"sigara" etiketli yazılar:

11 Kasım 2016 Cuma

Pazar Payı Hesaplarken

Geçenlerde bir pazarlama konferansında, konuşmacılardan biri pazar lideri olduğunu söyledi.

İşin ilginç yönü, sokakta çevirip sorsalar markanın o ürünü aklıma gelmezdi. Pazarlama Müdürü ısrarla “pazar lideriyiz” deyince, ürünün TV ve radyo cıngıllarını hatırladım. (Bir pazarlamacı olarak, bu kadar geç hatırlamamın benim ayıbım olduğunu kabul ediyorum.)

Markanın asıl ürünü değildi. Ürün çeşitlemesi ile girdikleri yan ürünlerden biriydi. Firmanın yan ürünü için “pazar lideriyiz” denilince…

market-share

Siz de pazar lideri olabilirsiniz.

Bunun için büyük reklam kampanyalarına, maliyetli ürün geliştirmelere, mavi veya kırmızı okyanus stratejilerine gerek yok. Pazarı yeniden tanımlamanız yeterli.

😀

Örneğin sigara sektöründesiniz. Yerli malı markanız, uluslararası devlerle yarışıyor (hatta yarışamıyor).

Hemen ince bir filtreli sigara çıkarırsınız. Kağıdı da pembe çizgili olur. Gül kokusu da eklersiniz. Markanızı değiştirmeden “Güllü” sıfatı eklersiniz.

Her ihtimale karşı

  • kaysı kokulu ve turuncu çizgili, “Kaysılı”
  • menekşe kokulu ve mor çizgili, “Menekşeli”
  • şeftali kokulu ve kırmızı – turuncu çizgili, “Şeftalili”
  • vb…

çeşitleri de çıkarırsınız.

Paketine 10 kuruş fazla istesek kimse almıyor” dediğiniz ürünün, pazar lideri olduğunu iddia edebilirsiniz.

Bu kadar basit.

😀

Sorduklarında “Kadın sigarası pazarındayız” deseniz Salem, Eve, Parliment Super Slim, Davidoff, More (ve adını bilmediğim bir çok marka / sigara) ile aynı pazarda olacaksınız. Bu pazarda yer edinmek zor. Patrona pazar payını anlatmak daha zor.

Ama “Gül kokulu sigara pazarında lideriz” diyebilirsiniz. Özellikle dinleyiciler “O nasıl bir pazar tanımı?” diye sormazlarsa…

Hatta belki patronunuzu bile ikna edersiniz. Zaten ücretli yöneticiler için asıl mesele patronu yönetmek değil mi?

😀

 

30 Kasım 2011 Çarşamba

Okumak

“Dumansız hava” yalanı diye yazıyorum. Taşıtlardaki denetimi kaldırdıklarını, özellikle belediyelerin ilgi alanındaki otobüs, minibüs ve halk otobüslerinin zehir saçtığını anlatıyorum. Sigaradan yüzlerce kat zehirli dumana maruz bırakanlar “dumansız” değil “sigarasız hava sahası” deseler aldırmayacağım. (Kavramlara düşkünüm de…)

Malum taraftarlar sosyal mecralarda yazının başlığını ve bağlantısını görüyorlar. Ötesini okumaya üşeniyorlar. Sigara tüketimi %bilmemkaç azaldı haberinin linkini yapıştırıveriyorlar.

Onlara hatırlatmak garip geliyor. “Oku”

🙂

23 Temmuz 2011 Cumartesi

“Dumansız hava” yalanı

Sigara içmiyorum. Kokusu beni rahatsız ediyor. Batı ülkelerindeki önlemlerin alınmasından memnunum.

Ne var ki, adını “dumansız hava sahası” koyduklarında yalan söylediklerini düşünüyorum. Tıpkı internet sansürüne “güvenli internet” dedikleri gibi…

😉

Trafiğe çıkmaları belediyeye bağlı olan araçlar zehir saçıyor. Halk otobüslerinin hemen hepsi, belediye otobüslerinin ve minibüslerin büyük çoğunluğu simsiyah duman salarak dolaşıyor.

Yaz günü, Boğaz’daki köprülerden geçerken bile (yanında bu araçlardan birisi varsa) arabanın penceresini açamıyorsun. Otobüs ve minibüslerin yoğun olduğu Kadıköy, Üsküdar ve Mecidiyeköy’de açık havada bile soluk alamıyorsun.

O duman, sigaradan yüzlerce kat tehlikeli.

Böyle olunca, sormak istiyorum. “Dumansız hava sahası” nerede. İdeolojinizin bir parçası değilse, neden öncelikle kendi komuta sahanızdaki araçlara çeki düzen vermiyorsunuz?

🙁