"tuvalet" etiketli yazılar:

27 Haziran 2017 Salı

Dijital Dönüşüm ve Tuvalet

Geçenlerde bir gazetenin iş dünyası ekinde Dijital Dönüşüm konusuna rast geldim. Sayfanın her kelimesini dikkatle okudum.

Kendisiyle röportaj yapılanların hemen hepsi, dijital dönüşümden değil “iş süreçlerini dijitalleştirmekten” bahsetmiş. (Konuşmacı olduğum bir etkinlikte, benden önceki konuşmacıların yine aynı şekilde ele aldığını da görmüştüm.)

Kısa ve bilindik bir örnekle dijitalleşme ile dijital dönüşüm arasındaki farkı anlatmak isterim. (Bu dönemin Dijital Dönüşüm dersinin final sorularından biri “Dijitalleşme ile Dijital Dönüşüm arasındaki farkı bir örnekle anlatın” idi.)

😉

Tuvalete girince siz elektrik düğmesine dokunmadan ışık yanıyor. Bu dijitalleşmedir.

Kadınlar eğer “tuvalette sı.ıyor muyuz, ışık yansın diye “haydi eller havaya” mı yapıyoruz belli değildiye tweet atıyorsa, bunun nedeni dijitalleşmedir.

Zayıflamak için sürekli su tükettiğiniz için tuvalette çok zaman geçirdiğinizde ışık sönüyorsa, ve siz o durumda el kol sallayamayıp ilgili kişiyi aklınızdan geçiriyorsanız, bunun nedeni de dijitalleşmedir.

Teknoloji kullanılarak daha az elektrik tüketimi amaçlanmıştır.

😉

Dijital dönüşüm teknoloji değil müşteriyle başlar.

O tuvaleti kullananlar kadınlar ise, sadece ne kadar zaman geçirdiklerini değil hangi konulara hassas olduklarını da incelemek gerekir.

Kadınlar, tuvaletteyken bazı seslerin başkaları tarafından duyulmasından çok rahatsız oldukları için, sürekli sifonu çekiyorlar. Sifonun gürültüsü sayesinde kendilerinin çıkardıkları sesler duyulmuyor.

Kadınların boyu erkeklerden daha kısa. Kağıt havlu veren makineyi erkek boyuna göre astıkları için şikayet ediyorlar.

Işıkların yanma süresini, kağıt havlu makinelerini ve tuvaletteki müziği kadınlara göre ayarlamışsanız, dijital dönüşüme (küçük de olsa) bir adım yaklaşmışsınız. En azından düşünce biçimi açısından…

😉

Tekrarlıyorum. Dijital dönüşüm teknoloji değil müşteriyle başlar. Süreçleri, müşteriye mükemmel bir deneyim yaşatacak şekilde düzenlemektir.

Teknoloji sadece mükemmel deneyim için bir araçtır.

😛

28 Mart 2017 Salı

Deneyim… Tuvalette bile…

Müşteri odaklı bir şirket olmak için verilerin yetersiz olduğunu, müşteri ve/veya kullanıcı deneyimine dikkat etmek gerektiğini danışmanlık ve eğitim seanslarında sıkça söylerim.

Kullanıcı deneyimi hayatın her yerinde önemlidir.

Bakın…

Bu tuvalette, dışarıda bekleyen sırası uzasa da hemen hiç bir zaman iki pisuar birden kullanılmıyor. Birbirlerine arkalarını dönseler, öndeki cephesini kapıya dönmüş oluyor. Giren kişiye görünür tercih etmiyor.

Yukarıdaki resimleri zaten sosyal mecralarda defalarca görmüşsünüzdür. Muhtemelen mimarın (veya ustanın) aklına gülmüşsünüzdür.

Geçmişte, tuvalet konusunda
[1] isimlendirme
[2] işe akıl katmak
konulu yazılar yayınlamıştım.

Hayatın her yerinde müşteri deneyiminin önemli olduğunu bu örneklerle anlatıyorum.

😉

Örnekler teknoloji sayesinde oldukça zenginledi.

Tuvaletlerin ışığını ayarlayan kişiler konusunda çok sayıda “kulak çınlatma” okuyorum.

Bir de yeğenimin “serzenişi” vardı.

Işığın yanma süresini o kadar kısa tutmuşlar ki
s.çıyor muyuz, “haydi eller havaya” mı yapıyoruz,
belli değil.

Tuvaletlerin sensorlarını çoğunlukla erkek teknisyenler ayarlıyor. Kadın tuvaletlerini de yine kendilerine göre ayarladıklarından (akıl da yanlarında [2] olmayınca) bu gibi şikayetler artıyor.

Maskeleme aracı olarak sifon kısmını Serdar Kuzuloğlu yazmıştı. özellikle kadın tuvaletlerinde gürültülü müzik yayını, su tüketimini ciddi oranda azaltıyormuş.

😉

Bir de tuvalet davranışlarını yönlendiren uygulamalar var. (Umarım uygulama deyince aklınıza “mobil app” gelmemiştir 😛 )

Aşağıdaki resim, uluslararası futbol turnuvası olan bir şehirde çekildi.

Bunun sinek resimli olanını erkeklerin çoğu görmüştür. Basketbol turnuvası olan şehirde, basket potası versiyonu da vardı.

İşin deneyimle ilgili kısmı şu: Erkekler, bir hedef görünce doğrudan onu vurmaya odaklanıyorlar. Böylece sağla, solla ilgilenmiyorlar ve etrafa saçmadan işlerini bitiriyorlar. Temizlik giderlerinde tasarruf yapılıyor.

😉

Oldukça eğitimli bir düzeyin katıldığı konferansın arasında tuvalete gitmiştim. Sırada benden önceki arkadaş kabine girdi, Ancak küçük çişini yapacak kadar zaman sonra çıktı. Sonra girdim. Klozetin oturağını kaldırmadan işini görmüş.

Elini sürmesen bile bir ayak hareketiyle kaldırabilirsin. Bulduğundan daha pis bir şekilde bırakmak konusunda çaba sarfetmemelisin. Benden önce giren (ki yıllardır tanırım) gözümde epey derece kaybetti.

🙁

Biz yine deneyim her yerde önemlidir kısmına dönelim. Bu vesileyle (2 eski yazıyı hatırlatarak) tekrarlayayım:

.