Minik Kuş Uçtu
1977 yılında ODTÜ’de tanıştık. 40 yılı doldurmaya az kalmıştı. Ama Minik Kuş uçtu…
Yaşça sınıfın en küçüğüydü. Biraz kilolu idi ama o hep bir Minik Kuş idi.
Şurada bizim evlilik resimlerimiz var.
Nikah dairesinden çıkıyoruz, arkamızda Minik Kuş. Kanatlanmış.
Düğün yemeğimizi yaparken mutfakta yine o.
Akşam evlilik törenimizde tüm dostlarımızla beraberiz. Düğün yemeği için uğraşan Osman hocamız “yorgunluktan bittiğini” söylüyor. Arkamızda Minik Kuş yine kanatlanmış halde.
Minik Kuş’un kanatlandığı resimleri koydum ama yüzlercesi var.
.
Tekrar tekrar düşünmekten kendimi alamadığım binlerce keyifli zamanı birlikte geçirdik.
Ömrümün yarısından fazlasında yakınımdaydı. Hep birlikte yaşlanmayı, şöminenin önünde oturup 40 – 50 yıl önceyi konuşmayı umut ettiğin dostlar vardır ya! Öyleydi.
Hayattan keyif alışı ve bu keyfi paylaşma arzusu… İki ara bir dere mutfağa girip şahane yemeklerle masaya dönüşü… Muzip gülümsemesi… Özellikle esprisini anlamadığında “bir daha düşün” dercesine bakışı…
Ve sonunda… Kalbimin üstünde bir resmi… Beynimde kabul etmeyiş… İçimde kocaman bir büyük boşluk…
Nice keyifli anları hüzünlü anılara çevirdi.
Uçtu. Minik Kuş uçtu.
Nurlar içinde yatsın.