Bence 2011 – Kitaplar
Bu sene az kitap okudum, çok kitap verdim.
😉
Gençliğimde çok sıkı bir okuyucuydum. İş hayatında ilerlediğim yıllarda, tatillerde bile işimle ilgili konulara odaklanmaya başladım. Kredi kartı ve ödeme sistemleri konusunda Türkçe ve İngilizce yayınlanan ve ulaşabildiğim her şeyi okumaya çalıştım. Başka konuda okumak, işten çalmak gibi gelmeye başlamıştı. (Ne derin kompleks, değil mi?)
Profesyonel hayatı bıraktıktan sonra biraz afalladım. Neyse ki sosyal medya ortaya çıktı ve bana okunacak yeni konular sağladı. Bu sene, iş odaklı okumayı azaltmaya karar verdim. Bir anda da olmuyor.
Zappos’un hikayesini anlatan Delivering Happiness’ı okudum. Bir kısmı okuldaöğrettiklerime taban tabana zıt idi. Ama kitabı herkese tavsiye ediyorum.
Tanol Türkoğlu’nun Dijital Kültür kitabını çok beğendim. Bilgi’li olmak ile bilgiç olmak arasındaki çizgiyi anlatmış. Mutlaka okunmalı. (Okumak yetmez, kendimizi irdeleyerek anlamaya da çalışmalıyız.)
Ali Emre’nin Management by Öylesine kitabı işten diğer konulara kısmen geçiş sağladı. Orada anlatılan klasik yöneticide, kendimin bazı yönlerini de gördüm. Artık kendimi düzeltemeyeceğim, profesyonel yaşama dönmeyi düşünmüyorum da… Ama ücretli çalışan ve yöneticilik yolunda olanlara çok tavsiye ederim.
Yekta Kopan’ın Bir de baktım, yoksun bende bir sürü soru bıraktı. Babamla değil, kendimle hesaplaştım. Çocuklarıma bırakacak bazı notları tutmaya başladım.
Robert Townsend’in “Up the Organisation”ın Türkçesi olan “İş Bilenin, Para Kazananın” yıllar sonra tekrar elime geçti. Reklam camiasında herkesin bildiği AVIS’in “We try harder” reklamı, Robert Townsend’in AVIS’in CEO’su olduğu döneme aittir. Bir cümlesini daha önce yazmıştım. Sahaflarda bulursanız, yöneticilik yolunda ilerleyen herkesin okuması gerekir. (Bu aralarda biri yeniden basarsa, şahane olur.)
🙂
Vee… Çok kitabı arkadaşlara, eşe, dosta verdim.
Çocukluğumdan kalma koleksiyonculuğum var. Hiç bir şeyi atamam. Devamlı biriktiririm. 45 yıldan beri kibrit kutusu, 35 yıldan beri minyatür içki şişesi, ilk gün zarfı (ve bunların yanında bir sürü başka şeyleri) biriktiriyorum. Yıllardan beri kitap da biriktirdim. Yüzlercesini satın aldım. Unvan artıp da omuzda yıldızlar çoğaldıktan sonra, birçok değerli ve ebatlı kitap da hediye edilmişti. Hepsi evde duruyordu.
Artık bunların hepsini okuyamayacağımı (biraz geç oldu ama…) anladım. Değerini bilecek, keyifle okuyacak arkadaşlara hediye ediyorum. Önümüzdeki sene içinde de çok sayıda kitap yeni sahiplerine kavuşacak.
Oralarda daha faydalı olacaklarını umuyorum.
🙂
Bugünlerde Umberto Eco’nun “Genç Bir Romancının İtirafları” adlı kitabına başladım. Sevgili Haluk Mesçi ağabey tavsiye etmişti.
Yetmişyedi yaşındaki Umberto Eco’nun neden kendisini “genç bir romancı” diye nitelediğini ilk sayfada okuyunca… Bu kitabı okumalıyım dedim.
Bitirince bahsederim.
😀
Etiketler: kitap, koleksiyon, Robert Townsend
Kategori: yaşamın içinden
5 Haziran 2014
6:08 am
Mutlaka okunması gereken “Up the Organization” adlı kitabından birkaç kere bahsetmiştim.
20 Ocak 2015
9:58 pm
Daha önce buna benzer bir kitabı uğur özmen aldırmıştı. (iş bilenin para kazananın) Ona da teşekkür ederim.