"Soljenitsin" etiketli yazılar:

04 Mayıs 2016 Çarşamba

Neden Fanatizm Tehlikeli

Aşağıdaki resim, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “Beraber Yaşamayı Konuşmak” toplantısının çağrı yazısında geldi.

001-YAKIN-KAVRAMLAR

Neden hiçbir futbol takımını tutmuyorum, neden -izm’lere karşıyım biliyor musunuz? Bu resimde gerekçesi var.

😉

Bir takımı aşırı tutan kişi hakkaniyet‘li davranmıyor, kendi taraftarını veya takımını kayırıyor; bir -izm’i destekleyen diğer -izm’lere barışçı bakmıyor, onlarla eşitlik çerçevesinde konuşamıyor; bir şeyin fanatik taraftarı çok seslilik‘ten rahatsız oluyor, etik olamıyor, dialog kuramıyor, farklılık‘lardan nefret ediyor.

🙁

Benim de bunları uygulamadığım zamanlar oluyor. Birleri, bir şeyin (takımın, -izm’in, okulun, derneğin, inancın, ırkın, kökenin, vb…) fanatiği ise…  Birileri “ideoloji her suçu haklı kılar” diye düşünmeden hepimizin sürdürülebilirliğine saldırıyorsa… Ben de askıya alıyorum.

😉

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Fanatiklik

Bazı sözler insanın düşüncelerini karıştırır. Belki yeniden şekillendirir. Alexander Soljenitsin’in “ideoloji her suçu haklı kılar” sözü de – benim için – bunlardan biridir.

Kişinin normal düşünmek yerine belli bir örgüte, takıma, inanışa, aileye, kendi okulunun mezunlarına, vb…  daha fazla artı vermesini sağlayan her türlü konuyu bu cümle çerçevesinde değerlendiririm.

Ülkemizde takım tutmak da bunlardan biridir.

Nereden aklıma geldi derseniz… Friendfeed’de yine takım yazışmaları… “Marka” temsilcisi olanların görüşleri…

🙁

Renkleri sarı kırmızı olduğu için Shell’den benzin almayan, MasterCard kullanmayan kişiler görmüşümdür. “Çıkar bakalım cüzdanını” dedikten sonra, cebinden kırmızı renkli bir şey çıkanı aşağılayanlara çoook şahit oldum.

Benzerini karşıt tarafta da gördüm. Lacivert renkli olduğu için VISA kullanmayanlar da vardı.

Her ikisine de hayretle bakmışımdır.

Önceki yazımdan bazı satırları burada tekrarlayacağım:

İdeolojiyi kabul etmeyenleri toplama kamplarına  göndermek, hapiste tutmak makul karşılanabilir. Din adına öldürmek öğülebilir. Taraftarlık adına diğer takımın bayrağını sallayan arabaya saldırmak (hatta döner bıçağı ile maça gitmek) garip karşılanmayabilir. Sadece kendi okulumuzdan mezun olanları işe almamız desteklenir. Giderek sağlıklı düşünme yeteneğimiz kaybolur.

İnsan, her hangi bir konuda tarafsız düşünmeyi engelleyen her türlü inanışı “ait oluş” değil tehdit olarak algılamadıkça, işleyebileceği her suça kendisini ikna edebilecek bir bahane oluşturabilir. Unutmayın bağnaz olmak için mutlaka bir ideoloji şart değil. Taraftarlık, okuldaşlık, akrabalık bile sağlıklı düşünmenizi engelleyebilir.

Oysa yaratıcılık, kendisini tutan bağlardan kurtulduğu zaman yücelir.

🙁

Kendi payıma, her hangi bir takımı, okulu, aileyi, vb…  bu şekilde tutan kişileri işe almadım. Yönetici konumunda olsam, yine de almam… Bu derece ileri düzeyde taraflı bakış açısının sağlıklı düşünce ürünü olmadığına inanırım.

“O bizden…” diyenlerin, bu düşünceden türediğini bilirim. Soljenitsin’in “ideoloji her suçu haklı kılar” cümlesine inanırım. Fanatikçe…

😛

05 Ağustos 2008 Salı

İdeoloji ve suç

Soljenitsin vefat etmiş. Komünizm ve sosyalizm karşıtlığı, ama batı felsefelerine de uzaklığı; Tolstoy’un etkisi, vb… konularını internetten ve/veya gazetelerden de okuyabilirsiniz.

Soljenitsin ile 16 – 17 yaşlarımda, “İvan Denisoviç’in hayatında bir gün” isimli kitap sayesinde tanıştım. Tek bir günü anlatıyordu. 400 sayfaya yakındı. (Tolstoy etkisi.)

Sonra da Kanser Koğuşu adlı kitabını okudum. “Gulag Takımadaları’nı bitiremedim.

1980’lerin ortasına kadar TV yoktu. Boş zamanlarımızda kitap okurduk. “Okurduk” yerine, “elimizden kitap düşmezdi” demek daha doğruydu. Arkadaşlar birbirleriyle “hangi yazarın daha iyi olduğunu” tartışırlardı. (Benim favorim Jorge Luis Borges’dir)

Sonra TV geldi. İnsanlar açılış ve kapanışda söylenen iki İstiklal Marşı arasında televizyonunu hiç kapatmadılar. Hatta TV’nin icadından sonraki en büyük icadın “kapatma düğmesi” olduğu, istenirse kapatılabileceği gazetelerde de yazılmaya başlandı.

2000’li yıllar internet yılları oldu. (Erken uyanıp 1990’larda başlayan birçok değerli arkadaş hariç). Kitap okumak, az sayıda kişi dışında neredeyse tarihe karıştı.

Soljenitsin’i anmamın nedeni farklı. Özlü sözler defterim vardı benim. Beni etkileyen sözleri oraya yazardım. Bunlardan biri Soljenitsin’e aitti. “İdeoloji her suçu haklı kılar” tüm yaşamıma yön veren sözlerden biri oldu.

İdeolojiyi kabul etmeyenleri toplama kamplarına (onlara Gulag Takımadaları demişti) göndermek, hapiste tutmak makul karşılanabilir. Din adına öldürmek öğülebilir. Taraftarlık adına diğer takımın bayrağını sallayan arabaya saldırmak (hatta döner bıçağı ile maça gitmek) garip karşılanmayabilir. Sadece kendi okulumuzdan mezun olanları işe almamız desteklenir. Giderek sağlıklı düşünme yeteneğimiz kaybolur.

İnsan, her hangi bir konuda tarafsız düşünmeyi engelleyen her türlü inanışı “ait oluş” değil tehdit olarak algılamadıkça, işleyebileceği her suça kendisini ikna edebilecek bir bahane oluşturabilir. Unutmayın bağnaz olmak için mutlaka bir ideoloji şart değil. Taraftarlık, okuldaşlık, akrabalık bile sağlıklı düşünmenizi engelleyebilir.

Oysa yaratıcılık, kendisini tutan bağlardan kurtulduğu zaman yücelir.