Amir ve sen
Amir,
– herkesin geç saatlere kadar çalıştığı bir ortamda, saat 18.00’de çıkman için çaba sarfedecek (Buraya onlarca “like” 🙂 ),
– aynı katta 3 – 4 metre mesafede oturanlardan %20 daha fazla maaş almanı sağlayacak (Buraya da “like” 🙂 ),
– kurumu zarara sokan bir hata yaptığında kelleni vermemek için direnecek (Buraya da “like” yağdıralım) …
Ama sen,
– yetkini kullanacaksın ama sorumluluklarını üstlenmeyeceksin (Ha yaşa yahu. Klavyenden bal damlıyor valla… 😀 )
– performans göstermeyeceksin (Bi dakika… Konu neden buraya geldi. İyi gidiyorduk… 🙁 )
– potansiyelin varmış, amirin seni iyi değerlendirmemiş, zaten “seni kimse anlamıyormuş”… bahaneler ileri süreceksin. (Kötü gidiş… Bakalım ne çıkacak?)
– uyarıları ciddiye almayacak bildiğini okuyacaksın (Gerginlik var galiba… 🙁 )
– kırmızı kartı görünce de amirini suçlayacaksın. (Ama… Bekleyin… Açıklayabilirim… )
😉
Bunları niye yazdım.
Henüz 5 adam bile yönetmemiş gençler, yönetim yazıları yazıyor. Alkış tutanlar da, çoğunlukla kimseyi yönetmemiş diğer genç arkadaşlar. Doğru olmasa da popüler söylemler sosyal mecralarda çok işe yarıyor.
😉
Lakin… Yaşam boyu mutsuzlukların ana kaynağı, çevreyi ve kendini doğru değerlendirmemektir.
Başkasına vereceği zararlardan geçtim. Feedback almayan kendine kötülük eder. Bunu kendinize yapmayın.
😉