"veri koruma" etiketli yazılar:

24 Mart 2020 Salı

Blockchain ve CRM

Kripto paraların kurumsal tarafını ele alan BTC Haber‘den sayın Kerem Fındık, “blockchain ve CRM ilişkisi” konusunda iki soru yöneltti. Bu sorulara yanıtlarım şöyle. (Yazı içindeki bağlantıları sonradan ekledim 😉 )

Blockchain, CRM’i nasıl değiştirecek?

Blockchain’ın CRM’i nasıl değiştireceğini düşünürken, “Nedir CRM?” sorusunu kendimize sormalıyız. Olur olmaz mesajlar göndermek, bir kere kurumla temas edildiğinde bıktırana kadar karşısına çıkmak gibi algılanıyorsa… blockchain ile işleri zorlaşacak.

KVKK ve GDPR gündeme geldiğinde de “KVKK çıktı, CRM öldü” diyenler vardı. Bunlar, bir şekilde ele geçirdikleri e-posta adresleri veya telefon numaraları sayesinde, hiç ilgilenmediğimiz mesajları sürekli gönderen kurumlardı. Anlamsız ve tutarsız mesajları göndermeyi CRM zannettikleri için, her konferansta “KVKK çıktı, CRM öldü” diyorlardı.

CRM’i gerçek anlamıyla uygulayanlar için bir şey değişmemişti. Şimdi, blockchain için de aynı şekilde düşünmeliyiz. Bence CRM’i “doğru müşteriye, doğru zamanda, doğru teklifi sunmak” diye tanımlayabiliriz. Kurallar ve mecralar değişir ama ilkeler değişmez. Bu şekilde baktığımızda, blockchain nedeniyle CRM tanımında ve yaklaşımında değişen bir şey olmuyor. Sadece teknoloji yatırımı açısından, elbette yeni bir maliyet kalemi doğuyor.

CRM’i layıkıyla uygulamak isteyenler için işlemlerin ve bilgilerin doğruluğunun garanti olması, dolandırıcılık girişimlerini azaltacaktır. Sadece müşterinin izin verdiği ölçüde veriye sahip olunması (ilk başta zorluk gibi görünse de) zaten CRM’in felsefesi içindeki bir sınırdır.

İlk başta bazı demografik özelliklerini bilmeseniz bile (ki muhtemelen elinizdeki verilerden yaşadığı yeri, evli olup olmadığı, çocuk sahipliği, araba sahipliği, vb. konuları zaten çıkartabilirsiniz) doğru teklifler sunduğunuz zaman, kendi hayatını kolaylaştırmak için size daha çok veri açıklamayı gönüllü olarak kabul edecektir.

Konuyla ilgili Türkiye ve dünyadan çıkmış örnekler var mı?

Bildiğim kadarıyla Türkiye ve dünyada, blockchain nedeniyle önemli farklılık yaratan bir örnek yok. Sadece yurt dışında, müşteri geri bildirimleri konusunda blockchain ile çalışan 2 ayrı girişim olduğunu okudum.

Bu girişimler, kurumunuz hakkında geri bildirim yapanların gerçek müşteri olmasını garanti ediyorlar. Böylece, rakiplerinizin kötülemesi veya çalışanlarınızın abartılı olumlu yorumları sayesinde gerçekte olduğunuzdan daha iyi zannetmeniz engelleniyor.

Bu yaklaşımla baktığınızda, blockchain, CRM’i engellemiyor, aksine işimizi kolaylaştırıyor.

🙂

Röportaj “Blockchain’in getirdiği güven CRM’i nasıl etkileyecek?” diye yayınlandı. Yazıda, blockchain ile her ürünün menşe şahadetnamesi olması ve “ürünün takip edilmesinin müşterinin güvenini arttırması” konusunda katkılarla birlikte ele alınması çok yerinde.

Blockchain ile sadece izinli verilerin kullanılabileceği bir CRM ortamı olması, hepimizin hayatını güzelleştirir.

.

21 Eylül 2017 Perşembe

The Circle – Çember

Tom Hanks ve Emma Watson’un başrollerde oynadığı The Circle isimli filmi seyrettim. (Daha önceden seyretmiş olanlar varsa, “Neden daha önce haber vermediniz?” diyeceğim)

The Circle Poster

Şurada filmin fragmanlarını seyredebilirsiniz.

Film eleştirmeni olmadığım için senaryo, prodüksiyon, uyarlama, artist seçimi, mekan seçimi, ışıklandırma, ses kalitesi, görüntü kalitesi, kamera açıları, vb. konularına hiç girmeyeceğim. Beni ilgilendiren filmin konusu…

The Circle (Çember) etkileyici bir hikâye üzerinden bir veri şirketinin büyümesini ve güçlenmesini anlatıyor.

Big data, sosyal medya verileri, sosyal CRM, sosyal medyanın etkileri, veri anlamlandırma, veri modelleme, istatistiksel analiz, veri madenciliği, bilgi güvenliği, veri depolama ve işleme konularıyla ilgiliyseniz, mutlaka seyredin.

Yalın bir hikâye de değil. Şirketlerin güçlenmesi ve toplumu yönlendirerek politikayı etkilemesi gibi birçok yan konu da eklenmiş.

Seyredin ve sonrasında tartışalım.

GICIK NOTLAR:

  • 2011’den beri verinin gidebileceği noktaları vurgulamaya çalışıyorum. O dönemlerde bana “3 satır kodlama bilmezsin, bu konularda ahkam kesme” diyen bazı IT’cilerin bugünlerde çeşitli uyarılarını okuyorum da… “Günaydıııın” veya “Hoşgeldiniiiiz” diyesim var.
  • İsterseniz şu eski yazılara bir göz atın:
    Sosyal Medya Quo Vadis
    Kimin Seçimi
    Çayıra Salamazsın

😉

31 Ocak 2017 Salı

Veri Gizliliği ve Teklif Cazibesi

Son 2 hafta içinde, gerek eğitimlerde gerekse danışmanlık yaptığım yerlerde veri gizliliği veya izinli pazarlama hakkında çok sayıda soruyu yanıtladım.

Genellikle “akademik şapkamla yanıtlarsam …” ve “bir de iş hayatındaki deneyimlerime göre yanıtlarsam …” diye iki ayrı yanıt veririm.

Bugün, “iş hayatındaki deneyimlerime uygun” bir yazı okudum. Tercümesini aşağıda ilginize sunuyorum:

rusvet-3

Yeni araştırmalara göre, dünya çapındaki tüketiciler, net bir değer aktarımı görebiliyorsa kişisel verileri paylaşmaya isteksiz değil istekliler, ancak çoğu hâlâ ikircikli.

Araştırma şirketi GfK, 17 ülkede 22.000 kişiye, “Kişisel verilerimi (sağlık, finansal, sürüş kayıtları, enerji kullanımı vb.) düşük maliyetler veya kişiselleştirilmiş hizmet gibi fayda ve ödüller karşılığında paylaşmaya hazırım” cümlesini “1 = hiç katılmıyorum” ve “7 = tamamen katılıyorum” anlamına geldiği bir ölçek kullanarak sordu.

İnternet kullanıcılarının dörtte birinden fazlası (%27) kişisel verilerini fayda karşılığı olarak paylaşmaya istekli olduklarını belirten 6 veya 7 puanlayarak kabul ettiğini; ancak  % 19’luk bir kesim (% 1 veya 2 puan vererek) verilerini paylaşmaya isteksiz olduklarını bildirdi .

Erkekler ve kadınlar eşit oranda (her biri % 27) verilerini karlı teklifler karşılığında paylaşmaya istekli davrandılar, oysa erkeklerden daha fazla kadın (% 21’e karşı % 18) kendilerini paylaşamaya isteksiz olarak sınıflandırdı.

Elbette, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, daha genç tüketiciler veri paylaşma fikrine daha açıktı. Yirmili ve otuzlu yaşlarındaki insanlar verilerini paylaşmaya (% 33 ve % 34) kesinlikle istekli olduklarını söylerken onları 15-19 yaş grubu (% 28 ile) takip etti.

Coğrafik olarak, Çin’deki kişilerin kişisel verileri paylaşmaya en hazır olduğunu, çevrimiçi nüfusun % 38’inin bunu yapmaya istekli olduğunu ve sadece % 8’inin isteksiz olduğunu buldular. Ortalama gönüllülük düzeyinin üzerinde olan diğer ülkeler Meksika (% 30), Rusya (% 29) ve İtalya (% 28) idi.

Ölçeğin diğer ucunda, verilerini paylaşmaya en yüksek seviyede karşı olan insanların olduğu beş ülke Almanya (% 40), Fransa (% 37), Brezilya (% 34), Kanada (% 31) ve Hollanda (% 30) var.

Araştırmanın yayınlanması, ilginç bir tesadüfle geçtiğimiz hafta Twitter’ın San Francisco ofisinde gerçekleşen Ulusal Siber Güvenlik İttifakı tarafından organize edilen ABD’deki Data Privacy Day (Veri Gizliliği Günü) ile çakıştı.

Cnet, katıllımcıların gelecekte işletmelerin tüketici gizliliğini nasıl ele alacağı konusunda iyimser olduklarını bildirdi.

Mozilla’nın İdari ve Hukuki İşler Sorumlusu Denelle Dixon-Thayer, gelecekte tüketicilerin tüm verilerini bir sosyal ağdan veya bir reklam ağından kaldırıp, daha hoşlarına giden bir başkasına vereceklerini öne sürdü. “Herkes bundan yine de kazanç sağlayabilir” diye ekledi.

😉

Özetleyeyim… Havuç iyi olursa verilerinin paylaşımına olumlu bakıyorlar.

🙂