Hayatım roman…
Bugün doğum günüm. Dostlar çeşitli mesajlarla kutladılar. Friendfeed‘i her açtığımda bir şölen yaşadım.
Sağolun, var olun, eksik olmayın.
🙂
Doğum günü vesilesiyle hakkımda kısmına renkli resimli eklemeler yapmaya karar verdim. (Tam bir doğum günü çocuğu şımarıklığı…) Ama biraz belgesel tadında olacak. Çekmecelerde kalmış resimleri değil, basında çıkmış haberleri kullanacağım.
Hakkımda ilk çıkan yazı, bir “advertorial” idi. Zihni Gemi Acenteliği’ne Genel Müdür Yardımcısı olduğumu, dünyanın en saygın gemi yayını olan Lloyd’s List’de duyuruyordu.
Orada 6 ay kalabildim. Bana büyük tecrübeler kazandırdı. Döneme ait yazılarım blogda yer aldı.
Bıraktım, çıktım.
Sonra 1 yıl işsiz kaldım. 2 çocuklu ve işsiz. Sıfırın epey altına indim. Daha büyük tecrübeler edindim.
😉
Basında bir sonraki yer alma nedenim, bir psikolog’un yazısına yanıt. Mehmet Ali Birand, TRT’de “hesaplarda usulsüzlük” suçlaması ile mahkemeye verilmişti. Psikolog, “işini değil kişiliğini tartışıyorlar. Bu profesyonellik değil” diye bir yazı göndermişti gazeteye… Ben de kendimce yanıtladım.
Profesyonellik konusundaki görüşlerimi blogda defalarca yazdım.
😛
Patronuma sunduğum ama pek revaç görmeyen bir raporu genişletip dönemin tek iş hayatı gazetesi olan Dünya’ya bir yazı gönderdim.
Profesyonellik takıntım o zamanlarda da vardı. Deprem sonrasında Müteahhitler Odası, “suç bizde değil ihale şartnamesinde” açıklaması yapınca, bir yazı şart oldu.
Benzer bir yazıyı blogda da yayınladım.
Profesyonellik üzerinde çok zaman harcadım ama… Birkaç yıl sonra, profesyonelliğe ara verip girişimciliği denedim. Rüzgarlar beni zorladı aslında… Bir kuruma politika girdi, ben çıktım.
- Kimyasal denklem gibidir. Kuruma politika girerse Uğur açığa çıkar.
İstanbul’daki Ofisiniz diye bir kavram yaratmaya kalkıştık.
Ayrıca danışmanlık da yapacaktık.
Başaramadık. Bugünlerde çok miktarda benzer iş yapan şirket var. “Namussuzum aklıma gelmişti” demiyorum. “Denedim, başaramadım” diyorum. Belki de erkendi… Ama bahaneler bitmez.
😉
Profesyonelliğe ve bankacılığa geri döndüm. Türkiye’nin ilk banka destekli sadakat kartı projesini yaptım.
Arkasından ilk taksitli kredi kartı projesini başlattım. (Aşağıdaki haberde görülen kartın üstünde AkMerkez’in resmi var. AkMerkez itiraz etti. Kartın görseli değişti.)
Taksitkart‘ı ilk çıkardığımızda, yeni görsellerde benim adım kullanıldı.
Bu kartın TV reklamlarının başladığı gün işten kovuldum. Eve geldim. TV’yi açtım. Reklamlarda adımı ilk defa gördüm. O kartı çıkarmış ve az önce kovulmuştum.
😛
Başka bir bankada müşteri odaklı sadakat sisteminin temellerini atmaya çalıştım. Kredi kartı puanını sadece kartlı alışverişten değil, bankaya verim sağlayan diğer işlerden de kazanmak fikrini hayata geçirdim.
Böylece Türkiye’de ilk defa internet kullanımı ödüllendirilmiş oldu. Ayrıca, bankalarda alışveriş dışında bir işlem ilk defa puan kazanmış oldu.
Orada da fazla kalamadım. Yönetim değişti. Ben artık öğrenmiştim. Kovulmadan önce istifa ettim.
Dışbank’a geçtim. İlk CRM başarı öyküsü orada gerçekleştirildi.
Bu vesileyle BT dergilerinde haberler yayınlandı.
Internet bankacılığı konusunda bir oturuma katıldım. Bu sayede Serdar Kuzuloğlu ile tanıştım.
Burada söyleyeyim. “İnternet!te pazarlama” konusunda ilk dersleri de Serdar Kuzuloğlu’ndan aldım. Kendisini bankaya davet ettik. Serdar da bize zaman ayırıp anlatmıştı.
😀
Dışbank’dayken de “Türkiye’de ilk defa” denecek birçok değişikliğe imza atma fırsatım oldu.
İlk defa iki ayrı limiti olan kredi kartını çıkardık. Aylık kredi limiti ile taksitli limitin farklı yürümesini sağladık. Taksitli alışveriş yüksek olunca, aylık alışveriş limiti dolmuyordu.
(Yıllar sonra bazı bankalar “anında”, “ekspres” gibi isimlerle benzer ürünler çıkarmaya çalıştılar.)
😀
Basılı puan kataloğunu ortadan kaldırdık. Kredi kartı puanları internette kullanılmaya başlandı. Eğer puan yetmezse üstünü kredi kartından tamamlıyordu.
Bu uygulama çok tutuldu. Diğer bankalar da hemen harekete geçtiler. 2 yıl içinde Türkiye’de kredi kartı puan kataloğu kalmadı. Internet’ten alışverişlerde ciddi bir artış sağlandı.
😀
Hani daha önce alışveriş dışında da bankacılık puanı vermeye başlamıştık ya… Bunu daha da genişlettik.
Önce otomatik ödemelere,
sonra ek kart çıkartanlara,
daha sonra da arkadaşlarına kredi kartı verenlere puan vermeye başladık.
Bu uygulamaların hepsi diğer bankalar tarafından taklit edildi. Şimdi bunları yapmayan banka yok.
😀
Dışbank’ta birçok CRM başarısı elde ettik.
Birçok dergide söyleşilerimiz yayınlandı. Uluslararası başarı öyküleri çıkardık.
😀
Sonra Fortis Dışbank’ı satın aldı. Bizim CRM projeleri devam etti.
Daha küçük segmentlere kadar inen teklifler oluşturmaya başladık.
Bazı yabancılar benim ekibi çok beğendiler. Hepsi pırıl pırıl arkadaşlar… Hepsinin yabancı dili iyi. Onları yönetmek için “türkçe bilmek” gerekmiyor.
Bir süre sonra bana yine yol göründü.
Petrol Ofisi’ne gittim. Aslında çağırılma nedeni CRM ve bilgi yönetimi idi.
Orada da sadakat kartı çıkarttım.
Türkiye’de o zamana kadar çıkartılan tüm kartlardan üstün bir kart oldu. Eğer son 60 gün içinde XXX TL’den çok yakıt almışsanız, anlaşmalı lokantadan indirim alabiliyordunuz, istediğiniz bankanın kredi kartına bağlatabiliyordunuz; başka puan sistemleri ile entegre edilebiliyordu, vb…
😀
Sonra profesyonel hayatı sonlandırdım.
Artık basılı olmayan mecralardayım.
😀
Etiketler: bahane, danışman, girişim, kredi kartı, mağaza
Kategori: yaşamın içinden
16 Haziran 2010
9:14 pm
Iyi ki dogmusunuz ve iyi ki boyle guzel islere imza atmisiniz.
Keyifle okudum.
Sevgiler…
16 Haziran 2010
9:29 pm
Amma da çok çalışmışsınız 🙂
İyi ki varsınız, hep mutlu olarak var olmanız dileğiyle 🙂
16 Haziran 2010
10:34 pm
saygıyla egıldım..
hocam nice yıllara
17 Haziran 2010
8:16 am
Gecikmeli de olsa nice yıllara olsun demek istedim hocam.. iyi ki varsınız ve tecrübelerinizi paylaşıyorsunuz..
17 Haziran 2010
8:39 am
Hocam, harikasınız! Saygıyla eğiliyorum önünüzde.
17 Haziran 2010
9:56 am
Mutlu yıllar abi.. Nice güzel senelere…
17 Haziran 2010
10:39 am
Mutlu Yıllar Hocam! Sevdiklerinizle birlikte, sağlıklı, keyifli ve uzun bir ömür diliyorum. Yaptığınız işlerin bir kısmını birarada burada okumak çok keyifliydi. Paylaştığını için çok teşekkürler.
Bu arada siz de, ben de İkizler Burcuyuz demek. Benim doğum günüm de 6 Hazirandır:) Bu istifa merakımız oradan geliyor olmalı….
17 Haziran 2010
10:39 am
Mutlu Yıllar Hocam! Sevdiklerinizle birlikte, sağlıklı, keyifli ve uzun bir ömür diliyorum. Yaptığınız işlerin bir kısmını birarada burada okumak çok keyifliydi. Paylaştığınız için çok teşekkürler.
Bu arada siz de, ben de İkizler Burcuyuz demek. Benim doğum günüm de 6 Hazirandır:) Bu istifa merakımız oradan geliyor olmalı….
21 Haziran 2010
4:28 pm
Şu İkizler özelliği yok mu?
Durdurmaz insanı bir yerde… Sürekli değişimi aratır. Hep daha iyiye, daha yükseğe şartlandırır. Bir yandan da koşmaktan bile sıkılmayı sağlar. Bir yandan çelişki taşır, bir yandan yarışa koşar.
22 Haziran 2010
7:41 pm
Hocam attiginiz her adimda arkanizda inanilmaz guzel seyler birakarak yolunuza devam ediyorsunuz.. Iyi ki varsiniz, sevdiklerinizle nice mutlu senelere 🙂
23 Haziran 2010
7:45 am
Yeni yaşlarda, yeni aşklarda mutluluk ve başarı diliyorum…
28 Haziran 2010
8:19 am
O dönemlerdeki düşünce yapım… (bu link’te) 😀
23 Temmuz 2010
7:22 am
Yukarıda yazdığım gibi birkaç girişime kalkıştım. Hemen hepsinde başarısız oldum. Nedenlerini de buraya yazdım.
26 Temmuz 2010
7:03 am
İstifa ettiğim bankaya geri çağırıldım. Taksitkart’ı çıkardım. İç savaşta konumlanamadım. Kovuldum.
4 Kasım 2010
5:41 pm
Bir yeni işyeri seçimi hakkındaki kararımı da bu link’teki yazıda anlattım.
Ugur
6 Aralık 2010
6:42 am
Bu firmalardan biri hakkında…
9 Şubat 2011
8:49 am
Hayatımdaki öncelik sırası nasıl değişti. Bu link’te
22 Mart 2011
9:39 pm
“Yıllardır bu ülkede taksit yapılırken ve kredi kartı varken neden ilk taksitli kredi kartını çıkarmak bana düştü; herkes puan katloğundan nefret ederken neden daha önce kimse değiştirmedi” diye düşünürüm. Cem Boyner bu bakış açısını “kutsal inekleri doğramk” diye isimlendirmiş. Fazlası bu link’te…
17 Mayıs 2012
10:38 pm
“Sonra 1 yıl işsiz kaldım. 2 çocuklu ve işsiz. Sıfırın epey altına indim. Daha büyük tecrübeler edindim.”
Şu cümleyi okurken, o sıkıntıların bu kadar ile özetlenebiliyor olmasına hayret ediyorum. Tabii zaman
21 Mayıs 2012
11:44 am
Hayatım roman yazısının kısmen devamı bu yazıda…
21 Mayıs 2012
11:48 am
Uzun bir yanıt – açıklama için, yukarıdaki yazının devamını yazdım. http://ugurozmen.com/is-hayati/kovulmak-uzerine
29 Mayıs 2012
8:44 pm
Hayatım Roman‘ın devam yazılarından biri
3 Eylül 2013
10:22 pm
Kodlamaktan anlamam, ama Teknoloji’den anlarım
20 Eylül 2013
7:11 pm
Bazen iş toplantılarında uzun uzadıya anlatmak zorunda kalıyorum.
11 Aralık 2013
7:45 am
IK’dan sorumlu GMY’ye iş hayatımı anlattım ve beni bu eğitime göndermemesini rica ettim. “Benim Değişime Uyum eğitimine hiç ihtiyacım yok. 14 firmada, 5 sektörde çalışmış biriyim ben. Bana acımıyorsanız, eğitimi verecek olana acıyın” dedim.
12 Şubat 2014
1:42 pm
Çok kötü şeyler yapmışsınız Türk halkına yarayacak şeyler deil bu yaptıklarınız cefasını şimdi çekiyoruz sağolun