Rekabet yaratmak
2 yıl kadar önceydi. Bir grup genç girişimci, yeni hayata geçirdikleri projeyi bana anlattılar.
4 yıl önce ilk e-Tohum kafe toplantılarından birinde dinlediğim, daha sonraki süreçte önce çabasına sonra da başarısına şahit olduğum bir girişim ile birbirini tamamlıyordu. İşbirliğinden her ikisi de çok yararlanabilirdi. Hemen onu önerdim.
İsmini duyar duymaz gençlerin yüzü asıldı. Anlatılar.
Onlar da benim gibi düşünmüşler. Gidip konuşmuşlar. Bizimkileri bir süre oyalamış. Sonra kendisi bir rakip oluşum çıkarmış. “Bunu da sürdüremedi, yeni girişimini kapattı. Ama hem zaman geçirterek, hem de müşteri adaylarını yanlış yönlendirerek bize büyük zarar verdi” dediler.
Giderek daha fazla duyuyorum, işbirliği yerine rekabeti seçen internet girişimcilerini
* * *
Nicedir bilişim döneminde değişmesi gereken düşünce yapısını ve Türkiye’deki durumu sorguluyorum [1] , [2] , [3] , [4] , [5] , [6] , [7] .
İnternet girişimcisinin bile “rekabet yaratmaktansa işbirliği yarat” yerine “kazanan her şeyi alır” mantığında olduğu bir ülkede, bilişim dönemine uygun düşünce yapısı gelişir mi?
Eski bir yazımın son cümlelerini tekrarlayacağım.
Internet doğumlu olmak veya interneti kullanmak, sizi ne global vatandaş yapar, ne de bilişim dönemi insanı… Ya sanayi döneminin uyanık türevi olarak yaşarsınız, ya da farkı kendiniz yaratırsınız.
Sorgulama notlarım