"Reşit Soley" etiketli yazılar:

31 Ocak 2010 Pazar

R=

28 Ocak Perşembe akşamı Bersay’da Reşit Soley’i izledik. RS_kav

29 Ağustos 2002 sabahı verdiği bir karar ile hayatını “reset”leyip, çıktığı yeni yolculuğu anlattı. Bozcaada’nın eskilerde kalmaya yüz tutan şarap tarihini geri sarma kararını…

Hani bir sabah yeni doğan bir güne “günaydın” dercesine, birden bire…

Hemen hikayenin sonunu söyleyeyim. Bugüne geldiğinde… Türkiye’nin en iyi 10 kırmızı şarabının 9 tanesini üretmeyi başarmış.  Dünyanın en gezilesi 10 bağından birini yaratmış… Birkaç yıl içinde…

😀

Keşke yetişkin çocuklarım ile birlikte izleseydim, sonrasında da onlarla tartışabilseydik dediğim bir konuşma idi.

Bazı notları paylaşabilirim ancak… Defterime yazdığım şekli ile…(Parantez içinde de o sırada düşündüklerim yer alıyor):

🙂 Biriktirmek =  yarınlara bir şey bırakmak. Senden sonrakilere ne bırakmak istiyorsan, onu biriktirirsin. (Benim gibi bir koleksiyoncu için üzerinde daha da düşünülmesi gereken bir cümle)

🙂 Adada olmak = dört bir yandan ufku görmek (Burada, “ufkun gözlerinin gördüğü yer kadar mıdır? sorusu ortaya çıkıyor” diye düşünüyordum ki…)

🙂 Her ufkun arkasında, başka bir ufuk var. Batan güneş, bir başka ufku aydınlatıyor o sırada…

🙂 Bilinmeyene seni çıkaran yol bilgi… Ama senin ürettiğin bilgi. Biriktirilen bilginin sana ait olması gerekiyor. Satın aldığın bilgi ile bilinmeyene gidemezsin. (Montaigne’in “Başkasının ürettiği bilgi ile bilgin olabilirsin. Ama ancak kendi ürettiğin ile akıllı olursun” diye bir sözü vardı galiba…)

  • Başkasının bilgisi, satın aldığın bilgi konusundaki benzetmeyi de yazmışım. Sola viraj olduğunda, biri işaret koymuştur. O zaman bilinmeyene gitmiyorsundur.

🙂 Bu yolculukta, kendi yaptığın araba (bilgi) ve kontağı çalıştıracak olan (inanç) ile hedefe gidersin.

🙂 Bilinmeyene yolculuğun 3 boyutu var. Hedef, Bilgi ve İnanç… Birini kaybedince 2 boyutlu kalıyorsun. Sen taşımıyorsun, seni taşıyorlar.

🙂 Dünyanın en iyi fıçılarını kullanıyoruz. Böyle bir yola çıkıyorsanız, kötüler ile bir yere varamazsınız.

😀 RS_kav3_0106

Yaptığı olağanüstü işin arkasındaki ayrıntı düşkünlüğünü de vurguladı. Öğrenme merakını… Bir işe harala gürele girişmediğini…

Şarap üretmeye karar verdiğinde 3 dilde 400 civarında kitap okuduğunu söyledi. Fabrikasının tanklarını kendisinin tasarladığını, yurt dışında üreten firmanın şaşırdığını anlattı.

Sonra da Türkiye’nin en iyi 10 kırmızı şarabının 9 tanesi… Size tanıdık geliyor mu? Kan, ter ve gözyaşı -2 yazısındaki arkadaşımı hatırladınız mı?

😀

  • Not: Eğer başlık anlaşılmadıysa… “=” eşit demek. Bu durumda R= de Reşit demek oluyor. Reşit Soley’in sunumu  bu şekilde başlamıştı…

😛

Ek: Ufuk Tarhan’ın yazısı “Porsche´dan traktöre; Reşit Soley“… Mutlaka okuyun…

😀