"mevsimlik işçi" etiketli yazılar:

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Genel Müdür olurken

Arkadaş, yabancı bir şirketin Türkiye ofisinde çalışıyordu. Yıllar içinde başarılı işler yaptı. Türkiye Genel Müdürü olacağını duyduk.

Şirket onu yurtdışındaki Genel Merkeze çağırdı.

Orada, önce üretimin her aşamasında işçi gibi çalıştırmışlar. Sonra dağıtıma vermişler. Kamyon şoförünün yanında, marketlere eşya taşımış, dolaplara veya raflara dizmiş, vitrinlere yerleştirmiş.

Kamyon şoförüne, bir ülkenin Genel Müdürünü verdiklerini söylememişler. Yeni başlayan işçiye davrandığı gibi davranmış bizimkine.

😉

Beraber süpermarkete gitmiştik. Konusuna hakimiyeti gözümden kaçmadı. Bana o zaman anlattı.

“Otele vardığımda, üzerimdeki tulumu çıkarıp duş alacak gücüm kalmazdı. Ayakkabıları çıkarır ve kendimi öylece örtünün üzerine bırakırdım.” diye…

😉

Biliyorum… Gömleğin kollarını kıvırmadan, ellerini kirletmeden Genel Müdür olanlar da var. Onlar köşekapmaca oynuyor. Koltuğundan korkuyor.

Bir de bilerek gelenler var.

😀

Meraklısına:

🙂

21 Mayıs 2009 Perşembe

Adrasan'da 3 gün (2)

Adrasan anılarına dün başlamıştım. Bu sefer biraz yönetim konularına gireceğim.

Otelde ilk 2 gün sadece biz vardık. Bir de genç bir çift. Son gece, çok sayıda müşteri geldi. Biraz rahatımız kaçtı. Şu atasözünü hatırladık.

Misafir misafiri sevmez, ev sahibi hiçbirini sevmez.”

Bu cümle kaldığımız otelin sahibine de uyuyordu :-(.

Her işe koşan Remzi vardı. Remzi  garson, temizlikçi, plaj sorumlusu, vb. idi… Otelin sahibinden basit bir şey istediğimizde bile  “Remzi gelince…” diyordu. Bir ara, otelin sahibesine daha fazla adam gerektiğinden söz ettik. (Sahibi ile az konuşmayı tercih ettik. Önerimizi sahibe’ye yönelttik.)

“Mevsimlik işçi çalıştırdığı… Henüz sezon açılmadığından eleman eksikliği…” yanıtını aldık.

🙁

Rixos’da garsonların ne kadar mutlu ve huzurlu göründüğü dikkatimi çekmişti. Eyüp Kaplan’a nedenini sormuştum. Şöyle demişti:

“Tatil yörelerinde genellikle mevsimlik işçi çalıştırırlar. Altı veya yedi ay… Her sene yeniden… Kimsenin iş garantisi yoktur.

Oysa Rixos, tüm yıl boyunca onları istihdam ediyor. Turizmin olmadığı aylarda çalışanlarımıza eğitim veriyoruz. Kişisel gelişim, mesleki gelişim, sektör bilgileri, kredi kartı kullanımı, vergi, aile hukuku… Tiyatroya götürüyoruz… Birbirleri ile kaynaşmaları için piknikler tertipliyoruz… Turizmi bir yaşam biçimi haline getirmelerine çabalıyoruz.

Sabah yürüyüşüne çıkan bir turist ile İngilizce üç – beş kelime konuşan  bahçıvan, o an çok mutlu oluyor. Kendisi ile gurur duyuyor.”

🙂

Aradaki farkı, Adrasan’daki arkadaşlarıma da anlattım.

Remzi de iyi koşturuyordu, hakkını yemeyeyim. Ama otelin sahibinin de “turizmi bir yaşam biçimi haline getirmeyi” öğrenmesi gerekiyordu.

😛