"Starbucks" etiketli yazılar:

13 Şubat 2019 Çarşamba

Çin’de WeWork ve Starbucks Rekabeti

Paylaşımlı çalışma alanı konusunun dev kurumu WeWork, Starbucks‘ın modelini tersine çevirmiş.

🙂

WeWork Go adındaki program, dakika üzerinden masa kiralaması yapıyor. Starbucks’ın “Kahveni satın al ve bedavaya istediğin süre boyunca oturma alanı kullan” yerine “Dakika bazında oturma alanı kirala ve kahveni bedava al” uygulaması getirmiş.

Bu fikrin arkasında birçok ders var.

Çin’de, çalışılamayacak kadar kalabalık olan Starbucks’ların yerine daha iyi bir seçenek sunuyor.

Bir kahve parası öderim, saatlerce otururum” diyenleri Starbucks’a bırakıyor; “Çalışırken kahvemi içerim” diyen ve masa işgal etmeyi değil, çalışma ortamı bulmayı amaçlayanları kendine çekiyor.

  • Kendimi düşündüğümde, çoğunlukla “45 dakikam var. Şurada hem kahve içer, hem de çalışırım” dediğimi farkettim. Benim gibilerin işine gelebilecek bir uygulama…

Kapıdaki QR kodu okutunca, boş masa olup olmadığı ve hangi masanın ne zaman boşalacağını da öğreniyorsunuz. Hemen rezervasyon yapabilirsiniz.

😉

Starbucks’ın temel değer önermesinin müşteriler tarafından abartılı kullanımı, rakip için fırsat yaratmış. Teknoloji sayesinde farklı ihtiyacı olanları kendisine çekecek uygulamayı hayata geçirmiş.

Bu, basit teknolojiyle harmanlanmış  yeni yaklaşımları keyifle izliyorum.

😀

25 Eylül 2017 Pazartesi

Müşteri Şekillendirir

Birkaç gün önce Facebook’ta Özge Doğan’ın bir iletisini gördüm.

Altına yorumumu yazdım “Çok mağazalı kurumlarda, kurum kimliğini zorlasalar bile müşteri kitlesi çalışanların kişiliğini şekillendiriyor. Birkaç tane örnek biliyorum.

Bu vesileyle, bahsettiğim örnekleri yazayım.

🙁

Akaryakıt dağıtım şirketleri (Shell, BP, Petrol Ofisi, Opet, vb.) en iyi okullardan başarılı mezunları işe alırlar. Bu gençleri 3 – 5 ay eğitirler. Sonra 7 – 8 bayiden sorumlu Bölge Müdürü olarak görev yerine gönderirler.

Kişilikleri, gittikleri yerdeki bayilere göre şekillenir. Bayiler eğer basiretli iş adamlarıysa pek sorun olmaz. Eğer akaryakıt istasyonlarının sahipleri aşiret veya karapara bağlantılı kişilerse… bu gençler onların davranış biçimlerini, bakış açılarını, söylemlerini kopyalamaya başlarlar. İyi eğitim almış pırıl pırıl adam gider, kabadayı üslubu olan maço erkek ortaya çıkar.

İyi okulların başarılı mezunları, TV dizilerindeki şahsiyetlere dönüşürler.

🙁

Kafe zincirleri, işe aldıkları elemanları zorlu bir eğitimden geçirirler. Kahvenin geçmişi ve pişirilme yöntemleri konusunda uzman düzeyine ulaştırırlar.

Kafe zincirlerinden birinin Bebek mağazasında oturuyordum. Eleman, bir plastik salata kabına su koydu. Hemen kapının dışına, yaz günü dili dışarıda gezen köpeklerin içebileceği bir yere yerleştirdi.

Çok hoşuma giden bu durumu kurumda çalışan arkadaşlarımla paylaştım. Onlar bu davranışın “mağazaya özel” olduğunu anlattılar.  Müşteriler de benzer şekilde davrandığı (bir salata kabına su doldurup kaldırıma koyduğu) için, çalışanlar kopyalıyorlarmış. Aynı kurumun taşra mağazalarında çalışanların, bilgi olarak diğerleriyle farkları olmasa bile, davranış açısından hiç de böyle değillermiş.

😉

Kurumların “anlı şanlı” IK’cılarına iş düşüyor. Siz onların bilgilerini arttırıyorsunuz ama – maalesef – davranışlarını müşterinin şekillendirmesine izin veriyorsunuz.

Kurum kimliğiniz en iyi örnekle değil, müşterinin şekillendirdiği en kötü örnekle anılmaya başlıyor.

Maalesef.

🙁

06 Ağustos 2017 Pazar

Teşekkür ve Gurur

Dün Linkedin adımın geçtiği bir yazıyı bildirdi.

Okuyunca çok sevindim.

Özlem Katırcıoğlu ile, Starbucks’ın “sadakat ve mobil ödeme projesi” sırasında tanışmıştık. Her geçen gün kullanıcısı artan bu projenin kavramsal tasarımından, hayata geçirilmesine kadar her aşamasında kendisinin gayreti vardır.

Şimdi çalıştığı Samsung’da da başarılarını devam ettiriyor.

😀

Bir projeyi benim için keyifli kılan şey,  paydaşların heyecan ve özveriyle temel kavramları savunması ve projenin hayata geçmesi için ellerinden gelen tüm çabayı sarf etmeleridir. Özlem Katırcıoğlu ile çalışırken, o özveriyi ve her gün daha ileri gitmesi için ne kadar çabaladığını bizzat görmüştüm.

Şimdiki projesini Linkedin’de duyururken benden bahsetmesine çok sevindim. Ayrıca, zaten sağlam temelleri olan Özlem’in bilgi birikimine küçük katkılarım için de çok gururlandım.

Büyük tevazu ile “taleben olmak is hayatındaki en büyük şansımdı” demiş. Çalışma arkadaşım olması, benim için çok büyük bir şanstı.

Teşekkür ediyorum Özlem. Kuşkum yok, yine de başarılı projeler diliyorum.

😀