Özveri Kılığında Ego
Bana “Bu kadar çok yazı yazmanızın sebebi özgüven mi, ego mu ?” diye soran okuruma yanıtım bitmedi.
Uzun bir kişisel sorgulama süreci yarattığı için ona teşekkür ediyorum. Konuyu sayıdan alıp içerik’e getirdikten sonra devam ediyorum.
😉
İçerik üretmek aslında zaman alan bir konu. Elbette “rapor vermek ile teşhir etmek arasında bir yerde” yazanları kasdetmiyorum. Okura katkıda bulunacak içerek üretiminden bahsediyorum.
Başkalarına yararlı olacak içerik üretmek çaba ve bilgi gerektiriyor diyorum ya… Bunu tanımadıklarınla paylaşmak hevesini sadece ego ve özgüven ile ifade etmek mümkün değil.
Çok zaman alıyor. Okuyup araştırmak gerekiyor. Uygun bir resim için bile, bazen saatlerce uğraşılıyor. Özgün içerik üretmek, zaten başlı başına bilgi ve çabanın yoğrulmasıyla sağlanıyor. Bence burada özveri işin içine giriyor.
Şu özveri kavramını da irdeleyelim:
Ajda Pekkan’ın bilmemkaçıncı estetik ameliyat sonrasında “Acaba seyircilerim onlar için nelere katlandığımı biliyorlar mı?” cümlesi var, özveri örneği olarak…
Süleyman Demirel’in “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” sözünden daha iyisi… “Cumhurbaşkanı olacak mısınız?” sorusuna “Milletim benden hizmet bekliyorsa, reddedemem.” cümlesi de özveri’nin zirvesidir.
- Benzer özveri cümleleri hatırlıyorsanız, ekleyebilirsiniz.
Bunları duyunca karpuz satıcısının “Kan gibi… Kıpkırmızıııı… Karpuz kırmızı, ben n’apiyim” çaresizliği gelir aklıma. Kahkahalarımı zor tutuyorum. Bir türlü ciddi olamıyorum.
😀
İşte bu noktada, ben de ego konusunda ikileme düşüyorum. Kendimi (ve birçok blog yazarını) şöhretli bir şarkıcı veya eski başbakan + cumhurbaşkanı ile kıyaslamıyorum. O kadar da ego yok.
Ego üzerine yazılarıma bakıyorum:
- Koltuğun esiri olup, merdivenlerden çıkma keyfini yaşayan Genel Müdür
- Kendi yarattığı “destan”ın esiri olan diğer Genel Müdür
- Kendinde olmayan gücü yönettiği için kendini güçlü sanan bir sürü kişi
- Birlikte büyümek yerine diğer girişimleri yenmeye kalkan girişimciler
Ve bu soruyu haklı görmeye başlıyorum. Yoksa bazılarımız (belki ben bile) ego’yu (özgüven değil ama) özveri mi zannediyoruz.
😉
Resmin adı: Escher Elleri
Etiketler: Ajda Pekkan, blog, blogger, Genel Müdür, girişimci, içerik, kaybeden, kazanan, Süleyman Demirel, üst yönetim, yönetim
Kategori: yaşamın içinden
3 Kasım 2014
12:06 pm
Dizinin 5’inci yazısı
7 Kasım 2015
5:13 pm
[…] “Onlar kendileri başarmış, sana ne?” diyebilirsiniz. Haklısınız aslında. “Belki, az da olsa bir katkım olmuştur” diye kendi kendime seviniyorum.