5 Nisan 2009 Pazar

Bu şehrin insanları

Yüzyılların öyküsüdür.

Çoban, şehre 10 dakika mesafede koyunları yaymış. Oradan geçen bir yolcu sormuş:

– Ey çoban, bu şehirde yaşayanlar nasıl kişilerdir.

– Senin geldiğin şehirde yaşayanlar nasıl kişilerdi?

– Geldiğim şehirdekiler yalancı, düzenbaz, iki yüzlü, saplantılı, kıskanç, suçlayıcı, ahlaksız, satılmış, kötü niyetli insanlardı…

– Bu şehirdekiler de aynen öyle…

🙁

Aradan biraz zaman geçmiş… Başka bir yolcu sormuş çobana:

– Ey çoban, bu şehirde nasıl insanlar yaşar?

– Senin geldiğin şehirde nasıl insanlar vardı?

– Geldiğim yerdekiler hoş görülü, dost canlısı, düzgün, ahlaklı, akıllı, iyi niyetli insanlardı…

– Buradakiler de aynen öyle…

🙂

Anladınız değil mi?… Başkasını değil kendini sıfatlıyor yolcu… Gittiğiniz her yere aslında kendinizi götürürsünüz. Gerçek ortamlarda da, sanal ortamlarda da…

😛

Etiketler:

Kategori: yaşamın içinden

“Bu şehrin insanları” yazısına şu ana kadar yorum yapılmamış

  1. Üstadim;
    Ellerin dert görmesin, saygıyla eğiliyorum yazdıkların karşısında. Teşekkürler, yazdığın ve paylaştığın için.

  2. Çok güzel bir hikaye, sevdim. Paylaşım için teşekkürler.

  3. Bloglarında ve friendfeed’de başkaları için kimin ne söylediğine bakmak yeterli, kişiyi tanımak için.

    Öyküyü sevdiğiniz için teşekkürler

  4. Yaşım henüz genç sayılır. Daha önce bir kaç farklı işte değişik sektörlerde çalıştım. Gerçekten çok zeki insanlar var , yöneticiler, müdürler, satınalma, satış vs. hepsindende birşeyler aldığımı düşünüyorum. Son ayrıldığım şirketin sahibi bana: “senin güvenilirliğine ihtiyacımız var” anlamına gelen bir kaç cümle kulllanmıştı, ben ayrılmak istediğimi söylediğimde. Bende kendisine: “güven maalesef para etmiyor” demiştim amatörce koyduğum tavırla. Bu sözleri söylerken , şu anda patronumun o gün bana söylediği sözleri hatırlamamı engelleyen ve beni onun odasına o konuşmayı yapmak için iten bir çok görüntü geçiyordu gözlerimin önünden. O zeki insanlar her gün onlarca yalan için harcıyorlardı performanslarını ve bunu bir strateji ve beceri unsuru olarak görüyorlardı, hem müşteriye hemde firmalara karşı. Aslına bakarsanız bu durum oldukça geniş alanları kapsıyor. Ancak belirtmek istediğim şey bu insanların hepsi(bir kaçı hariç, haksızlık yapmayalım) yaşadığı ortamdan, şehirden, işinden, yemeklerden bir şekilde şikayetçiydi, yani ; geldiğim şehirdekilerin hepsi….
    Herneyse, teşekkürler Uğur bey . Güzel hikaye.

  5. Ebru Baranseli :
    6 Haziran 2009
    8:40 am

    çok sevdiğim bir sözdür öyküyle daha da güzel olmuş. elinize sağlık.

  6. Metin YILMAZ :
    7 Haziran 2009
    2:16 pm

    Sayın hocam gerçekten güzel bir yazı, insanoğlu aynaya baktığı zaman neyi görür kendini, her nasılsa Allah’tanda Çobana nasıl soru sorulursa soruyu soranlar kendini bir noktada anlatmışlar bence, Çobanda kibarcana gayet güzel bir cevaplayıvermiş sorularını?????????????????

  7. Bu öykünün Sosyal Mecralarda yansıması…

Yorum Yazın