"makam" etiketli yazılar:

05 Mayıs 2015 Salı

Teknoloji ve Yabancılaşma

Genç arkadaşım Mehmet Ali Orhan‘ın bir tweet’ini ancak dün farkedebildim.

Mali-Orhan

Hemen makaleyi okudum.

Mali-Orhan-a(Özeti yukarıda. Resme tıklayıp ulaşabilirsiniz.)

Sonra Mehmet Ali ile aramızda yazıştık.

Mali-Orhan-2Benim önayak olmam sayesinde yazıyı yayınladı. (Yine kendime pay çıkardım 🙂 )

Mali-Orhan-b

Mutlaka okunmalı. Hatta hep birlikte üzerinde tartışmalıyız.

😉

EKLEME:

Mehmet Ali ile yazışmalarımız devam etti.

Uğur:  Önemli tartışma konusu: Makam odaları gereksiz. Ama bir arada olmak önemli. Yeni ofis mimarisi kavramları çıkıyor.

Mehmet Ali: Bir arada olmak onemli, fakat aslinda su fotograftaki insanlar daha yalniz hissediyor olabilir..
Makam odalari sosyal olarak daha gerekli olabilir.. Iste arastirmak, tartismak gerek.

Uğur: SAP’nin Global COO’su, GE’nin bu bölgeye bakan CIO’su uzun süre önce ofisi bıraktı. Sırt çantası ile “benim ofisim her yer” diyorlar.
Bu unvan düzeyinde ofis gerekmiyorsa, makam odaları neden gereksin ki?

Mehmet Ali: Keske onlarin is yapilarini inceleme sansim olsa.. Onlar ofisi biraktiklarinda bile sosyallesmeyi surdurebilen insanlar.
Daha alt kademedeki insanlar ofisi terkettiklerinde sosyallesme imkani olmayanlar
Bazilari icin ofis heryer. O yuzden degil makam odasi, ofis kavrami bile gereksiz.Oteyandan bazilari icin ofis sosyallesme saglayan bir arac
Evden calisanlarin kendini izole hissetigini aciklayan baska bir deney calismasi daha var
Ayni zamanda alt kademedeki insanlar, evden calisirsa terfi alamayacagini dusunuyor..Ust duzeylerde bunun o kadar yaygin olmadigini tahmin ediyorum.

🙂

Evet gerçekten üzerinde tartışılması gereken bir konu.

 

11 Ocak 2012 Çarşamba

“Kurum kültürü” bahanesi

Bazı devlet kurumları özelleştiriliyor.

Satın alan şirket kendi yöneticilerini getiriyor. Özel sektörden gelenlerin eski kamu kuruluşlarında yararlı işler yaptığı oluyor. Ne yazık ki aksini de görüyoruz.

Her 2 yönde de şahit olduğum vakalar var.

  • Özel sektörden gelip kamu kurumunu çağdaş, vizyoner duruma getirmeye çalışanlar, bu yolda cesaretle direnenler…
  • Özelleştikten sonra kamu kuruluşunda zaten var olan “Burası Devlet” bakış açısına hemen uyum sağlayanlar, hatta bundan fazlasıyla yararlananlar

İlk gruptakilerle yürüttüğümüz CRM çalışmalarında iyi niyetli çabalarına ve azimlerine hayran olduğumu kendilerine de söyledim. Onlarla çalışmak keyif ve gurur verici.

İkinci gruptakiler ise… Var olan kurum kültürünü bahane ediyorlar. Kendileri de ondan yararlandıkları için… Müşteriyi bile unutuyorlar.

Bana sorarsanız, profesyonel ile ücretli arasındaki farkı buradan anlarız. Boşuna Profesyonel ≠ Ücretli diye tutturmuyorum.

🙁

09 Ocak 2012 Pazartesi

Değişen bilgi

Bankaların para taşıyan arabaları vardır. Bu arabaların şoförleri şehri avuçlarının içi gibi bilirler. Sadece ana yolları değil, tüm ara yolları, kestirme çıkışları, hatta refüjlerin veya kaldırımların yüksekliğine kadar fikir sahibidirler.

  • İstanbul’un şehri hiç bilmeyen ve “Ben karşının taksisiyim” diyen taksi şoförlerinden kat be kat iyidirler.

Bazıları makam şoförü olur. Ciddi zaman tasarrufu sağlarlar. Taksinin yarım saatte gittiği yere 15 – 20 dakikada varırlar.

Ama İstanbul başta olmak üzere, bütün büyük şehirler yaşayan organizmalardır. Yeni yollar açılır, eskileri değişir tek yön olur, kazı veya tamirat yapılır…

Bizim şoför giderek normal düzeyde sürücü olmaya başlar. Kazandırdığı zaman azalır. Özellikle de eski iş arkadaşları ile sık görüşmüyor, onlardan yollar hakkında bilgi almıyorsa.

😉

Günümüzde, her bilgi çabuk eskiyor.  Henüz olgunluk düzeyine erişmemiş ve sürekli değişen ortamlarda tecrübe, eski anılarla değil içinde sürekli yaşanılarak artırılıyor.

Bu noktada sevgili Osman Ata ATAÇ hocamın sözü devreye giriyor:

15 yıllık tecrübe ile, bir yıllık tecrübenin 15 kere tekrar edilmesini karıştırmamak gerekir.

😀

Resim şuradan alıntıdır.