Başarı öncesi
Profesyonel iş hayatımda, benim dışımdaki başarı nedenlerini irdelemeye çalıştım.
😛
Başarımın tamamen amirime bağlı olduğunu anladım.
Bana güvenildiğinde, yeterli saha verildiğinde, projelerim desteklendiğinde ekibimi kendi şirketim gibi yönetiyordum. Her seferinde başarılı oluyordu.
Bağlı olduğum kişi beni gereksiz sürtüşmelerden uzak tuttuğunda, işime odaklanmama izin verildiğinde şirkete milyonlarca dolar kazandıran işler, yenilikler ortaya çıkıyordu.
diye yazdım.
😀
İyi de o AMİR…
Herkese güven duymalı mı? Herkesin içinde bir cevher olup olmadığını anlamaya çalışmalı mı? Onun bu kadar zamanı var mı?
Hepsinin yanıtı OLUMSUZ. İşimize gelince ışık hızı (internet) derken, zorlanınca “bir fırsat daha” istenmesi çelişki yaratıyor. Kimsenin para, zaman, insan, işyeri, vb… kaynakları herkese bu şansları verecek kadar kısıtsız değil.
😉
Sizin kendinizi göstermeniz gerek. Önce maaş veya unvan diye tutturup, sonra da “patron bana yeterince fırsat vermedi” demeyin.
“Ben şansımı yanlış kullandım” deyin.
😀
Etiketler: maaş, patron, profesyonellik, ünvan
Kategori: İş hayatı, yaşamın içinden
28 Temmuz 2010
8:36 am
Çalışma hayatına yeni başlayacak arkadaşlar için küçük bir ekleme: Gördüğüm kadarıyla şansı doğru kullanmanın en iyi yolu bir start-up’da, yani yükselen bir sektörde yeni kurulmuş bir şirkette çalışmaktır.
28 Temmuz 2010
10:47 am
Ben de sürekli eksikliğini kabul etmeyip ama ile başlayıp hep hatayı ekip arkadaşlarına atmaya çalışan arkadaşları anlayamıyorum. Kendi eksiğini görmeden kendisini nasıl geliştirebilecek aslında en büyük kötülüğü yine kendisine yapıyor.
28 Temmuz 2010
10:35 pm
Uğur Bey ,
İnsanlar aslında işlerini bırakmıyorlar, liderlerini terkediyorlar. Takdir & motivasyon & samimi değer görmek ve desteklenmek harikalar yaratıyor.
Yine çok guzel bir noktadan yakalamisiniz.