaybeder (zero-sum game) ortamı

ile yaşadılar. Bu nedenle

  • rekabetçi
  • çalışkan,
  • idealist,
  • hızlı hareket eden,
  • çocukları başarılı olsun diye herşeyi yapmaya hazır.

🙂

X nesli‘nin 11 – 14 yaşında Dünya şöyleymiş.

  • Sorunlu ekonomi
  • Artan boşanma oranları
  • Anne’nin çalışma zorunluğu (evine kendi anahtarıyla giren çocuklar)
  • Artan işsizlik (anne-babasının eve gelip “iş olursa b-haber vereceklermiş” dediğine şahit olan çocuklar)

Araştırmalarda “uzay mekiğini” o dönemin önemli olayı olarak vurgulamışlar.

Bu nedenle

  • kurumlara güvenmeyen,
  • arkadaş gruplarına güvenen,
  • 3 – 4 kariyer seçeneğini korumaya çalışan
  • 3 – 4 ayrı yerden para kazanma yolunu gözleyen
  • çeşitli fırsatlara aynı zamanda iştahı olan
  • karar veremeyen

bir nesil. Tamara Erickson’un X nesli bakış açısı için daha ayrıntılı bilgi şurada, şu videodan da “lider olarak X nesli” izlenebilir.

🙂

Y nesli ise 11-14 yaşında:

  • Terör
  • Okulda vahşet
  • Sonu belirsiz teknoloji
  • Rasgele dünya
  • Onları taparcasına seven anne-babalar

ile yaşamış.  Bu nedenle:

  • Ben kendi yaşamımı yaşarım, yarın ne olacağı belli değil.
  • Belirsiz bir dünyada uzun vadeli plana ne gerek var.

diye düşünüyorlar.

Tamara Erickson’un verdiği güzel örnek şu idi:

Bebek üreticileri bir buluşma yapacaklarsa bir ay önceden anlaşır. Nereye gidileceği, -bayanlar için – ne giyileceği önceden belirlenir. Herkes daha sonraki planlarını ona göre yapmaya çalışır. Y Nesli ise o an karar verir. “Neredesin?” Koordinantlar paylaşılır. Bu neslin olgusu “planlama değil koordinasyon

Tamara Erickson, “Bazı şirketlerin iş süreçlerini buna göre değiştirmeleri faydalı olabilir” diyor.

Bu nesil, bebek üreticilerinin ve X neslinin işlerini istemiyor. Onlara çok ilgi duymuyor. Ve bu nesil, anne-babalarını çok seviyor.

Tamara Erickson’un bu nesil konusundaki görüşlerini söylediği videoyu şuradan izleyebilirsiniz.

🙂

Re-generation (güzel bir Türkçe deyim bulursanız, onu kullanalım) zaten11-14 yaşlarını çok geçmiş değiller. Ağır global kizler sayesinde

  • Resesyon – durgunluk
  • Kaynakların kısıtlanması
  • Sınırlamalar, zorluklar, engeller
  • Yenilenen kurumlar

ile yaşıyorlar. Henüz iş hayatında olmadıklarından baskın özelliklerinden söz edemiyoruz.

🙂

Bir nesilden diğerine bıçakla kesilir gibi geçiş olmadığını unutmayalım. Burada baskın özelliklerden söz ediliyor.

Bu farklı nesillerden oluşan ekiplerde, yukarıdaki noktalara dikkat etmeyi öğütledi. Konuşmanın ABD’de yapıldığını, dolayısıyla belirtilenlerin çok anglo-sakson olduğunu unutmayalım. Kendi sitesinde diğer bazı ülkelerdeki çeşitli nesilleri de anlatmış.

İlgisiz not: Tamara Erickson şu anda videolardan 30 – 40 kilo eksik. Demek ki sağlam iradeli bir kişi

😉

Bana gelince, Y Nesli ile yaptığım çalışmalar ve çeşitli temaslar konusunda edindiğim izlenimleri

yazılarında belirttim. Açıkçası, Y nesli konusunda Tamara Erickson kadar iyimser olduğumu söyleyemem.

🙁