"motivasyon" etiketli yazılar:

28 Ekim 2010 Perşembe

Öncelik

Taksitkart’ı çıkardıktan sonraki günler. Henüz o bankadan kovulmamışım.

Başka bankadan güzel bir teklif geldi. Eve gidince eşime anlattım. Şartları söyledim. “Ne dersin, oraya geçmeli miyim?” diye sordum.

“Gözlerinde Taksitkart’ı bana ilk anlattığın zamanki pırıltıyı görebileceksem, oraya geç. Aksi koşulda değmez” dedi.

😀

20 Nisan 2010 Salı

Olumlu motivasyon

Genç arkadaşlarımızın dilinden düşmüyor: “Beni olumlu motive edin” 

Eksiklerini, yanlışlarını, tembelliklerini (gerçeği) duymak istemiyorlar. Bu koşullarda nasıl olumlu cümle kurulacağı konusunda pek fikirleri de yok. “Sen bu durumda ne söylerdin?” deyince yanıt alamıyorsunuz…

Daha da ilginç olanı… “Bana şunu yapamazsın demişlerdi, ben de yaptım” diye itiraf da ediyorlar. Yani, aslında olumsuzluktan besleniyorlar.

😛

Benim için yeni değil.  Fundamental günlerimde de benzeri durumlarla karşılaşmıştım. Hatta blogda yazdım. Patron değil de baba + ağabey + sevgili karması bir davranış istiyorlar.

İşte bu kafa yapısı Nasuh Mahruki’ye “ekibinizi nasıl motive ediyorsunuz?” diye sorar. “Hayat kurtarmaktan daha büyük motivasyon var mı?” yanıtını anlamaz ve ısrar eder. “Hani… ödül, filan…”

😛

Sadece aferin bekleyerek iş yapanlara şunu anlatmaya çalışıyorum.

Bu sadece iş hayatında değil, tüm yaşamınızda en büyük bahanedir. En büyük zehirdir. Buna inanmaya başlarsan, hiç ilerleyemezsin. Birçok büyük başarı, destekleyenler sayesinde olmadı… Hatta aksine…

Sen inanıyorsan, kimse yolundan döndüremez. Başarılı olursun. Zaten ucundan tutuyorsan… Olumlu motive etseler, sırtını sıvazlasalar, her gün alkışlasalar da boş…

Düşünsenize… Galileo da “beni olumlu motive etmiyorlar” diye düşünmüş müdür?

😛

27 Mart 2010 Cumartesi

Motivasyon tartışmaları

Bülent Eczacıbaşı ile 1.5 saatlik toplantının notlarını [1], [2], [3] yayınlıyordum.

Motivasyon konusunda güzel bir tartışma oldu.

Zeynepe Dan Pink’e ait bir TED konuşmasına yönlendirdi.

Nasuh Mahruki’nin “amaç insanı motive eder” cümlesinin (ki %100 katılıyorum) bilimsel anlatımı gibiydi bu video.

😛

Başak Temel, aynı yazıdaki başka bir cümleye dikkat çekti.

Bülent Eczacıbaşı “Eskiden olduğu gibi, sorumluluk ve yetki eşit şekilde artmıyor. Kademe arttıkça sorumluluk artıyor. Ancak yetki artmamaya başlıyor. Emir verip yaptıramıyorsunuz.” demişti.

Başak, bu durumun da motivasyon bozukluğu yarattığını yazdı.

😛

Benim görüşüm şöyle:

21’inci yüzyılda iş dünyasının gerçeği bu… Giderek de daha fazla sorumluluk olacak ve yetki eşit oranda artmayacak. “Ben gençken patronlara özenirdim… Ama çömezken daha iyiymiş, daha mutluydum” cümlesini sık sık duyacağız.

Bazıları için para kazanmak bir amaç. Başarının ölçüsü bu. Meşhur olmak, yetkili olmak gibi beklentileri de çok farklı değerlendiremiyorum maalesef.

Aşağıda bir dizi yazı var. Bunların konusu olan iş arkadaşlarıma (özellikle Terazinin kefesi‘nin kahramanı ve benzerlerine) baktığımda (kendimce) bazı ortak özellikler buldum.

  • Anne-baba, “başarı = para ve/veya yetki” diye yetiştirmişlerdi.
  • İşin ince ayrıntıları hakkında ailenin bir fikri yoktu.  İşini anlattığında “Ne yani, dünyayı mı kurtarıyorsun” benzeri cümleleri duyabilirdi.
  • Kendini başkalarına kanıtlamak hevesi ile doluydular. Bir yerlerden beğeni duymak, onların en önemli ihtiyacı idi.
  • Kendilerine güvenleri oldukça azdı. Bir işi yapmış olmanın gururunu tek başlarına taşıyamıyorlardı. Birisi onlara “aferin” demeliydi.
  • Yaptıkları işin sorumluluğunu üstlenmeye değil, yetkisini kullanmaya adanmışlardı.
  • Başarılar hep onlarındı, çuvallamalar için her zaman bahaneleri vardı.
  • Yükselmek, daha üst unvanlara gitmek için hırsım olmadığından ötürü bana kızarlardı. “Sizin yüzünüzden biz de yükselemiyoruz” derlerdi.

Motivasyon konusunda Dan Pink’in dediği 3 şeye inanırım.

  • Özerklik
  • Ustalık
  • Amaç

😛

Bu konuda amma da çok yazmışım:

Görüşünüz farklı ise…

🙂