"sponsorluk" etiketli yazılar:

21 Mayıs 2013 Salı

Toplantı adabı

Yurt içinde ve dışında beğendiğim veya etkilendiğim toplantı, panel ve konferansların ortak yönlerini derlemeye çalıştım.

Şöyle:

Tam saatinde başlanıyor. Özellikle ABD’de oldukça erken başlıyorlar. Eğer 08:00 ‘de başlayacak denilmişse, 08:01 olmadan başlanıyor. Bazıları kahvaltıdan dönmemiş olabilir; bir kısmı dışarıda sohbettedir; sigaraya çıkanlar saati unutmuşlardır… Farketmiyor. Zamanı gelince başlıyorlar. Diğerleri sonra gelip oturuyor.

  • Bizde ise, sanki daha önce hiç sabah trafiği yaşanmamış gibi “bu saatlerde trafik yoğundur”, “kötü hava nedeniyle gelemediler” gibi bahaneleri, konferansı düzenleyenler üretiyor.

Katılımcıların para ödedikleri konferanslarda, konuşmacılar şirketlerini dakikalarca övmüyorlar. Yakın geçmişte E-Bay’i, Forrester’ı, ComScore’u, Etsy’yi, ve birçok dünya çapında meşhur kurumun sunumlarını dinledim. Sponsor bile olsalar şirketlerini dakikalarca anlatmadılar. Bir-iki dakika sadece…

  • Bizdeki durumu şu [1] ve [2] yazılarda anlatmaya çalıştım. Sponsor oldukları toplantılarda, izleyicilere yararlı tek cümle söylemeden, “parayı veren düdüğü çalar” deyip başımızı şişiriyorlar.

Konuşmacılar gerçek deneyimleri veya önemli bilgileri paylaşıyorlar. Hemen her dakikasını not almak istiyor insan. Dijital konulara biraz uzaksanız, ama artık şirketinizin dijital dünyada var olması gerektiğini düşünüyorsanız… Yeni öğrendiğiniz için her dakikası size değerli gibi geliyor. Deneyimli katılımcılar bile konuşmacılardan çok şey öğrenebiliyor  [3] , [4] , [5] , [6]

  • Biz de, aynı konuşmacıların aynı konuları tekrarlamalarından veya son sosyal medya kampanyasından başka bir şeyi anlatMAmalarından sıkılıyoruz.

Bir yandan dinlerken, diğer yandan yüzlerce tweet atılmıyor. Yine herkesin PC veya tableti önünde. Bazıları bu cihazlarda not tutuyorlar. Zamanlarını paylaşma ve teşhir için değil, öğrenmek ve yararlanmak için kullanıyorlar.

  • Orada bulunmayı övünç vesilesi yapmak değil, bilgiye doğrudan ulaşmak için kullanıyorlar. Bazı toplantılarda hashtag bile bildirilmiyor.

Konuşmacıya soru yöneltme kısmı başladığında, ilk birkaç saniye içinde dinleyicilerden soru gelmezse, toplantıyı düzenleyen ekipten birileri gerçekten güzel bir soruyla buzları kırıyor. Bilirsiniz, ilk sorudan sonrası geliyor. Yine de eğer duraklama olursa, yine önceden iyi hazırlanmış birkaç sorunun sırada olduğunu anlıyorsunuz.

  • Bizde soru – cevap bölümü neredeyse toplantıyı düzenleyenlere angarya gibi geliyor. Çoğunlukla da konuşmacıyı dinlemediği belli olan birisi içini döküyor. 

Boş bulunan yere oturuluyor. Kimse “yer tutmuştum” demiyor. Çantasına, ceketine, paltosuna yer ayıran kişileri toplantıyı düzenleyenler uyarıyor.

Giriş ücretlerinin yüksek olduğu toplantıların çoğunda naklen yayın yapılmıyor. Hatta bazılarında resim çekmek bile yasak.

  •  Bilginin yayılması açısından, yayın yapmamanın doğru olduğunu söylemiyorum. Zaten çoğunlukla sonradan yayınlıyorlar. Anında yayın yapmayarak, katılımcılar için bir fark da yaratıyorlar.

😉

Bunların hepsi harfiyen uygulanmalı demiyorum. Ama en azından (sonuncusu dışında) bazıları uygulansa daha iyi olmaz mıydı?

 

06 Aralık 2012 Perşembe

Pazarlama Zirvesi 2012 – İlk günün ardından

Pazarlama Zirvesi 2012’nin ilk günü öğle saatine kadar olan konuşmaları izleyebildim. Öğleden sonra işim olduğu için çıkmak zorundaydım.

Öğle saatine kadar yapılan konuşmaların önemli cümleleri Twitter’dan paylaşıldığı için ayrıca yazmayacağım. Onun yerine gözüme çarpan bazı noktaların üzerinde duracağım.

😛

Sevgili sponsorlar, stand açanlar, ve daha sonra konuşacak olanlar (ve hepinizin arkadaşları, tanıdıkları, ekipleri, çalışanları, ve diğer ilgili kişiler…)

İlgi çekmek sizin hakkınız. Bunca emek ve/veya masraf yaptınız. Sayenizde bu zirve oluşturuldu. Karşılığını da almalısınız. Sizi can-ı gönülden destekliyorum.

Aynı zamanda sizden bir şey daha rica ediyorum. Ne zaman, hangi konuda, kim tarafından, nasıl bir içerikle twit atacağınızı da önceden çalışın.

….’nın sunumuna dakikalar kaldı
…. az sonra sahnede
…. koridorda sizleri bekliyor
….’nın sürprizleri var

gibi birkaç dakika önce hazırlandığı belli olan twitler atmayın. Gerçek zamanlı olmak bu değil.

Hele ki konuşmacıların ekipleri… Az sonra ne söyleneceğini biliyorsunuz (en azından bilmelisiniz.) Öncesinden twitlerinizi hazırlayın. Daha cümle ağızdan çıkarken gönderin. Böylece konuşmaları da – kısmen – yönlendirebilirsiniz.

TV’deki dizi filmlerde bile yapıyorlar. Siz daha hazırlıklı olmalısınız.

Ne de olsa iletişim, bütünleşik pazarlamanın bir parçasıdır. Emeklerinizin karşılığını almak için biraz daha zaman ayırın – ki masrafınıza değsin.

🙂

Pazarlama Zirvesi’nden en geç 2 – 3 gün sonra, sanal medyadan derlenmiş bir özet görmeyi umuyorum. Konuşmacılara ve konuşma içindeki (kronolojik) sıraya göre, kimin hangi cümleleri daha fazla twit edilmiş gibi bir bildirim, hem özeti verir hem de üzerinde durulan cümleleri, kavramları gösterir.

Bu çalışma bir de konu ağları ile süslenirse. Tadına doyum olmaz.

🙂

Konuşmacılara göre incelemenin yanında, twit atanlara göre de analiz yapılırsa, Pazarlama Zirvesi etkinliğini en iyi tanıtan kişi bulunur. Gelecek seneki Pazarlama Zirvesi’nde o kişiye özel içerik sağlanabilir, davetiye verilebilir, konuşmacılarla görüşme yapabilir. Böylece tanıtımda daha fazla kullanılabilir.

Yurt dışında kullanılan bu yöntem, dikey blogların içeriğini güçlendirecek ve ilgili blogger’ları da kendi konularında daha fazla araştırmaya itecektir. Sonuçta içeriğin kalitesi artar ve bundan herkes yararlanır.

🙂

İlk yarım gün için yazacaklarım bu kadar. Umarım yarın görüşürüz.

😉

 

 

02 Ekim 2010 Cumartesi

Sponsorluk bir yatırımdır

2008 krizi sonrasında Türkiye’de ve dünyada çok sayıda şirket el değiştirdi. Geçmişte olay mahallinde bulundum. Bu değişim sırasında şirketin fiyatı belirlenir. Yaptığı yatırımların gelecekte ne kadar verim sağlayacağı ve ne kadar yükümlülük altına soktuğu da mercek altına alınır.

😉

El değiştiren şirketlerin bir kısmı spor kulüplerine veya etkinliklerine (kupalara, turnuvalara, liglere, milli takımlara, vb…) sponsor olmuşlardı.

Şirkete değer biçenler, bu sponsorluk sözleşmeleri bir değer mi, maliyet mi yaratıyor diye inceler. Buna göre şirketinizin fiyatı düşer veya artar. Anlamsız bir sponsorluk sözleşmesinin getirdiği yükümlülükler yüzünden ciddi değer kayıpları olabilir.

😉

Sponsor arayanlar, bu unsuru gözardı etmemeli. Yatırımcıya sağlanacak faydaları öne çıkarmalı. “Zaten milyonlarca liralık reklam yapıyorsunuz. Atıverin şuraya da 3 – 5 kuruş…” ile sponsor aranmaz.

“Herkese var da bana yok mu?” şarkısını dinleyen bile kalmadı.

😛

Şarkı bulamadık. Eskilerden bir yazı: Sponsorluk arayanlara gelsin.

😀