"PARO" etiketli yazılar:

08 Mart 2021 Pazartesi

Veri Yetmez

Birkaç gün önceki yazıda, kredi kartı kullanımı fazla olan bankaların “hangi caddede, hangi işin kârlı olacağı konusunda en doğru tahmini yapabileceğini” aktarmaya çalışmıştım. Yazıyı sosyal mecralarda duyururken “Bankalararası Kart Merkezi veya kredi kartında iddialı bankalar, hangi perakende işin hangi caddede ne kadar başarılı olacağını gerçeğe çok yakın tahmin edebilirler. Yeter ki veri bilimciler bu konuda çalışsın.” demiştim.

Bankaların ürün ve hizmet tekliflerindeki isabet azlığı ve işimize hiç yaramayan mesajları sürekli olarak göndermeleri birçok kişiyi bezdirdiğinden, sosyal mecralarda farklı yorumlar geldi. Bunlardan biri “5 yıl önce borcumdan ötürü icraya verdikleri ve ödeyemediğim için dosyası hala açık olan bana, SMS atıp değişik miktarlar için faiz oranı gönderen bankalar…” şeklindeydi.

Ben de benzer sorunları sıkça yaşıyorum. “Bu teklifi yapmadan önce bankadaki hesaplarımı, kredi kartı ve diğer aboneliklerde ödeme davranışımı, geçmiş işlemlerimi hiç mi incelemiyorlar?” diye şaşırıyorum. Bankanın CRM yöneticisine “şu koltuktan bir hafta kalkar mısın, bir şey deneyeceğim” diyesim geliyor. 😀

Bu nedenle yoruma yanıtım, bankaları koruyan tarzda olamadı.

5 sene önce Twitter’da yayınlanan mesajı da eklemiştim.

Bankaların elinde temiz ve tekilleştirilmiş veriler var. Süpermarket zincirleri TCKN almakta zorlanıyorlar ama bankalarda zorunlu. Bu nedenle doğal olarak tekilleştirilmiş veri geliyor. Hasbelkader bankada veri bilimcisi olduğunu iddia eden birileri varsa, zaten tekil veriden yola çıkarak bir zahmet kişiselleştirsinler.

Daha önce defalarca yazdım, yüzlerce kez eğitimlerde, sohbetlerde, röportajlarda ve podcast’lerde söyledim “Elinizde veri olması yeterli değil, veriyi kullanmayı bilmeniz önemli” diye…

🙁

Bilgi Üniversitesi MBA programındaki CRM dersimde mesleği veri bilimi olmayan bir katılımcı, Paro kart verilerini inceleyip nokta atışı yaparak bir müşteriyi 360 derece anlayabiliyorken telekom operatörlerinin, süpermarket zincirlerinin ve kredi kartı kullanan bankaların sürekli anlamsız teklifler yapmalarını ben de anlayamıyorum.

Yarın, bankaların sosyal medya verilerinden yola çıkarak proaktif risk değerlendirmesini nasıl yapabileceğini aktaracağım. İzlemede kalın.

😉

08 Haziran 2010 Salı

Yeniden kartlanıyoruz

Hafta sonunda Migros’a gittim. Ödeme noktasına gelince  Migros kartıMoney kart ile değiştirdiler.

Oysa daha 2 – 3 hafta önce Paro kartımın artık Migros’ta geçersiz olduğunu söyleyip Migros kart vermişlerdi.

😛

Dün evde Marks & Spencer’den gelmiş olan şu yazıyı gördüm.

😛

Biliyorsunuz, karta dayalı sadakat programları özel ilgi alanıma giriyor.

Yukarıdaki Migros ve Marks & Spencer örnekleri, markaların bankalara teslim olması anlamına geliyor bence…

Kesinlikle 5’inci filme doğru gidiyoruz.  Meraklısı için ilk 4 film:

“Tıpkı Rambo dizisi gibi,

İlk filmde 1997- 1999 yılında kart sayısı inanılmaz artmıştı. Sadece İstanbul’da 200’ün üzerinde markanın kartı vardı.

İkinci filmde 2002 yılında, kartı olan 8 – 10 marka kalmıştı.

Şu anda üçüncü film oynanıyor. Kartın dönüşü… Yeniden herkes kart çıkarıyor.

“Sizce dördüncü filmde ne olacak?” diye sordum. (Okuyanlar anımsayacak… Blog’da da sormuştum.) Markalar bankalara yine teslim oluyorlar.

Neden 5’inci film derseniz… Bankalardan bağımsız sadakat ortaklıklarını zamanla mutlaka kurulacak.

Ne zaman göreceğiz acaba?

😉

Not: Meraklısına bu konuda blogumda yer alan ilgili yazılar:

Bazı öngörüler…

Özellikle mağaza kartlarının artması konusunda endişelerimi ve varsayımlarımı da belirttim.

Ya 5’inci film olacak, ya da 2 ayrı yönde gelişmeleri beklemeliyiz.

😀

03 Temmuz 2008 Perşembe

Paro kurtuluyor

Paro hakkında ilk görüşüm şöyleydi.

“CRM dünyasında yanlış vizyon ile yola çıktığı için, bir yerlerde kaybolan onlarca firma vardır. Bildiğim kadarı ile doğru vizyon ile başlamasına rağmen, yanlış patikaya saptığı için hedefine bir türlü ulaşamayan çok az firma vardır. Bence, PARO da bunlardan birisidir.”

Daha sonra gördüğüm uygulamalar nedeniyle, “artık kurtulma yolunda olduğunu” yazmıştım. Bu hafta içinde Divan Restaurant’ların birinde yemek yedim. Ödeme anında “Paro kartınız var mı?” diye sordular. Artık Divan’daki harcamalar ile de Paropuan kazanılmaya başlanmıştı.

Broşürde “Eğer Worldcard’ın varsa, paro özelliğini kullanmaya hemen başlayabilirsin” diye yazmışlardı. İlk yazımda ben ne demiştim “Neden Yapı Kredi’nin butun kartları Paro ozelliğinde değil?”.  Demek ki bu yanlışı düzeltmişler.  

Paro “sadakat ortaklığı” (loyalty coalition) yönetmeye başladı. Benim söylediğim de tam bu idi. Sevindim. Yanlış anlaşılmasın, (Okan Bayülken’in sesi ile) “ben buldum, ben buldum” diye değil. Desteklediği kurumlardan biri rakip olduğu için benim projeme zarar verse de, CRM amaçlı bir kurumun başarıya yönelmesine sevindim.

Sadakat ortaklıkları artık daha önemli olacaklar. Yeni şirketlerin kurulmasını bekliyorum. Bankalar da üye işyerlerinden bedellerini zoraki tahsil ettikleri puanları ya daha etkin kullanacaklar, ya da Paro gibi kurumlar ile birlikte çalışmak zorunda kalacaklar.

Paro yeni bir “rol modeli” oluşturdu. Tebrikler Paro!…

Dip not: Hemen başvurdum ve Divan’dan Paro kartımı aldım. Migros’dan ilk alışverişimde, “Migros kartınız var mı?” diye sorduklarında Divan kartımı vereceğim. Bakalım “ortaklık” düzgün yürüyor mu?