Kölelik
Bu blogun en çok yorum alan yazısı “30’dan sonra Meslek Değiştirmek” konulu olan yazıdır. 146 yorum almıştır. Bu yorumların büyük kısmında iş dünyasının kölelik uygulamalarından şikayet edilir.
Geçen hafta yayınladığım Açık Ofis yazısına yapılan yorumlarda da yine kölelik düzeninden şikayet edenler vardı. Bunlardan sadece Ferah Onat hocamın “mesai saatleri katıysa veya çok fazla saatleri aşıyorsa her türlüsü kölelik düzeni” yorumuna katılıyorum.
Neden geri kalanların çoğunluğuna katılmadığımı anlatayım.
🙁
Defalarca “insanı köle yapan patronu değil kendisidir. Kölelik bir durum veya konum değil ruh hâlidir” diye yazmışımdır.
Bence
- Kendisini geliştirmek için bazı konularda fedakarlık yapmayan,
- Fedakarlık yapmamayı kendince haklı (zamanım yok, param yok, yeni aletleri almak benim mesleğim için elzem, işe giderken ve çıkışta serviste geçen zamanda sosyalleşiyorum, ve benzeri) bahanelerle hayat tarzı haline getiren,
- Kendisini geliştirmediği için aynı işleri yapanlar arasında temel bir farklılık oluşturamayan,
- Mesleki bilgisini arttırmadığı için farklı işverenler tarafından tercih edilebilecek bir duruma gelmeyen,
- Dolayısıyla istemediği bir işte çalışmak zorunda kalan
herkes kölelik düzeni diye şikayet eder. İlgi alanını etki alanıyla değiştirmek için fedakarlık zorunludur.
Uzmanlığınızı ilgili herkesin tercih edeceği seviyeye taşımak için çaba göstermezseniz, düzenden çoook şikayet edersiniz. Elbette böylesi, kendisinden şikayet etmekten daha kolaydır.
😉