Dinle genç SMU
Dinle genç SMU,
Sosyal mecralarda yapılan bir çalışmanın tartışmaları sırasında bana dokunma ihtiyacı hissetmişsin. Oysa konu benimle ilgili değil. Kurban Bayramı olunca aklına ben geldim galiba.
Neymiş: “Bir etkinlik hakkında yazdığında sertçe eleştirilmişsin. Sonra farketmişsin ki, ben onlarla kankaymışım.”
😉
Eleştirildin. Ama sertçe değil. “Katıldığın bir başka etkinlikte sana yapılan ile senin şimdi yaptığın arasında ne fark var” diye sormuştum. Aynı dönemde senin yürüttüğün bir çalışmayla benzerliğini de vurgulamıştım. (Yani yalan söylüyorsun. Yapma.)
😉
Dinle genç SMU,
Master tezinin taslağını verdin. Görüşlerimi sordun. Kendi yaptığın kampanyayı göklere çıkarmak, onun dışındaki hemen tüm kampanyaları yerin dibine batırmak için çaba sarfetmiştin. Destekleyici literatür ise, seninle birlikte etkinliğe katılanların yazılarıydı. Tezinde düzgün ve mantıklı bir sıralama (outline) bile yoktu.
Sana şunları söyledim:
- Dergi yazısı değil de akademik bir çalışma yapacaksan, başarı kriterlerini ortaya koymalısın. Kankalarının blog yazıları, akademik bir çalışma için referans değildir. Yıllar sonra bile önüne çıktığında gurur duyacağın bir çalışma olmalı. Bir gün ders vermeyi umuyorsan, tezin seni utandırmamalı.
Beğenilmeyince bozuldun. Bunlar da sert uyarılar mıydı?
Üstelik, görüşünü sorduğun adamın ardından “bir büyüğümüz (!)” dersen, kendinle çelişirsin. Yapma.
😉
Dinle genç SMU,
Senin deyiminle “Kankaymışım… Sonradan farketmişsin…”. Sonradan farketmedin. Zaten biliyordun. Ben hemen hepsiyle arkadaşlık ediyorum. Sosyal mecralarda çalışan hemen herkesi desteklemeye çaba sarfediyorum. Yapıcı eleştirilerimi de eksik etmiyorum. (Yani yalan söylüyorsun. Yapma.)
Juri üyelerinin birbirini ağırlaması haricinde verilen her ödülü kutluyorum. Bana “rakibin değil mi?” diye soruyorlar. Şaşırıyorum. Eleştiri ile saldırı arasındakini farkedemeyenleri izliyorum. Fırsat kollayıp rakiplerine saldıranlara da hayretle bakıyorum.
Birbirine rakip olduğu sanılan firmalarla projeler yapıyorum. Ama hiç proje yapmayacak olduklarımı da alkışlıyorum.
Bir etkinlik öncesinde bana sorulduğunda önerilerimi söylüyorum. Dinlemezlerse de bozulmuyorum. Yanılmışsam, öğreniyorum.
😀
Dinle genç SMU,
Senin “acemiye işi verdiler” diye eleştirdiğin (!?) o proje birkaç yerde “en başarılı etkinlik” seçildi. Üstelik seçimi yapanlar “kanka”lar değildi.
Acemi diye yazdığına utandın mı? Utanmadıysan, seni haklı kılan kavramları (varsa) “başarılı bulmuşlar ama, bence…” diyerek dile getirdin mi? Tezinde yaptığın gibi kişisel kanaat veya kanka görüşleriyle değil, akademik kabul görmüş ölçülerle fikrini savunabildin mi? (Aksi takdirde, senin yaptığına “çamur at, izi kalsın” deniyor. Yapma.)
🙂
Dinle genç SMU,
Yaşımın büyüklüğü beni büyük yapmaz. Herkesle arkadaş olmam da beni kanka yapmaz. Ama senin bu yalan söylemlerin ve çelişik davranışların seni küçük yapar. Giderek de küçülürsün.
Yapma.
😉
Etiketler: pazarlama, sosyal mecralar, uzmanlık
Kategori: yaşamın içinden