Fikrinizi çalarlar mı? – 3
“Fikrinizi çalarlar mı?” sorusunun “aslında aynı anlama gelen ama birbirine zıt” yanıtlarına [1] ve [2] , FİKRİNİZİ ÇALAMAZLAR örnekleriyle devam ediyorum.
(3)
2006’da iş hayatımın bankacılık kısmına son verdim. Bankanın eski Yönetim Kurulu Başkanı, bir petrol dağıtım şirketinin de Yön. Kur. Baş. idi. Çevresine “Burada çok veri var ama veriyi bilgiye dönüştürmüyorlar. Bu işi yapacak birini arıyorum” demiş. Beni önermişler.
İki kere ikişer saate varan görüşme yaptık. Ben uzun bir tatil yapmayı amaçlamıştım ama “Şu anda Genel Müdür yok. Birini bulunca icraatın içinde olmayacağım. Bu nedenle hemen gel ve işe başla” dedi. Beni ikna etti. İşe başladım.
İki ay sonra bir Genel Müdür geldi. Yeni Genel Müdür, başka akaryakıt şirketinin İngiltere ofisinde yöneticiyken buraya transfer edilmişti. Benim ne amaçla geldiğimi öğrendikten sonra “Bırakın şu bilgi yönetimi gibi şeyleri. Siz bir sadakat kartı çıkartın” dedi. Yön. Kur. Baş. “İcraata karışmıyorum. Genel Müdür ne derse odur” deyince bir sadakat kart çıkarmaya çalıştım.
İngiltere’de yöneticilik yaptığı için vizyon bekliyordum. Yanılmışım.
Bu arada, bağlı olduğum GMY – hiç nezih ve nazik olmayan biçimde – değiştirilmişti. Başıma gelecek olanı anlamalıydım 🙁 .
Yine bir Türkiye’de ilk defa… Birden çok banka ile çalışabilen, işlemleri doğrudan banka kredi kartına aktarabilen, isterseniz farklı zamanlarda farklı bankaların kredi kartlarına aktarabildiğiniz (böylece bütçenizi yönetebildiğiniz), RFID ile pompa bilgilerini okuyabilen, pompacının hata-hile yapamayacağı bir sadakat kartı tasarladım. Yine güncel teknolojiyi izlemeyen IT ile ve bunca özelliği taşıyan kartın üretimini olmayacak kadar ucuza getirmeye çalışan yönetim kademeleriyle cebelleştim. (Bu mücadeleler çok sayıda blog yazısına konu olabilir.) Sadakat projesini hayata geçirdik. 2008 senesinin tek başarılı projesi oldu.
Proje için 15 adımlık yol planı çıkarmıştım (aşağıda yönetici özetini okuyabilirsiniz). 5’inci adıma kadar gerçekleştirdik. 8’inci adıma kadar iş isteklerini hazırladım ve 7’inci adıma kadar olan kısmın testlerini yaptık.
2008’in tek başarılı projesiydi ama başarıdan ötürü hemen hiç olumlu cümle duymadık, aksine sürekli tehdit, taciz ve hakaret işittik. Bağlı olduğum – yeni – GMY (aşağılamayı yönetim tarzı olarak belirlemiş) hiç de birlikte çalışmaya uygun biri değildi. İşten ayrılmadan önce profesyonel ahlakın gereğini yaptım. Projemin mevcut durumunu ve gerçekleştirilebilir ufkunu – vizyonunu ayrıntılı olarak yazdım. (Altında imzam olan her belgeyi saklardım. Geçenlerde aşağıdaki dosyayı buldum ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. 🙂 )
Bu gördüğünüz Yönetici Özeti. Arkasında her bir aşama için ayrıntılı açıklamalar var.
Yukarıda yazmıştım, bırakmadan önce 5’inci maddeyi hayata geçirmiştim. Kısa süre sonra 4 ve 3’e indi. Şimdi bildiğim kadarıyla o düzeylerde sürüyor.
Diyeceğim şu: Bırakın fikrinizi çalmalarını, açık açık ortaya koysanız, vizyon ve hedefler konusunda ayrıntılı belge bıraksanız bile işe yaramayabilir. Bıraktığınız noktada bile tutamazlar, siz olmayınca geriler. Piyasadaki alelade ortalamaya kadar düşebilir.
İster “taşıma suyla değirmen dönmez” deyin, ister “ithal vizyonla proje yönetilmez“… Profesyonel ahlakınız gereği projenin gerekçelerini ve stratejik hedeflerini açıkça yazsanız bile hayata geçiremiyorlar. Dolayısıyla, hiç korkmuyorum “fikrimi çalarlar” diye… ÇA-LA-MAZ-LAR.
Keşke çalsalar. Birileri – çoğunlukla – yıllar sonra hayata geçirir ve başarılı olursa gerçekten sevinirim. Çok doğru düşündüğüm kanıtlanmış olur.
😉
Girişte “aslında aynı anlama gelen – birbirine zıt – iki yanıt vereceğim” yazmıştım. Gelecek yazının konusu “fikir nasıl çalınır” olacak. Yine gerçek hayattan örneklerle…
😀
Etiketler: ahlak, akaryakıt, alternatif maliyet, bilgi, bilgi yönetimi, kredi kartı, maliyet, profesyonellik, sadakat, sadakat kartı, strateji, üst yönetim, veri, veri anlamlandırma, vizyon
Kategori: dijital dönüşüm, yaşamın içinden
3 Eylül 2023
6:57 pm
Ellerine sağlık çok güzel yazmışsın.
Eğer fikrin arkasında uygulama kabiliyeti yoksa, fikri çalsalar bile hiç bir şey yapamazlar. Orijinal fikrin değeri her geçen gün azalıyor, ChatGPT bile üretir hala geliyor. Önemli olanın fikri uygulayabilme, fikri hayata geçirebilme becerisi olduğunu anlatan çok güzel yazi serisi.
17 Eylül 2023
7:48 pm
Veli Bahçeci – Growth Strategist | Founder @ROIVA & ROIVA Akademi |
Blogumda yazdığım ‘data monetization‘ yazısı çok hit alan bir yazı. Ama geneli datanın geleneksel usülde satışından para kazanmak maksatlı arayış yapan insanlar oluyor. Ancak çok saygı duyguğum sektörümüzün duayenlerinden Ugur abimizin kaleme aldığı 3 serilik bu yazı dizisinde de olduğu gibi veriden anlamlandırma ve zenginleştirme yaparsak daha kolay para kazanabiliriz. Aksi halde eforsuz manavdan karpuz alır gibi data ticaretinden başka bir şey gelmez aklına insanların. Haydi şimdi kahvenizi elinize alın ve bu yazı serisini bir çırpıda okuyun. Sonra dönüp şu sorularla aksiyona geçin;
Elimdeki bu veri havuzu nasıl oluştu? Kimlerden oluşuyor? Nasıl özellikleri var? Amaçları neydi de benim veri havuzumda duruyorlar? Bu personaları nasıl ayrıştırabilirim? Hangi özellikleriyle segmente ederim? Ve daha da önemlisi hangi sorunlarına çözüm olabilecek bir ürün/hizmet veya partnerim var?
===
ROIVA Akademi
Bilgi Üniversitesi’nde e-MBA ve MBA öğrencilerine CRM konusunda eğitim veren ve bazı internet girişimlerine mentorluk, danışmanlık yapan ve Dijital Dönüşüm Yolculuk Rehberi kitabı Dijitopya‘nın yazarlarından biri olan sayın Ugur Ozmen’in kendi bloğunda 3 bölümden oluşan yeni yazı dizisi #veriodaklıdüşünme ve veriden iş/gelir modelleri üretme konusunda oldukça fikir veren bir kaç anıyı konu alıyor. Yazı serisinin tamamına ugurozmen.com’dan ulaşabilirsiniz. İyi okumalar, iyi pazarlar…
#pazarokuması #uğurözmen #veriodaklıpazarlama