30 Mart 2010 Salı

Dinlediklerim – Bülent Eczacıbaşı – 4

24 Mart Çarşamba günü yapılan toplantının soru-yanıt kısmını sonra yazacağımı söylemiştim. İlk [1] ve [2] bölümünü yazdım.

Devam ediyorum.

😛

Bülent Eczacıbaşı “girişimcilik” konusunda kendisine sorulan bir soruya şu yanıtı verdi:

“Girişimci hesaplayarak risk alan insandır. Bir dönemin en bilinen girişimcileri… Vehbi Koç, Sakıp Sabancı… babamın yakın arkadaşıydılar. Hepsi bir girişimden önce uzun uzun hesap kitap yaparlardı.

Girişimcilik kumar değildir.”

Bülent Eczacıbaşı’yı dinleyen arkadaşımız Vuslat Çamkerten (ben girişimciliğe ait bölümü yazmadan önce, ilk yazıya) yorum bırakmıştı.

Profesyonel hayata henüz atılmamış veya uzaktan bakmaya devam eden çoğu insan, “Girişimcilik”in ikiz kardeşinin Risk oldugunu düşünür. Oysa, Bülent Bey’in de üstüne basarak anlattığı gibi, girişimcilik arkasında ince planları, detay ve programları taşır. Planlar, gölge gibi girişim’i takip ederler. Bülent Bey’in de dedigi gibi, bir kişi, çoğu zaman “varını yoğunu” ortaya koyarak, bir işe “kalkışıyorsa”, ardında mutlaka ince hesaplar ve bunlardan yola çıkan planlar ve öngörüler olmalıdır…Öyleyse, girişimcilik, Risk ile degil, Planlama ile anılmalıdır aslında…

Belki de bu millet, karısını-çocugunu bırakıp, tarlasını satıp Almanya’ya zengin olmaya giden, kötü ihtimalle oralarda telef olan ya da iyi ihtimalle Mercedes’le köyüne geri dönen çok insan gördügünden girişimciligi hep böyle yorumlar.

Girişimcilik körü körüne bir risk olabilir bizim gözümüzde…Doğaldır…:-)

Vuslat’a katılıyorum.  Ben de birkaç kez vurgulamışımdır.

😛

Bülent Eczacıbaşı ile sohbet üzerinde devam edelim.

İş hayatında hatalar konusunda…

“İş hayatında hatanın cezalandırılması, rekabetin yoğunluğuna bağlı. Türkiye’de de giderek rekabet artıyor. Dolayısıyla şirketlerin veya yöneticilerin hataları da cezalandırılıyor.”

😉

Patent hakları konusunda…

“İlerlemenin önemli etmenlerinden biri de patent hakkıdır. Bir ilaç bulmak için milyonlarca dolarlık araştırma yapılıyor. Bazen sonuç olumsuz oluyor. Bir şey bulunamıyor.

Eğer verimi korunmayacaksa, firma neden milyonlarca dolar yatırsın.

Yazılımlar için bir şey söyleyemem. Ama “patent korumanın olmadığı bir dünyada buluş için neden yatırım yapılsın” diye de düşünmek gerekir.”

😛

Geriye bir seferlik daha cümleler kalmış. İzlemeye devam edin.

😀

Etiketler: , , , , , , , ,

Kategori: İş hayatı, yaşamın içinden

“Dinlediklerim – Bülent Eczacıbaşı – 4” yazısına şu ana kadar 3 yorum yapılmış:

  1. Vuslat Çamkerten :
    31 Mart 2010
    9:38 pm

    Rekabet arttıkça, “ötekileri” gözlem, guard alma, özeleştiri, yeni teknik & method & savunma arayışları kızışıyor. Bu yolla, hem içe hem dışa bakış, yöntemleriniz yerli yerinde ve stratejiniz doğruysa ister istemez gelişmeyi saglıyor.
    Yeniyi ve daha iyiyi başaranlar, doğal olarak, geride kalanları diskalifiye etmiş oluyor. Aslında siz düşmeseniz, oldugunuz yerde duruyor olsanız da, bir adım ileri sıçramayı becerenler sizi arkalarında bırakmış oluyorlar.
    Rekabet sıkı mücadeleyi de beraberinde getiriyor. Şirketler ve yöneticileri sürekli aktif hatta proaktif olmalı, bu kadar hareketin ortasında geride kalmanın da cezası elbet agır ve çoğu zaman da apansız olacaktır.

    p.s : hocam, blog’uma link vermişsiniz, çok gururlandım, çok teşekkürler..

  2. Bülent Eczacıbaşı ile 1.5 saatlik sohbet toplantısının notları (son bölüm)

  3. Bülent Eczacıbaşı’yı dinlediğim başka bir toplantı

Yorum Yazın